4

790 Kelimeler
KAAN BARLAS'TAN İntikam denen soğuk melanet, ilmek ilmek işlenmişti günaha boyanmış ruhuma. Benimle birlikte her şeyi yakmak, zihnimdeki bütün düşünceleri geçmişin pençesine bağlayıp iyilik ve kötülük arasındaki dipsiz uçurumdan atmak istiyordum. Dokunduğum her şey benimle birlikte alev alıyor, bu dünya her şeyiyle benim yaptıklarıma engel olmak için çırpınıyordu. Hiçbir şekilde buraya ait olmadığımın farkındaydım. Ne bulunduğum yere, ne de bulunduğum insanlara, ne de bulunduğum zamana... Bir silahın mamlusumdan ateş eden kurşun sonucu akan kanların, akşamın karanlığını süslediği gecede kendime verdiğim söz, yaşanılan her şeyin intikamını benden çıkarmak ister gibi her gece kulağımda veryansın ediyordu. Kirli geçmişler kanlı savaşlarla son bulur. Bu savaş da benden kan istiyordu. Bir bedende atan canı, bir daha hiç atmamak üzere almamı... Yeminim olsun ki geçmişin intikamını, siyaha boyanmış kalplerden alacak ve benden çaldıkları her günü, onların ömründen eksiltecektim. Ne olursa olsun, bana yaşatılanları ödetmeden ölmeyecektim... ?⏳? "Konuşsana piç kurusu!" Adamın suratına sert bir yumruk geçirdiğimde bağlı olduğu sandalyeden kaçmak için alelade bir hamle daha yaptı. Kanlar içinde kalmış yüzüne bir yeni yara eklemenin sevincini yaşayamadan içimde fevaran olmuş öfkenin hırsıyla ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Kaan, adamı öldüreceksin. Sakin ol!" "Gebersin şerefsiz!" Tiksinircesine söylediğim sözler içimdeki intikam ateşini harlıyordu. Tekrar üstüne yürüdüm adamın. Anıl ve Kutay beni kolumdan tutup zorlukla geri çekmeye çalıştı ama benim öfkeme karşı başarısız olacaklarını anladıklarında umutsuzca geri çekildiler. "Bana ihtiyacın var. Öldürmesen iyi edersin." Soğuk deponun kasvetli duvarları arasında öfkeden gözlerim kararmaya başlamıştı. Onun sesini duymak bana hiç iyi gelmiyor, sinirden titreyen ellerim; bu adama sertçe temas edip onu yere sermeden durmak istemiyordu. "İnan bana seni iki parçaya bölerim, ruhun bile duymaz." Ben konuştukça yanımda kıkırdayarak gülen Mert'e bakıp susmasını işaret eden bir bakış attım. Nasıl baktıysam artık korkudan dudaklarını birbirine bastırmış, bakışlarını başka yere çevirip hızla geri çekilmişti. Ama herhalde canına susamış olacak, hâlâ gülmeye devam ediyordu. Bu kadar ciddi bir durumda bile gülebilmeyi beceriyordu bu salak. Ateş saçan gözlerimi Mert'ten çektiğimde sandalyede oturan adama çevirdim. Öfkem bir kum saatinden akan kum misali her geçen saniye artarken, ellerimi karşımdaki pisliğe vurmamak için birbirine kenetleyip benim açtığım yaraların süslediği yüzüne baktım. İçimde, bir türlü gün yüzüne çıkmayan acıma duygusunun verdiği nefretle parlıyordu gözlerimin içi. "Seni konuşturmadan bu lanet olası depodan defolmayacağım Cenker." Ne yaşanırsa yaşansın vazgeçemediğim gerçekler vardı. Ve bunların en başında... Düşmanımın dostu düşmanımdır. "Üç saniye veriyorum, konuş yoksa kendi ellerimle öldüreceğim seni. Bir!" Patlamış dudağında lanet olası bir sırıtış belirdi. Bulunduğu duruma göre takdir edilesi cesaretini birazdan parçalara ayırıp ellerine verecektim. "Kerem'e ihanet etmem." Kerem... Bu ismi duyduğumda eskideki yaşanmışlıklar, her an üzerime çökmek isteyen bir gölge gibi veryansın etti kulaklarımda. Geçmişin günahlarıyla süslü kefaretler, bir kağıdın; ateşin önünde usul usul erimesi gibi geliyordu gözlerimin önüne. Açığa çıkmamış gerçeklerin ardına saklanmış sırlar, geçmişin pençesine sığınmış intikamlar ve masum bir dilhunun kanıyla süslenmiş acılar... İnsan ne kadar güçlü olursa olsun, unutmak istedikleri gerçeklikleri hatırlayınca bu hayattan kopmak isteyecek kadar acizdir aslında... Feveran hâlindeki düşünceler, zihnimi zehirliyordu. Kaçıncı olduğunu sayamadığım derin nefesi içime çekerken tükenmekte olan sabrımın son demine gelmiştim. Bir yolunu bulup gözünü korkutacak, hiç beklemediği bir anda atak yapıp kendinden geçirecektim onu. Aklımdaki namütenahi düşünceleri gerçekleştirmek ister gibi ani bir refleksle belimdeki silahı çıkarttım ve Cenker'in alnına dayadım. Sırıtan ifadesi anında kaybolurken yerine meyus ve korku dolu gözlerle bana bakan bir adam gelmişti. "Daha önce para karşılığı her istediğinizi yapıyordun! Kerem'e duyduğun sevgi şimdi mi depreşti pislik herif? İki!" Silahla yüzleşen yüzü yavaş yavaş kararırken korku dolu gözlerle beni süzdü. Güzel, ötmesine az kalmıştı. "Benden bunu isteme. Eğer Kerem öğrenirse beni öldürür. Yapamam!" "Paraları eline verdiğimde öyle demiyordun ama?" Ateşle harmanlanmış yeşil harelerimi üzerine diktim. Eğer biraz daha inat ederse sonu gelecekti haberi yoktu zavallının. "Feriştahı gelse seni elimden alamaz artık. Senin için tek temennim uğrunda ölmek istediğin Kerem piçinin cenazene gemesi. Üç!" Silahın tetiğini çektiğimde korkudan kıpkırmızı kesilen yüzüne sırıtarak baktım. Henüz ateş etmemiştim ama etmem an meselesiydi. Eğer aklını başına devşirirse hâlâ konuşması için biraz vakti olduğunu anlardı. "Senin hakkında planı var. Seni alt edeceğine inandığını bir plan..."Az önce konuşmam, Kerem'i satmam diyene bak sen. Yalan sevgisi çabuk sönmüştü. "Devam et! Ne biliyorsan öt çünkü o beynini uçurmama ramak kaldı." Tehditim üzerine safderun olmayan bir ifadeyle suratıma bakıp boğuk sesiyle konuşmaya başladı. "Şirketleri hızla büyüyor. Yakında sizin en büyük rakibiniz olması an meselesi. Ama onun asıl derdi bu değil. Büyük bir tuzak planlıyor, senin en ufak bir açığını bulduğu an harekete geçecek. Yıllar önceki günün intikamını alacağını ve ölen annesinin kanını yerde bırakmayacağını söyledi." Ölen annesi... Hayatın ördüğü her tuzak, beraberinde fezeyan olmuş ruhları hoyratça parçalarken isyan etmek olanaksız, savaşmadan kazanmak imkansızdı... Çünkü adalet denen meret, bu dünyadan koşarak uzaklaşalı yıllar olmuştu. Ateşle harlanmış bakışlarım bulunduğu yerden soyutlanıp geçmişin en karanlık girdaplarında ve tehlikeli sokaklarında dolaşmaya başladı. Kahkahası, duruşu, bakışı... Her şeyi aklımı sarsıntıya uğratacak kadar gerçekti. Onu... Fazla yakından tanıyordum. Çünkü o kadın benim üvey annemdi... ☘️☘️☘️
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE