3-Doğru İnsan

1500 Kelimeler
O akşam benim ev tutma olayı tekrar konu olunca Gürkan Yüzbaşı karakola yakın bir binada birkaç güne kadar bir dairenin boşalacağını, bekleyip bekleyemeyeceğimi sordu. Personelden biri ülke dışı görevine gideceği için ailesi memlekete dönecekmiş. Nasıl sevindim anlatamam. ‘’Elbette beklerim. O arada ben de ihtiyacım olacak acil birkaç eşyayı almış olurum hem.’’ ‘’Size yakın olursa benim ve annesinin de içi rahat eder. Güzel oldu bu haber.’’ dedi babam da haberden hoşnut. ‘’Hem okula da Aynur’la beraber gidersiniz ders saatleriniz uygun olduğunda.’’ dedi Gürkan Yüzbaşı. ‘’Gürkan arabayı yalnız kullanıyorum diye geriliyordu. Şimdi yanımda biri olunca belki bana daha çok güvenir.’’ Aynur inceden laf soktu kocasına gülümseyerek. ‘’Ne alakası var canım, birbirinize yarenlik edersiniz işte fena mı?’’ dedi Gürkan Yüzbaşı lafı toparlamaya çalışarak. ‘’İtirazım yok, Bahar kendini bana emanet edebilirse hay hay.’’ Aynur gülerek bana bakınca, ‘’Onca veli size öğrencisini emanet ediyor Aynur Hocam, ben kendimi nasıl emanet etmem?’’ dedim içtenlikle. Aynur bana memnuniyetle bakarken Gürkan Yüzbaşı, ‘’Bahar Hocam, Aynur’a çok pis gaz verdiniz şimdi. Bunu sene boyunca bana hatırlatır.’’ dedi keyifle. Onlara gülümserken Cihan’ın yüzünde manidar bir gülümsemeyle kısa bir an bana baktığını gördüm. Bakışları ne düşündüğünü gölgeliyordu ama sanki verdiğim cevap onu da tatmin etmişti. Gürkan Yüzbaşı evi boşaltacak olan personeli arayıp durumu anlattı ve ev sahibinin telefonunu istedi. Sonrasında ev sahibiyle görüşüp şehir şartlarına uygun bir kirada anlaşmaya vardı. Ev işi çözülmüştü, ertesi gün uğrayıp kaparo verecektik ve kiracı çıkar çıkmaz ev bizim olacaktı. İçimde bir rahatlamayla Gürkan Yüzbaşı’ya teşekkür ettim. Derken ben babamın çayını doldurmak için kalkınca Cihan’ın tekrar telefonu çaldı. Ve ne yazık ki ben onunla aynı havayı solumaktan deli gibi memnunken Deli Kurt hastaneye gitmesi gerektiği için oradan ayrıldı. O giderken ben mutfakta çay dolduruyordum ve mutfak kapısı giriş kapısına baktığı için kapıdan çıkarken sadece bir anlığına göz göze geldik. Elimde babama götüreceğim dolu bardakla bir saniye yerime çakılmış ve ona bakarken yakalanmıştım delici kurt bakışlarına. Bir daha görüp göremeyeceğimi bilmeden, bana karşı bir şey hissedip hissetmediğini öğrenemeyecek olmanın da kırık döküklüğüyle sadece bir saniye bakmıştık birbirimize. Sonra iri bedeni kapının içinden geçip gözden kayboldu. Sanki o beden kapıdan çıkıp kaybolurken benden de bir şeyi alıp götürmüş gibi eksik hissettim. Elimdeki bardağı sallamadan götürebilmek için vücudumdaki hafif titremeyi dindirmeye gayret ederek sakince yürüdüm salona. Ben salona varmadan muhtemelen Deli Kurt apartmandan ve hayatımdan çıkmıştı bile. Gürkan Yüzbaşı’nın bahsettiği ev boşalana kadar öğretmenevinde kaldık babamla. Aynur bildiği birkaç mağaza olduğunu söyleyip birlikte gitmeyi teklif etti. Aynur beni almaya geldiğinde, ‘’Binmeye korkmuyorsun değil mi Bahar?’’ dedi sırıtarak. Aynı şekilde sırıttım ve, ‘’Anca beraber, kanca beraber.’’ dedim. Ön yolcu koltuğuna bindim ve ilk mağazanın yolunu tuttuk. ‘’İşimizi bitirince kız kıza birer kahve içer miyiz?’’ dedi bana göz kırpıp gülümserken. Aynı sevecenlikle, ‘’Harika fikir.’’ dedim. ‘’İlk olarak bir ikinci el mobilya mağazasına gittik ve hem oturmak hem de yatmak için kullanacağım bir kanepe baktım. Pek bir şey beğenemeyince Aynur, ‘’Bahar ikinci el satış uygulamasından da bakalım. Zaten ev ancak 2-3 güne boşalacak. Bazen çok temiz ev eşyaları düşüyor.’’ ‘’Haklısın aslında. Aklıma nasıl gelmediyse. Teşekkür ederim.’’ ‘’Rica ederim, biz sana birkaç mutfak eşyası falan bakalım gel. Bardak tabak falan ilk etapta yetecek kadar bir şey alırsın.’’ ‘’Annem de bir şeyler gönderecek ama dediğin gibi ilk etapta işimi görecek birkaç parça şey almak iyi olacak.’’ Aynur beni bildiği bir zücaciyeye götürdü. Oradan ihtiyaç duyabileceğim öncelikli şeyleri aldım ve arabaya yükledik. Diğer şeyleri ikinci el uygulamasından bakıp, eksik kalırsa tekrar çıkacaktık alışverişe. İşimiz bitince birlikte kahve içmek için bir yer bakınmaya başladık. ‘’Hah, şurası.’’ Aynur aracı park etti ve hoş bir kafeye girdik. İçerisi yarı yarıya doluydu ve biz girince dönüp bakanlar oldu. Uygun bir masa seçip oturunca sipariş verdik. ‘’Küçük bir yer olunca yabancı simaları fark ediyorlar. Senin de yeni olduğunu anlamışlardır. Ve tabii hayli güzel olduğunu.’’ Aynur etrafa şöyle bir göz atıp bana gülümsedi. ‘’Teşekkür ederim.’’ Biraz utanmıştım. ‘’Teşekkür etme, öylesin gerçekten. Saç rengine bayıldım. Boya mı doğal mı?’’ ‘’Kendi saçım da kumral ama ara ara biraz daha açık ton attırdım.’’ ‘’Beğendim, cidden güzel görünüyor.’’ ‘’Senin saç tonun boya mı, çünkü çok güzel bir kahve?’’ ‘’Ben de geçen ay sıkıntıdan çikolata kahve yaptım. Normalde koyu kumralım.’’ ‘’Yakışmış, sıkıntın işe yaramış.’’ Gülüştük. ‘’Burada pek arkadaşım yok. Okuldan öğretmen arkadaşlar var ama kendime yakın biri bulamadım. Okula gidince anlarsın zaten. ‘’ ‘’Hıım. Artık ben varım, merak etme.’’ dedim ve tekrar gülüştük. Onu sevmiştim. Nahif ve zeki bir kadındı. Biz konuşurken Gürkan Yüzbaşı aradı ve Aynur’a muhtemelen nerede olduğunu sordu. ‘’Vallahi gelemem Gürkan, Bahar’a kahve sözüm var. Şurada iki satır dedikodu yaptırmıyorsunuz adama yahu. Aybüke’yi de alıp birlikte inersin bahçeye. O da babasının basketbol yeteneğini izlemiş olur.’’ Aynur kocasıyla tatlı tatlı pazarlık yaparken imrendim. Başımdan kötü bir evlilik geçmişti ve ben eski eşimle hiç böyle olamamıştım. Sonra birden yine aynı şeyi düşündüm, Cihan astsubay eğer hiç evlenmediyse ve benimle ilgilenirse ( ki adamı bir daha görüp görmeyeceğim bile belli değildi ama işte gel bunu kalbime anlat ) acaba benim daha önce bir evlilik yapmış olmamı sorun eder miydi? ‘’Tamam biz kahvemizi içene kadar kızım sana ve karakol ahalisine emanet. Ona iyi bakın.’’ Aynur telefonu kapatırken sırıtıyordu, ‘’Erkekler bazen gerçekten çocuk gibi oluyorlar.’’ Gülümsedim. ‘’Gürkan Yüzbaşımla birbirinize çok yakışıyorsunuz. Neşeniz daim olsun.’’ ‘’Senin gibi ilk atandığım yerde tanıştık Gürkan’la. Ev arkadaşımın nişanlısının arkadaşıydı. Bizi birbirimize yamamak için plan yapmışlar, tanıştırdılar ama ben bizimki asker diye hiç güvenmiyorum aslında. Didişiyorum adamla her fırsatta. İçten içe de çok beğeniyorum ama belli edemiyorum da. Gel zaman git zaman Gürkan dürüst davrandığını ve benimle gerçekten evlilik için görüşmek istediğini kanıtladı.’’ ‘’Nasıl hissettin doğru insan olduğunu?’’ Aynur yüzüme manidar şekilde baktı. ‘’Bir gün ben çok sancılandım Bahar. Aybaşı dönemimin ilk günüydü. Soğuk bir kış günüydü ve ev arkadaşım da memleketine gitmişti birkaç günlüğüne. Ama nasıl kıvranıyorum görsen. Acıdan ağlamaya başlamıştım ki Gürkan aradı. Ağladığımı duyunca verdiği tepkiyi unutamıyorum. Öyle bir ses tonuyla sordu ki neyim olduğunu. Durumumu anlatınca kapımda belirmesi 15 dakika sürmedi. Kanamam olduğu için biraz utandığımı anlayınca beni rahatlattı ve ağrı kesici yaptırmak için hastaneye götüreceğini söyledi. Üzerime bir şeyler giymeme yardım edip asansör yok diye kucaklayıp indirdi merdivenlerden. Acile götürdü ve orada bana ağrı kesici yaptırıp eve tekrar getirdi. Yerime yatırıp çorba ve benim tarifimle ballı şerbet yaptı. O gün sabaha kadar yanımda kaldı. Gece kanepede uyumak için hazırlanırken elinden tutup yanımda yatmasını istedim. Hem tavrını ölçmek hem de aslında onunla uyumak istedim. Şaşırdı. Emin olup olmadığımı sorduğunda, bana sarılırsan daha iyi hissedeceğim uyurken, dedim. O gece Gürkan’ın eli karnımın üzerinde olduğu halde uyuduk. Benden faydalanmaya kalkmadı, saçlarımı koklayarak öylece yattı yanımda. Gürkan benimle uyurken hissettiğim huzur ve güven duygusunu tarif edemem. Sabah daha iyiydim ve bana kahvaltı hazırlayıp okuluma bıraktı. O süre içinde Gürkan’ı izledim ve çok düşündüm. Yaptığı çorba çok lezzetli değildi ama benim için yapmıştı. Beni kucakladığında ise gerçekten beni önemsediğini tüm yüreğimle hissettim Bahar. O günden sonra ona çok güvendim ve bir kez bile yanıltmadı beni. Altı ay içinde evlendik. Ve hala onunla olmayı seçmemin bu hayatta verdiğim en doğru karar olduğunu düşünüyorum.’’ Aynur’un gözlerinden duygularının samimiyetini okuyabiliyordum. Ve elimde olmadan, ‘’Darısı bana o zaman. Çünkü ben bir kez yanlış bir seçim yaptım ve bir şansım daha olursa eğer, hayatım boyunca pişman olmayacağım biri olsun istiyorum.’’ Deyiverdim. Aynur içtenlikle yüzüme baktı. ‘’İlişki mi, evlilik mi?’’ dedi anlayışla. ‘’Kısa süren yanlış bir evlilikti. Bitirdim ve sınava hazırlanıp buraya atandım işte.’’ dedim o kötü anıları kafamdan kovmak istercesine etrafa bakınıp. ‘’Hala çok gençsin Bahar. Hayat şimdi başlamış gibi düşün. İlk seferinde doğru olacak diye bir şart yok. İçine sinmeyen, sana hak ettiğin değeri ve sevgiyi vermeyen hiç kimse için de heba etme ne kendini, ne vaktini. İnanıyorum ki senin aradığın ve sana iyi gelecek adam da şuan bir yerlerde seni arıyor ve sana ihtiyaç duyuyor.’’ ‘’Umarım dediğin gibi olur Aynur.’’ ‘’Yalnız burada yeni olduğun ve hayatında kimse olmadığı için bunu fırsat bilecek birkaç kişi olabilir. Okuldan veya tanışacağın insanlardan yani. Dikkatli ol ve niyetlerini iyi oku.’’ Aynur’un uyarısı bir şeyleri öngörebildiğini düşündürdü bana. Acaba kast ettiği kişilerden biri de Deli Kurt muydu? Yoksa ondan hoşlandığımı mı hissetmişti? Ya da onun bana baktığını falan mı görmüştü? Biraz tedirgin oldum. ‘’Ederim tabii. Artık öyle kolayca birine güvenecek değilim. Eğer ilgilenen biri olursa da sana sorarım.’’ ‘’İlgilenen biri, birileri olacak Bahar’cım. Hatta olmaya başlamış bile olabilir.’’ Omurgam boyunca ürperdim. ‘’Nasıl yani?’’ dedim salağa yatarak. O sırada sipariş ettiğimiz kahveler geldi. Aynur garsonun gidişini bekledikten sonra, ‘’Bekleyip görelim. İçimden bir ses epey ilginç şeyler olacak, diyor.’’ Aynur üstü kapalı bana Cihan’la ilgili bir şeyler ima etmişti ama ben de salağa yatmak zorunda kaldım. Belki tam olarak benim tuzağa düşmemi istiyordu ve saf saf Cihan’dan mı bahsediyorsun diye sormam için yapmıştı bunu. Sakince tebessüm ettim ve, ‘’Görelim bakalım. Ama burada eski olan sensin ve uzak durmam gereken biri olursa beni uyarmak senin görevin.’’ dedim gülümseyerek. ‘’Sana en uygun kişiyi seçmen için elimden geleni yapacağımdan şüphen olmasın.’’ dedi cevap olarak, kurnaz bir göz kırpışla.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE