Yaklaşık on dakikadır ofisin içinde ölüm sessizliği vardı. Çetin işittiklerine mi şaşırsa bunu Elif adına işittiğine mi şaşırsa yoksa ölüm olup o lafları eden iti mi parçalasa bilmiyordu. Elif desen öylece oturmuş üçüncü kahvesini içiyordu. Son seferinde getiren çocuğa “bana büyük kupayla yap” demiş sonra da avucundaki büyük kupa ile sadece kahveye odaklanmıştı. Başını kaldırıp bakamıyordu. Sertçe soluğunu bırakan adam geri yaslanıp gözlerini kıza dikerken kaşları çatıktı. “Bu ne zamandır var? Yani o piç seni ne zamandır rahatsız ediyor?” Elif derin bir nefes alıp verirken “Bir süredir” dedi. “Bir süredir?” “Aynen bir süredir.” “Elif, bana yuvarlak cevaplar verme. Hatta sen bana şimdi bu herifi ıncığını cıncığını hiçbir şeyi atlamadan anlat.” Omuzları gerilen kız adama

