Usul nefesi tekrar nefesime, kalın dudakları, tekrar nemine susadığı dudaklarıma kavuştu. Duvarla arasında sıkışmış bedenimi, her dudaklarımda turlayışında ritmik olara öne doğru aheste aheste sertliğine bastırdım, geri çektim. Uzun uzadıya kendimi ona verip, geri çektim her seferinde. Odayı dolduran nefes sesleriyle birlikte kulaklarımızda da yankı yapan ıslak dudaklarımızın birbirlerini emerken çıkardığı seslerdi. Dilimiz, her dudaklarımızdan firar edip sözleşmiş gibi bedenlerimizin dışında buluşunca odaya bir de şapırtı sesleri doluyordu. Biz Mustafa'yla anlaşamasak da daha girizgahtan barizdi ki bedenlerimiz birbirleriyle anlaşıyorlardı. Hatta bedenlerimizin dili olsa, bize, siz susun biz her şeyi hallederiz diyebilirdi. Kendimi Mustafa'ya sürttürmemle Mustafa bedenimi tama

