Mirza kucağındaki Güneş ile güçlü adımlarla eve doğru ilerledi. Kapıdan içeri girdiklerinde Güneş’in üşümekten moraran parmaklarını fark edince kaşlarını çatıp adımlarını hızlandırdı. Şöminenin önüne geldiğinde, Güneş’i süt beyazı yumuşak halının üzerine oturttu. “Burada biraz ısın. Hemen sana kuru bir şeyler getireceğim,” dedi ve hızla yatak odasına koştu. Güneş, şöminenin sıcaklığını hissettiği an titremesi hafiflese de üzerindeki ıslak kıyafetler soğukluğunu artırıyordu. Mirza’nın uzaklaşmasıyla, daha fazla bekleyemeyeceğini hissetti. Hala titremekte olan elleriyle üzerindeki ıslak giysileri çıkarttı. Üzerinde sadece sutyen ve külotu kalmıştı ve karda oturduğu için külotu da ıslanmıştı. Onları da çıkartıp bir kenara bıraktığında, tüm çıplaklığıyla ateşin karşısında diz çökmüş halde bul

