Kan ve Sevda: Kenan'ın BD*SM Sözleşmesi 🤣

1612 Kelimeler
Otelin lobby'sine girdiğinde Gülbahar, kitaplarında okuduğu sahnelerin gerçekleşeceği yeri sonunda bulmuş olmanın heyecanını yaşıyordu. Mermer zeminler, kristal avizeler, deri koltuklar... Her şey kitaplardaki gibi! Resepsiyondaki genç adam ona baktığında, Gülbahar hemen pozisyon aldı. Sağ elini kalçasına, sol elini de saçlarına götürüp, kitaplarda öğrendiği "mafya babası cezbedici" pozunu yapıp: "Merhaba yakışıklı," dedi sesini kalınlaştırarak. "Ben Gülbahar. Sizce burada hangi odada kalmalıyım?" Resepsiyon görevlisi şaşkınlıkla baktı. "Hanımefendi, rezervasyonunuz var mı?" "Rezervasyon mu?" Gülbahar kitaplarında böyle bir detayla karşılaştığını hatırlamıyordu. "Yok ama... mafya babalarının kaldığı odalardan istiyorum." "Mafya babası mı?" Görevli gülümsemeye çalışarak, "Hanımefendi, burada sadece iş adamları kalıyor. Mafya babası diye bir şey yok." "Nasıl yok?" diye şaştı Gülbahar. "Ben kitaplarda okudum, hep otellerde kalırlar!" Bu sırada, lobby'nin diğer ucundan takım elbiseli, ciddi suratlı üç adam içeri girdi. Gülbahar'ın kalbi hızlandı. İşte onlar! Kitaplardaki gibi! Hemen ayağa fırladı ve topuklarıyla klak klak yürüyerek adamlara doğru gitti. Ama ayakkabılara alışık olmadığı için, beşinci adımda sendeledi ve... tam planladığı gibi düştü! "Ayyy!" diye bağırdı, yerde kalakaldı. Üç adam da durdu ve baktı. Ama hiçbiri koşarak gelip onu kaldırmadı. Sadece birisi: "Hanım sen iyi misin?" diye sordu. Gülbahar yerden kalkarken, gözlerini kırpmaya başladı. Kitaplarda böyle yazıyordu. "İyiyim ama... sizin yardımınıza ihtiyacım var galiba." "Ambulans mı çağıralım?" diye sordu adam. "Yok, o değil," dedi Gülbahar, elini adamın koluna koyarak. "Ben... ben sizin köleniz olmak istiyorum!" Üç adam da birbirlerine baktı. Sonra biri güldü: "Hanım, biz muhasebeciyiz. Mali müşavir ofisindeyiz. Ne kölesi?" Gülbahar'ın suratı düştü. "Ama... ama takım elbiselisiniz! Ciddi bakışlarınız var! Kitaplarda böyle yazıyor!" "Hangi kitaplarda?" diye sordu muhasebecilerden biri. Gülbahar çantasından kitapları çıkardı. Muhasebeciler kapakları görünce pıkırdadı. "Hanım, bunlar roman. Gerçek değil. Gerçek mafya öyle değil." "Sen nereden biliyorsun?" diye sordu Gülbahar sinirle. "Çünkü bizim müşterilerimizden biri var, illegal işler yapıyor. Adam sabahtan akşama kadar hesap soruyor, 'Nereden çıktı bu para? Nereye gitti bu para?' diye. Romantik falan değil, muhasebe stresinden saçları döküldü." Gülbahar iyice hayal kırıklığına uğradı. "Peki o halde nerede bulabilirim mafya babalarını?" Muhasebecilerden biri, "Git televizyondaki dizileri izle. Gerçeğini bulamazsın çünkü," dedi gülerek. Ve uzaklaştılar. Gülbahar, lobby'deki koltuklardan birine çöküp kitaplarına baktı. Belki de yanlış yerdeydi. Kitaplarda mafya babaları bazen gece kulüplerinde de takılırlardı. Resepsiyona gitti. "Şehrin en lüks gece kulübü neresi?" "Club Diamond," dedi görevli. "Ama tek başınıza gitmeyin, güvenli değil." "Neden güvenli değil?" diye sordu Gülbahar heyecanla. Demek ki tehlikeli tiplerle doluydu! "Çünkü... çünkü farklı insanlar geliyor oraya." "Ne tür farklı insanlar? Mafya babaları mı?" Görevli tereddüt etti. "Hanımefendi, siz ne arıyorsunuz oralarda?" "Bir mafya babasına köle olmak istiyorum!" diye açıkladı Gülbahar, sanki şeker istiyormuş gibi doğal bir sesle. Görevlinin gözleri faltaşı gibi açıldı. "Hanımefendi, siz... siz ciddi misiniz?" "Evet! Bak kitaplarımda yazıyor," dedi, bir kitabı açarak. "Burada Şehrin en büyük Club'da mafya babası kölesini bulur' yazıyor!" Görevli kitaba baktı: "Gece Kulübünde Köle Avcısı: Diamond'ın Karanlık Sırları". "Hanımefendi, bu kitap kurgu! Gerçek değil! Club Diamond'da böyle şeyler olmaz!" "Nereden biliyorsun? Herkes de herşeyi çok biliyor!" diye inatla sordu Gülbahar. "Çünkü... çünkü benim kardeşim orada çalışıyor. Barmen. Adam diyor ki günde elli tane böyle kız geliyor, hepsi de mafya babası arıyor. Sonra eve ağlayarak dönüyorlar." "Neden ağlıyorlar?" "Çünkü bulamıyorlar. Çünkü yok öyle şey!" Gülbahar düşündü. Belki de doğru yerde değildi. Kitaplarda mafya babaları bazen sosyete partilerinde de olurdu. "Peki bu akşam şehirde sosyete partisi var mı?" Görevli başını iki yana salladı. "Hanımefendi, lütfen bu işlerden vazgeçin. Size iyi gelmez." "Ben vazgeçmem!" dedi Gülbahar kararlılıkla. "Köyde Ağa'nın kuması olmaktansa, şehirde mafya babasının kölesi olurum daha iyi! Köy çok sıkıcı lütfen!" Bu sırada, kulağına bir ses geldi: "Güzel hanım, bir dakika?" Döndü. Arkasında, kitaplardaki tarife uygun biri duruyordu: Siyah takım elbise, lüks saat, jöle saç, güneş gözlüğü (akşam olmasına rağmen), ve esrarengiz bir gülümseme. Gülbahar'ın kalbi hızlandı. "Evet?" "Sizi başka bir yerde gördüm sanki. Tanışabilir miyiz?" "Tabii!" dedi Gülbahar heyecanla. "Ben Gülbahar. Siz... siz mafya babası mısınız?" Adam güldü. "Buna benzer bir şey. Çok özel işlerle uğraşıyorum." "Ne tür özel işler?" diye sordu Gülbahar, gözleri parlayarak. "Bu konuları burada konuşmayalım. Daha sakin bir yerde sohbet edelim. Size bir iş teklifim var." Gülbahar'ın içindeki alarm zilleri çalmaya başladı. Tam kitaplardaki gibi! Önce sakin bir yer, sonra iş teklifi, sonra kölelik sözleşmesi! "Hangi iş?" diye sordu, heyecanını gizlemeye çalışarak. "Size uygun özel bir pozisyon. Güzel hanımlar için rezerve ettiğimiz bir çalışma alanı." Gülbahar neredeyse zıplayacaktı. "Kölelik mi?" Adam şaşırdı. "Kölelik mi? Hayır canım, modeling!" "Modeling?" Gülbahar'ın suratı düştü. "Ama ben köle olmak istiyorum!" "Köle mi?" Adam gülmeye başladı. "Hanım, 21. yüzyıldayız. Kölelik kaldırıldı. Ama modelingde para çok iyi. Günde bin lira..." "Bin lira mı?" Gülbahar şaştı. "Ama kitaplarda mafya köleleri günde on bin lira harcıyorlar!" "Hangi kitaplarda?" diye sordu adam. Gülbahar kitaplarını gösterdi. Adam kapakları görünce kaşlarını çattı. "Hanım, siz bu kitapları ciddiye mi alıyorsunuz?" "Evet! Siz de mafya babası değil misiniz?" Tam bu sırada, otelin kapısından çok gürültülü bir şekilde üç siyah Mercedes girdi. Arabalardan takım elbiseli, güneş gözlüklü adamlar indi. Aralarında çok uzun boylu, siyah saçlı, çenesi kare, gözleri buz gibi olan biri vardı. Gülbahar'ın nefesi kesildi. TAM KİTAPLARDAKİ GİBİ! Fotoğrafçı da döndü baktı. "Vay be, Karadeniz Kenan gelmiş." "Kim?" diye sordu Gülbahar heyecanla. "Şehrin en büyük mafya babası. Karadeniz Kenan. Her ay birini öldürür... Gülbahar neredeyse bayılacaktı. "Gerçekten mafya babası mı? Peki kadınları villasına kapatır, sürekli sevişir mi?" "Ya sabır, senin başına gelecekler var!..." Gülbahar artık dinlemiyordu. Kitaplarındaki gibi, mafya babası otelin girişindeydi! Hemen topuklarıyla ona doğru yürümeye başladı. "Hanım durun!" diye bağırdı fotoğrafçı ama çok geçti. Gülbahar, Karadeniz Kenan'ın önünde durdu ve kitaplarda öğrendiği pozu yaptı: Dudaklarını büzdü, gözlerini kırptı, elini kalçasına koydu. "Merhaba yakışıklı," dedi nefes nefese. "Ben Gülbahar. Sizin s*x köleniz olmak istiyorum. b**m sözleşmesi imzalayalım!" Karadeniz Kenan durdu, güneş gözlüğünü düzeltti ve Gülbahar'ı daha dikkatli süzdü. Gerçekten de yakışıklıydı 30'lu yaşlarda, atletik vücut, keskin çene çizgileri ve esrarengiz bir bakış. "Sen kimsin lan?" "Sizin köleniz olmaya geldim! Beni villaya kapatın, her gün sevişelim!" Kenan'ın yanındaki adamlar birbirlerine baktı. Kenan ise Gülbahar'ı süzmeye devam etti. "Kız sen kafayı mı yedin? Ben niye seni villama kapayayım?" "Çünkü kitaplarda öyle yazıyor!" dedi Gülbahar heyecanla. "Mafya babaları güzel kızları bulur, zorla villaya götürür, orada onlara aşık olur!" Kenan şaşkınlıkla baktı. "Hangi kitaplarda?" Gülbahar çantasından kitapları çıkardı: "Karadeniz Kenan'ın Karanlık Aşkı", "Villada Tutsak: Kenan'ın Kölesi", "Kan ve Sevda: Kenan'ın b**m Sözleşmesi". Kenan kitapları görünce şaştı. "Bu ne ya? Benim adımla kitap mı yazmışlar?" "Evet! Siz çok ünlüsünüz! Her bölümde birini öldürüyorsunuz, sonra kölenizle sevişiyorsunuz!" "Ben kimseyi öldürmüyorum lan!" diye bağırdı Kenan. "Ben kaçak sigara satıyorum!" "Nasıl öldürmüyorsunuz?" diye şaştı Gülbahar. "Ama kitapta yazıyor, geçen hafta rakibiniz Rıza'yı öldürmüşsünüz!" "Rıza mı? Rızayı neden öldüreyim ha? Adam benim kumpircilik ortağım!" "Kumpirliyeci mi?" Gülbahar'ın hayalleri sarsıldı. "Ama siz mafya babasısınız!" "Evet mafyayım ama adam öldürmüyorum. Sigara kaçırıyorum, kumar oynuyorum, faiz ile borç veriyorum. Normal mafya işleri işte." "Peki... peki kadınları villaya kapatmıyor musunuz?" Adam dişlerini sıktı, ''Ya sabır neden böyle birşey yapayım?'' "Ama kitaplarda lüks villada yaşıyorsunuz!" duraksadı, Yüzü düştü. Gülbahar'ın dünyası yıkıldı. "Peki sevişme? Her gün kölenizle sevişmiyor musunuz?" Kenan yüzü kızardı. " Ya sabır, ne sevişmesi? Ben bekârım. Annem sürekli 'oğlum evlen artık' diyor ama fırsat bulamıyorum." "Nasıl bekârsınız? Siz mafya babası değil misiniz?" "Kızım, mafya babası olmakla kadın işi alakasız. Ben günde 16 saat çalışıyorum. Sabah sigara yükleyip gidiyorum, akşam muhasebe yapıyorum. Ne vakti sevişme?" "Ama b**m sözleşmesi?" "b**m ne ya?" diye sordu Kenan şaşkınlıkla. Gülbahar kitapları açıp gösterdi. "Burada yazıyor, kadını köle yapıp, zincirliyorsunuz, kırbaçlıyorsunuz..." "Vayy, ne saçmalık bu?" dedi Kenan iğrenerek. "Ben niye birini kırbaçlayayım? Benim zamanım yok böyle şeylere." "Ama romantik değil mi?" "Romantik mi? Birini kırbaçlamak romantik mi? Sen kafayı yemişsin kız!" Gülbahar iyice hayal kırıklığına uğradı. "Demek hiçbiri doğru değil?" "Tabii ki doğru değil! Bu kitapları kim yazmış böyle?" "Çeşitli yazarlar. Hepsi çok popüler." Kenan düşündü. "Demek benim adımla saçma sapan kitaplar yazıyorlar ha? Bu telif hakkı ihlali!" "Peki siz gerçekte ne yapıyorsunuz?" "Senin sandığın saçmalıkları yapmıyorum, Güzelim." "Bu hiç romantik değil!" diye şikayet etti Gülbahar. "Romantik mi? Kızım ben işadamıyım. Romantiklik ne ya?" "Peki düşmanlarınız yok mu?" "Düşman mı? Rakiplerim var tabii. Mesela Mehmet amca da sigara satıyor. Ama düşman değil ki. Beraber çay içeriz bazen." "Ama kitaplarda sürekli savaş var!" "Savaş mı? Kızım ben kimseyle savaşmıyorum. Savaşsam kim sigara alacak?" Gülbahar tamamen hayal kırıklığına uğradı. "Demek siz de beni villaya kapatmayacaksınız?" "Ne villası? Niye kapatayım seni? " "Köleniz olmak istiyorum!" "Ne kölesi? Niye köle isteyeyim ben? Annem var, o yeter." "Ama kitaplarda..." dedi ve gözlerinde hayal kırıklığıyla uzaklaşmaya başladı. Tam o esnada; "Dur bakalım," dedi Kenan, sesini alçaltarak. "Sen gerçekten köle olmak istiyorsun, öyle mi güzelim?" Gülbahar'ın kalbi hızlandı. İşte! Kitaplardaki gibi "güzelim" diye hitap etmişti! "Evet! Çok istiyorum!" Kenan yakışıklı gülümsemesiyle ona yaklaştı. "Madem çok istiyorsun güzelim... gel bakalım. Seni alayım." Gülbahar'ın gözleri parladı. "Gerçekten mi?" "Evet. Ama şartlarım var." "Ne şartları?" diye sordu Gülbahar heyecanla. "Önce villama götüreceğim. Orada sözleşme imzalayacaksın. Sonra... sonra kölem olacaksın." Gülbahar sevinçten zıplayarak bağırdı: "BİM BAM BOM! ARTIK BENİM DE BİR MAFYAM VAR!" Fotoğrafçı dehşetle baktı. "Hanım ne yapıyorsunuz? Bu adam..." "Susun siz!" dedi Gülbahar mutlulukla. "Ben nihayet kitaplardaki gibi bir mafya babası buldum!" Kenan adamlarına döndü. "Hazırlayın arabayı. Bu güzeli villaya götürüyoruz." "Evet patron!" dediler adamlar. Gülbahar çantasından kitapları çıkarıp havaya kaldırdı. "Gördünüz mü? Kitaplar yalan değilmiş! İşte gerçek mafya babası! İşte gerçek kölelik!" "ARTIK BENİM DE BİR MAFYAM VAR!" diye bir kez daha bağırdı, otelin lobby'sinde dönerek. Kenan onu kolundan tuttu. "Gel güzelim, villaya gidiyoruz. Orada sana gerçek mafya köleliğini göstereceğim." Gülbahar mutluluktan uçuyordu. Nihayet! Nihayet kitaplardaki gibi yakışıklı bir mafya babası bulmuş, o da onu almaya karar vermişti! Fotoğrafçı arkalarından bağırdı: "Hanım dikkatli olun! Bu iş size göre değil!" Ama Gülbahar dinlemiyordu. Kenan'ın koluna girmiş, siyah Mercedes'e doğru yürüyordu. "Yaşasın!" diye son bir kez bağırdı. "Artık ben de bir mafya babasının kölesi olacağım! Tıpkı kitaplarda yazdığı gibi!" Ve böylece Gülbahar, sonunda aradığını bulmuştu. Yada öyle sanıyordu... Kenan'ın arabasına bindi. Ama gerçek köleliğin nasıl bir şey olduğunu henüz öğrenmemişti...
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE