Ben manâsızca yüzüne bakarken, onun geniş eli, benim dar omuzlarıma baskıyla tutundu. Omuzlarımdan bastırıp başımı, aşağıya doğru gönderdi. Nefeslerim erkekliğine değerken, başımı yönlendirmek için tüm saçlarımı, avcunun içinde sıkı sıkıya kavradı. Elimle kavradım yüzüme denk düşen erkekliğini. O kadar acemiydim ki onunla ne yapacağımı bile bilmiyordum. Lâkin iç güdüsel uzandı dudaklarım penisinin başına. Delikli ucunu emdim ufak bir hareketle. "Siktir!" diye hırladı Demir. Başparmağı aletini kavramış olan dudaklarıma uzandı ve; "Küçücük... O küçücük ağzın nasıl alacak bunu?!" dedi ama bir isyandan çok bir apayrı bir zevkin, derin bir hazzın içindeydi. Dudaklarım o şeklini alırken,daha da sıkı sıkıya kaydım erkekliğinde ve sertliğini boğazıma kadar kabul ettim. O kadar çok boğazım

