Korkut, aşağı indiği anda Bilal’i açık kapının ardında beklerken bulunca omuzlarını dikleştirdi. “Ne oluyor oğlum?” diye telaşla çıkan annesine “sıkıntı yok, siz işinize bakın,” diye seslenip dışarı çıktı. Kapıyı çekip ardından kapattıktan sonra Bilal’in yangın yerine dönmüş gözlerine baktı. “Sen benimle bir arabaya kadar gelsene,” deyince sıkkın bir nefes aldı. “Yormasan, şuracıkta dövsen,” diye atış talimi yaptıkları bölgeyi işaret etti. Bilal, bir gösterdiği yere bir de dayağa çoktan razı olan Korkut’a bakıp omuz silkti. Korkut önde o arkada yan bahçeye geçer geçmez yakasına yapışıp kafayı gömüverdi. Korkut, acıyla derin bir nefes alıp burnunu düzeltirken “Ama kıskanıyorsunuz siz benim burnumu be!” diye çıkıştı. “Vurmasana burnuma!” Bilal, yumruğunu Korkut’un elini çektiği burn

