Kulübenin dışından gelen o ani tıkırtı sesi, odadaki sessizliği bir bıçak gibi kesmişti. Mert ve Aslı donakalmış, nefeslerini tutmuşlardı. Kalpleri gürültüyle çarpıyor, kulaklarında uğulduyordu. Mert, bir an için gözlerini Aslı'ya çevirdi, ona "Sakin ol" der gibi, ama aynı zamanda tetikte olmasını söyleyen bir bakış fırlattı. Elini hızla belindeki tabancaya attı ve yavaşça, sesin geldiği kulübenin arka tarafına, yıpranmış pencereye doğru ilerledi. Adımları o kadar sessizdi ki, sadece toprağın ve ahşap zeminlerin hafif gıcırtısı duyulabiliyordu. Aslı, elindeki not defterini sıkıca kavramış, nefesini kesmiş bir halde Mert'i izliyordu. Dışarıdaki gölgeler hareket ediyor, rüzgarın uğultusuyla birleşen hışırtılar, yakındaki zeytin ağaçlarından mı, yoksa yaklaşan bir tehlikeden mi geliyordu, ayı
