Halide Hala Sena ve Levent’i kendi torunu gibi görüyordu. Kendi çocuğu ya da torunu yoktu. Servetinin büyük kısmını onlara bırakacaktı. Çünkü hayatta sahip olduğu tek aile onlardı. Geri kalan kısmını da Türk Eğitim Vakfına bağışlayacaktı. Bir sürü fındıklığı, üzüm bağları, tarlaları vardı. Yanında çalışan yirmiye yakın personeli vardı. Ne kadar huysuz, şirret bir kadında olsa yıllardır yanında çalışanlara da birkaç parça bir şey bırakacaktı. Yemekler servis edilmeye başladığında Hicran sonunda Türk kültüründen bir şeyler bulduğuna sevinmiş. Yaprak sarma, iç pilav, içli köfte, yoğurtlama, ezmeler, mezeler masa şahane gözüküyordu. Konuşmaların yarısı Türkçe yarısı İngilizce devam ediyordu. Ve Chris’in tabağı ağzına kadar doluydu. En favorisinin yaprak sarma olduğunu söyleyince Gökhan tabağın

