Gözüne uyku girmez sandı Rojgûl ama kendini odadaki tek kişilik yatağa atıp gözlerini tahta kirişli tavana diktiğinde burnuna dolan bahar yağmuruyla ıslanmış taze otların ve toprağın kokusunu aldığında başı döner gibi oldu. Silahlı adamlardan kaçarken başını göğsüne yasladığı adamın kokusu burnunun ucundaydı. Gözlerini hasretle yumdu. Bu yatakta yatmıştı demek diye düşünürken ellerini korkudan karnında birleştirdi. Altındaki gri battaniye yaslı elleri sıcak göğsüne yaslıymış gibi hissettirtmişti. Yasak… Sevdiğinin kokusunu içine çekmek yasaktı ayıptı günahtı… Ama burada tek başına yattığı için şükretti. Eğer Şerwan ağa vurulmasaydı çoktan ölmüş olurdu. Bu yatakta yatmak yerine morgda yatıyor olurdu. Teni ürperdi ıslak kıyafetleri üzerinde kururken bile böyle ürpermemişti. Ölüm soğuk ve se

