Ayberk’le buluşacağım kafeye vardığımda onun benden önce geldiğini ve içeride bir masada oturduğunu gördüm. Hava artık iyice soğumuştu ve 10 dakikalık bir yürüyüşten sonra bile kafenin sıcak havası yüzüme çarpınca sevindim. Cumartesi olduğu için normalden biraz daha kalabalıktı ama olsun, Ayberk güzel bir masa bulup oturmuştu. Yanına gidince hafifçe tebessüm edip, ‘’Selam.’’ dedim. ‘’Aleykümselam, hoş geldin Çiçek.’’ dedi Ayberk de bana tam olarak nasıl gülümseyeceğini kestiremeyerek. Haklıydı, ne diyeceğimi bilmiyordu çünkü. ‘’Hoş buldum Ayberk, iyi bir masa seçmişsin.’’ derken kabanımı çıkarıp rahat sandalyeye yaydım. Annemin tavsiyesiyle, kot pantolonumun üzerine onun hediye ettiği tozpembe kazağı giydim. Önce bu rengin pek benlik olmadığını düşünsem de, bu seferlik bu tatlı pembe ş

