Mustafa'nın kararmış bakışları daha da kararabilirmiş gibi hepten geceye dönüştü. Zifir renk bir tutkuyla harmanlanan ifadesi ve kasılan çenesiyle bana bir şeyler diyecek gibi oldu fakat demedi. Sanırım dilini başka bir işte çalıştırmak ve direkt sonuca gitmek o an, ona daha mantıklı geldi. Benimse mantığım tamamen yok olmuştu.
Mustafa'nın kadınlığımdaki eli hafif fakat hızlı bir şekilde yukarı kaydığında, bacaklarımın arasına uzanan dili, tekrar ıslak tepeciğimi buldu. Pürüzsüz bir sesle, "Ahhh..." diye inledim gözlerimi sıkı sıkıya kapatırken. Bu sefer delicesine bir hızda bastırarak şişmiş ufak tepeciğimi ağzına çekiyor ve iki parmağıyla birden vajinama girip çıkıyordu. Mükemmel bir hazda kayboluyordum. Ağzıyla bastırdığı tepe noktam ve parmaklarıyla ileri geri yaptığı rahmimin yolu ar
