Katre, misafirlerle birlikte salonda oturuyordu.
Tek tek herkese bakıyor, yanında oturan yeni arkadaşlarının yani Gülce ve Dilfiruz’un insanlar hakkındaki çıkarım ve iddialarını dinliyordu.
Melike, kendisine bir şey sorulursa cevap veriyor, sorulmazsa ses çıkartmıyordu.
Konuştuğunda bile sesi çok kısık çıkıyordu. Fazla utangaçtı. Fazla tatlıydı.
Sarışındı, minyondu, kahve rengi gözleri vardı. Şirindi de… Yüzünde hiç makyaj yoktu.
Altın sarısı, dalgalı saçları omuz hizasında kat kat kesilmişti.
Üzerinde de krem rengi, keten bir pantolon ve bluz vardı. Sözde takılan yüzük ve takıları takmış olmasına rağmen aşırı sade görünüyordu.
Yine de annesine ait takıları çalıp takan minik bir kız gibi görünmüyordu.
Gülce kızı süzüp yavaşça Dilfiruz’a baktı. Artık konuşmadan anlaşabiliyor g
