Saçlarımdan sular damlıyordu. Cihangir bir havlu getirip hünerli bir şekilde havluyla sarmaladı saçlarımı. Ama bedenimi kurulamadan üzerime uzandı. Onun saçlarından damlayan sular tenime düşerken, ‘’Seni şimdi ısıtırım, bütün suyun buharlaşır.’’ Dedi iri bedenini benimkinin üzerine mahir bir şekilde yerleştirirken. Dirseğinin üzerinde tam tepemdeydi ve hafif üşüme hissim giderek yerini onun bedeninden bana geçen sıcaklığa bırakıyordu. Dudakları alnımdan başlayıp yüzümdeki birçok noktaya dokunurken boştaki eli bedenimin altına kayıp kalçamı kavramıştı. ‘’Bayılıyorum tenine. Pürüzsüz ve sıkı. Elimi mıknatıs gibi çekiyor.’’ Benim elimde onun güçlü ve geniş omuzlarında dolaşıyordu. ‘’Ben de seninkine müptelayım. Parmaklarım alev alacak gibi hissediyorum sana dokunurken. Hele şu erkeksi koku

