Ateş'ten Kadir aradı. Bu sabah Masal’ın evine giren adamın yine usta kılığında geldiğini söyledi. Kan beynime sıçradı. Bu şerefsiz Hakkı’nın derdi ne? Ne yapmaya çalışıyor? “Kadir, adamı al. Masal’ın yanından ayrılmayın, onu koruyun. Ben geliyorum,” dedim ve telefonu kapattım. Doğruca Masal’ın evine gittim. Kalabalık toplanmıştı. Kalabalığı yararak aralarına daldım. Masal’a iftira atıyorlardı. Kaşında kan vardı. Nasıl olur ya? Benim bakmaya kıyamadığım kadına dokunmuşlardı… “Ne oluyor burada?!” diye bağırdım. İçlerinden biri atıldı, Masal’ı namussuzlukla suçladı. Masal ağlayarak, “Yemin ederim ben bir şey yapmadım!” dedi. İçim parçalandı onun o halini görünce. “Sen karışma Ateş Ağa!” dediler. O an ilk aklıma geleni söyledim: “Masal benim sözlüm! Haddinizi bilin!” Herkes şok olmuş

