15.Bölüm

2066 Kelimeler
Esra- Duyduklarım karşısında şaşkınlıktan ağzım açık kaldı. Ece bana destek olmam için bakıyordu. Şaşırmıştım, böyle bir şey beklemiyordum. Ben tepkisiz bir şekilde ona bakarken o tekrardan sesli ağlamaya başladı. Ellerini okşayıp destek olmak istedim. Ama Ece bunu umursamadı. Onu böyle görmek canımı yaktı. Odada sadece onun hıçkırık sesi geliyordu. Bir süre konuşamadım böyle bir şey beklemiyordum. “ Ece... Bu nasıl oldu?” diye sordum. Benim sorumla ağlaması daha da şiddetlendi. Konuşmam işe yaramadı..kendime kızdım. Şuan bunu soracak zaman mıydı? Ona destek olmam gerekirken soru soruyordum. “ Tamam güzelim ağlama, ne olursa olsun ben senin yanındayım,” dedim. Yüzündeki gözyaşını sildim. Avucumu yüzüne yaslayıp bana bakmasını sağladım. “ Ağlama lütfen, ben yanındayım.” Ayağa kalkıp onun da kalkmasını sağlayıp ona sarıldım. Şuan benim desteğime muhtaç olduğunun farkındaydım. “ Ben hiç iyi hissetmiyorum Esra...” Titrek sesiyle konuşmuştu. Yüzüne gelen saçını çektim. “ Ben yanındayım ” dedim. Beklemediği bir şey olduğu için sarsmıştı. “ Bu nasıl oldu?” Diye saçma soruda bulundum. Bazen saçmalıyordum. Nasıl olacağını bilmiyordum sanki. Bu çocuk kimden olduğunu sormam gerekiyordu. Ece üzgün olsa dâhi bana salak mısın bakışı attı. “ Yani, kimden?” diye sordum. Motivasyon vermekte sıfırdım. İyice saçmalamıştım. O da bunu farkındaydı. “ Esra, cidden bunu soruyor musun?” soruyordum. Ben nereden bilebilirdim kimden olduğunu. Aklıma sadece sevgilisi geliyordu. O da Kağan Ali nin adamıydı böyle bir şeye cesaret edemezdi. “ Poyraz mı?” diye sordum. Poyraz ismi bana sürekli onu hatırlatıyordu. Benim geçmişimi çalan adamın ismi de Poyraz dı. Ece nin sevgilisinin ismi de Poyraz dı. Geçmişimi çalan adımın ismini kullanınca kalbim sıkıştı. O zamanları hatırlamak bile istemiyordum. Ece olumlu anlamda kafasını salladı. “ Buna nasıl cesaret eder?” diye sordum. Bana üzgün bakış attı. “ Biz böyle olacağını bilmiyorduk. Buraya gelmeden önce onun evinde film izleyecektik. Sonradan kendimi onunla beraber olurken buldum. Korunmadık, ama bir gün sonra korunma hapı içtim. İmkansızdı neredyese Esra, araştırdım. Yüzde bir ihtimal çıkabiliyormuş. Bu da benim şansım. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum,” dedi. Onu dinledikçe bugün olanlar aklıma geldi. Erkekler istediği bir şey olduğu zaman elde etmeye çalışırlar. Bugün olduğu gibi onlar için bu çok kolay. Biz salak kızlar da onlara hemen kapılırdık. “ Aldıracak mısın?” Diye sorduğumda ağladı. “ Bilmiyorum ” dediğinde kararsız olduğunu anladım. “ Haberi var mı?” diye sordum. “ Hayır yok. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.” Ece utanıyordu. Ama bunda utanacak bir şey yoktu. Bu çocuk ikisinin çocuğu, tabi ki de onun da bilmeye hakkı vardı. “ Ona bunu söylemelisin, bilmeye hakkı var güzelim,” dedim. Kafasını olumsuz anlamada sallayıp “ ya istemezse Esra, ben onu nasıl aldırırım.” Kim çocuğu istemezdi ki? “ Neden istemesin? İster tabi ki?” Bana inat tekrardan kafasını olumsuz anlam da salladı. Ece,“ ben hapı içeceğimi unutmuştum. O alıp geldi. Böyle bir şeyi istemediğini biliyorum.” Ece yi şuan çok iyi anlıyordum. Korkuyordu, hem Kağan Ali duyarsa hiç iyi şeyler olmayacaktı. “ Kağan Ali ye söyle o zaman.” dediğimde hemen oturduğu yerden kalkıp kolumu tuttu. “ Sakın Esra, abim bilmeyecek. Yoksa onu öldürür. Bana bir şey yapamayacağını biliyorum ama Poyraz’ ı öldürür. ” Bu yapamazdı. Poyraz onu kardeşinin çocuğunun babasıydı. Böyle bir şey yapacağını sanmıyordum. Ama bir yanım da onun ne kadar psikopat olduğunu söylüyordu. Bunu Kağan Ali den saklamak istemiyordum. Öğrendiği zaman ve benim bildiğimi öğrenince ortalık fena karışabilirdi. Bir yandan Ece nin ısrarı bir yandan Kağan Ali vardı. Ne yapacağımı bilmiyordum. İçimden bir ses Kağan Ali ye söylememi istiyordu. Onu dinlemek istiyordum. Ama Ece nin dediği mantığıma daha çok yatmıştı. Eğer Kağan Ali bunu öğrenirse Poyraz’ ı öldürebilirdi. Buna müsade edemezdim. Şimdilik söylemeyecektim. “ Tamam, söylemeyeceğim. Ama öğrendiği zaman ortalık çok karışacak.” dedim. Benim böyle sormamla Ece daha çok tedirgin olmuştu. Ona sadece diyebileceğim tek şey Poyraz ın da bilmesi. “ Poyraz'a söylemelisin.” “ Hayır söyleyemem. Korkuyorum Esra, ya aldır derse ben ne yapacağım.” “ Bak ben yanındayım. O aldır derse bile sen kendini dinle. Ona hem anne hem baba olursun. Senin ona ihtiyacın yok ki güzelim. Abin senin her zaman yanında olur.” dediğim de sımsıkı bana sarıldı. “ Çok özür dilerim Esra özür dilerim.” dediğinde onu anlamadım. “ Neden?” diye sorduğum da kolunu çekmişti. “ Sana yalan söylediğim için.” Sessiz kaldım. Bu konuda konuşmak en son isteyeceğim şeydi. Konuyu değiştirmek için “ çok güzel anne olacaksın ” dedim. Bana umutla baktı. Gülümseyerek kafamı salladım. “ Şimdi biraz toparlanıp onun yanına gideceğim. Söyleyeceğim Esra. İster kabul etsin. İster etmesin. Çocuğumu aldırmayacağım.” Bu şekilde ona umut verdiğim için çok mutlu oldum. Ece ye kızsam da en kötü gününde her zaman yanında olacağım. ------- Kızlarla oturmuş film izliyorduk. Tabi ki de Başak bana öldürücü bakışlar atıyordu. Onu saymıyordum. Buraya neredeyse alışmıştım. Bu gerçek moralimi bozdu. En son bana sinirlenip giden adamı bir gündür görmüyordum. Bir tarafım ondan özür dilememi isterken diğer taraf ne hâli varsa görsün diyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ben düşünceler dalmış bir şekilde otururken üzerime dökülen şeyle aniden sıçradım. Yan tarafıma baktığımda sahte olduğu belli olan endişeli yüz ifadesiyle bana bakan Başak vardı. Üzerine su dökmüştü. Ben ona sinirle bakarken o gülümsedi. “ Ne yaptığını sanıyorsun sen?” diye çıkıştım. “ Ne yapmışım, yanlışlıkla oldu.” Bilerek yaptığına emindim. Bu kız benden ne istiyordu. “ Senin amacın ne kızım? Bak ben sakin davrandıkça daha çok bu hareketleri yapmaya başladın.” “ Ne yaparsın? Yine dövmeye mi kalkarsın? Acıyorum sana.” dediğinde sinirden yüzüm kıpkırmızı oldu. “ Sen kimsin de bana acıyorsun?” “ Asıl sen kimsin kızım? Buraya iyice alıştın. Bir anda Kağan Ali şutlarsa ağlama.” dediğinde elim yumruk oldu. Ece,“ haddini aşıyorsun Başak. Abim bunları duyarsa hiç iyi olmayacak,” dedi. Başak sınırlı bir ifadeyle alış çaldı.“ Ne güzel sen de onun tarafındasın. Bu kız ne yapıyor size büyü mü yaptı. Gerçekleri görmüyorsunuz.” Benim hakkımda daha fazla bu şekilde konuşmasına dayanamazdım. “ Ve Kağan Ali’ nin sevgilisiyim. Sen kimsin?” dediğim de yüzü mosmor oldu. Benden böyle bir şey duymayı beklemiyordu. Ben de böyle bir şey söylemeyi beklemiyordum. Ama bu kıza haddini bildirmek istemiştim. Daha fazla benimle böyle konuşmasına dayanamazdım. Tam o konuşacakken bir şey ona engel oldu. Arkama korkuyla baktı. Bende bakacakken. Biri elini omzuma koydu. Bu kokunun sahibi Kağan Ali den başkası değildi. Omzundaki elini elime geçirdi. Birleşen ellerimize baktım. Çok uyumluydu. Ben ellerimize bakarken o konuştu. “ Duydun Esra'yı. Bir daha Esra'yla böyle konuşmayacaksın. Yoksa olacaklardan ben sorumlu olmam Başak.” Sert ve keskin sesi azarlar tondaydı. Bakışlarım Başak'ı buldu. Kağan Ali ye hayal kırıklığı ile bakıyordu. Gerçekten de bu kız salaktı. Muhattabım olacak biri değil. Başak, “ Kağan Ali bak beni dinle...” Kağan Ali konuşmasını böldü. “ Dinleyecek bir şey yok. Geçen ki hatanı unutmuş değilim. Üçüncü de affetmem. Bu sadece senin için değil bu odadaki herkes için geçerli. Esra benim sevgilim, ona tek kötü söz söyleyen bana söylemiş olur.” Sert sesi titrememe neden oldu. Beni böyle sahiplenirse ben bu adama aşık olurdum. Durumun ne olduğuna bakmadan ona kapılır giderdim. Odaya baktığım zaman erkeklerin de burada olduğunu gördüm. Bora yla göz göze gelince kafasını çevirdi. Neden böyle bir şey yaptığına anlam veremedim. Bakışlarımı benden uzun olan adama çevirdim. Gözleri gülüyordu. İlk defa gözlerinin güldüğünü gördüm. Herkesin içinde alnımı öptü. Gözlerimi kapattım. Bu şuan bana en iyi gelecek tek şey olabilirdi. Bütün dengemle oynayan bu adama karşı çıkamıyordum. Sanki o beni öperken ellerim bağlı gözlerim kapalıydı. İlk defa bu kadar değişik duygular içerisindeydim. Gözleri gulen bu adam benim Başak' a dediklerimi duymuştu. Çünkü buradan giderken kızgın gitmişti. Onun için güzel anı bölmüşlerdi. Ne kadar yalanlamaya çalışsam da benim için de güzel bir andı. Ben bu adama kapıldıkça yapacaktım. Bu çıkmaz beni mahvediyordu. Onunla olmam için çok engel vardı. Ama biz herkese sevgiliyiz dedik. Bunu benim düşüncesizliğim yaptı. Ellerimi sıkı sıkıya tutan adam ortamdan herkese teker teker bakıp beni de arkasından götürdü. Arkasını dönen adam aniden durunca kafam göğsüne çarptı. Bakışlarım onun kahve gözlerini buldu. Üstten bakışları aynı hâli almıştı. Bende olan bakışlarını çekip odadan birini buldu. Arkam dönük olduğu için göremiyordum. Konuştuğu zaman anladım. “ Ece, yarım saat sonra odama gel.” Sesi ilk defa kardeşine katıydı. Öğrenmiş miydi acaba? Kafamı arkaya doğru çevirecekken Kağan Ali buna izin vermeden beni de arkasında adeta sürükledi. Evden çıktığımız zaman diğer evin ziline bastı. Sarışın kadın kapımızı açıp bize gülümsedi. Ben de aynı sekilde ona gülümsedim. Kağan Ali umursamdan odaya doğru yöneldi. Ellerimi sıkı sıkıya tutan adama “ Kağan Ali elimi bırakır mısın?” dedim. Beni duymadan kapıyı açıp beni de beraberinde soktu. İki eliyle yüzümu tutup alnımızı birleştirdi. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Avuç içlerim terliyordu. Bana böyle heyecan vermesini istemiyordum. Gözlerine baktım. Gözleri kapalıydı. Nefes alışverişi dudaklarıma çarpan adam beni tekrardan öpecekti. Beni öpmesini deli gibi istiyordum. Yüzümün kenarındaki saçlarımı kulağımın arkasına itti. Gözleri gözlerimle çakıştı. Onu açık karamel kahve gözleri benim gece koyusu gözlerimi buldu. Düşüp bayılacak gibi hissediyordum. Daha ne kadar bu şekilde duracağımızı bilmiyordum. “ Bana bu kadar iyi gelmemeliydin. Aşağıda dediklerin beni çok mutlu etti güzelim.” Boğuk sesi aklımı başımdan almama yetti. Konuşmak istiyordum ama dilim lal olmuştu. Etkisi altına almıştı. Ama konuşmak istiyordum. Onu yalanlamak istiyordum. Bu doğru değildi. Bunu sürekli kendime hatırlatıyordum. “ Ona haddini bildirmek istedim. Sevgilim değilsin.” Ben ona bunları söyledikten sonra gülümsedi. “ Hayır, sevgilinim. Bunu benden önce sen söyledin.” dediğinde ne desem fayda etmeyecekti. Ben de sessiz kalmayı tercih ettim. Dudakları dudağımın üzerinde durdu. Öpmüyordu, sadece dudaklarımız birleşikti. Beni öpmesi için gözlerimi kapattım. Ama o öpmedi. Tekrardan gözlerimi açtığım da gözlerinin içi yine gülüyordu. Ona kızgın bir şekilde baktım. Benimle uğraşıyordu. Beni öpmesini istediğimi fark etmişti. Sinirle kollarının arasından çıkmaya çalıştım. İzin vermedi. “ Uslu dur güzelim.” Kollarının arasında çırpınıyordum. “ Ya bırak beni bırak” diye isyandan bulundum. O umursamdan gülüyordu. Sinir bozucu adi herif. Tekme atmaya çalıştım. Sadece çalıştığımla kaldım. Beni durdurdu. “ Bu kadar moralini bozacağını bilseydim. Öperdim o bal dudaklarını ” hem iltifatı hem gerçekler yüzümün kızarmasına sebep oldu. Tekrardan dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığı zaman yine engel olamadım. Çünkü beni öpmesini istiyordum. O sanki beni öptüğü zaman her şey yoluna gidecek gibiydi. Bu sefer beni öpmesine engel olan kapının çalmasıydı. “ Siktir” diye küfür ettiği zaman “ ayıp ” dedim. “ Ben sana ayıbı göstereceğim, ama arkandaki yatakta.” dediğinde beni yine utandırdı. Birbirimzden uzaklaştığımızda Kağan Ali “ gel!” dedi. Bu adamın her zaman sesi bu kadar sert çıkmak zorunda mıydı? Kapı açıldığında Ece bize masum masum bakıp içeriye girdi. “ Yanlış zamanlama mı?” diye sorduğunda cevap vermedim. Kağan Ali onun sorusunu es geçip “ iyi ki de yarım saat sonra gel dedim.” Ece kahkaha atıp “ abi yarım saati geçti bile.” O kadar olmuş muydu? Biz odaya daha yeni gelmiş gibiydik. Zaman onunla çok hızlı geçiyordu. Kağan Ali,“ neyse ne, seninle konuşacağım önemli konu var.” Öğrenmiş gibiydi. Sesi sinirli çıkan adama baktım. Kardeşine bakıyordu. “ Ben çıkayım” dediğimde Kağan Ali bana baktı. “ Kalmak istersen kal.” “ Yok siz baş başa konuşun. Çıkıyorum ben.” Arkamı dönüp Ece nin yanından geçerken elini tuttum. Destek olmak için. Bana acılı bir halde gülümsedi. Yanında geçip kapıyı açarak odadan çıktım. Ne konuştuklarını merak etsemde sonuçta abi kardeş arasına girmek istemezdim. İkisinin arasında özel de olabilirdi. Cebimdeki telefonu çıkarıp boş boş baktım. Aşağı inip mutfağa girdim. Sarışın kadın, daha ismini öğrenmemiştim. Yemek yapıyordu. Yanına gidip “ yardım edebilir miyim?” Aniden gelen sesle hafif sıçradı. Arkasını dönüp bana baktı. “ Teşekkür ederim, Esra hanım ama yardım edecek bir şey yok.” Naif sesi huzur veriyordu. Gen duruyordu. Onunla konuşmak istiyordum. “ Peki o halde, adın ne?” Benden bu soruyu beklemiyor olmalı ki şaşırmıştı. “ Melike” dediğinde “ ismin ne kadar güzel ” “ Teşekkür ederim Esra hanım, sizin de öyle. ” Samimi gelmişti. Ama mesafeli davranıyordu. “ Kaç yaşındasın?” “ yirmi beş, siz kaç yaşındasınız?” Kağan Ali den bir yaş küçüktü. “ On yedi, iki ay sonra on sekiz olacağım.” Bana bakıp şaşırdı. “ Küçük duruyorsunuz ama bu kadar beklemiyordum. ” Dediğinde ben de gülümsedim. Bir süre sonra bana daha çok alışıp konuşmaya başladı. Ne zorluklar çektiğini Kağan Ali nin ona yardım ettiğini anlattıkça onun yerine ben mutlu oldum. Çok içten ve samimi hareketleri hoşuma gitmişti. Zaman geçtikçe hâlâ Kağan Ali ve Ece odadan çıkmadılar. Melike den müsade isteyip Kağan Ali nin odasına doğru adımladım. Telefonum çalınca durmak zorunda kaldım. Yabancı bir numara beni arıyordu. Ablam olacağını düşündüğüm için açtım. “ Alo... ” dediğim zaman hiç beklediğim birinin sesini duydum. “ Alo tabi güzeller güzeli üvey kardeşim.” Arayan kişi benim geçmişimin katili üvey kardeşim Poyraz dı.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE