Arhat ağadan, Biz Azad’la çalışma odasında otururken avludan dayımların yola koyulduğuna dair sesler gelmeye başladı. Göz ucuyla Azad’ı kolaçan ettim. Ben olmasam kalkıp arkalarından su dökecek bir duruşu vardı. Şu halinin sebebini öğrenmeye korktuğumu hissettim. Ailem deyip kime tutunsam elime geliyordu. Azad’ı da kaybetmeye henüz hazır değildim. Dayımlar avluyu tamamen boşalttığında yüzlerini görmemek içi daha fazla burada beklememe gerek kalmadığı için karımın yanına gitmek üzere ayaklandım. Azad yine bir kuyruk gibi ardımdan gelmeye başladığında omzumun üzerinden yüzüne baktım. “Senin akşama uçağın yok muydu, ne geziyorsun hala burada?” Hakkı varmış gibi yüzüme kırgın baktı. “Gitmemi bu kadar istediğini bilmiyordum abi.” Ne yaparsa yapsın kardeşin olunca bir abi demesine kinin

