Zilan bu muydu, değer verdiğim insanlardan sürekli azar mı işitecektim. peki neden, ne demiştimde kalkıp o kırıcı sözleri yazmıştı bana. onun sacede içine kapanmasını istemiyordum o kadar. defterdeki yazılara dakikalarca bakmış, bunları neden yazdığını anlamaya çalışmıştım, karşısında ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırıp, yavaş yavaş sandalyeden kalktım, tepsiyi masadan alıp ona bakmadan arkamı dönüp kapıya ilerledim. arkamı döndüğüm an kendimi tutamamış yine ağlamıştım. kapıyı açıp dışarı çıktım, kapatma gereği bile duymadan terliklerimi giyip hızlı adımlarla mutfağa gitmek istedim. omuzlarım sarsılıyor, içim çıkana kadar ağlamak istiyordum. madem bu kadar kötü düşünüyordun neden elimi sıktın, üstelik özür de dilemiştim. " Zilan" mutfağa yürürken birden bana seslenen ses ile

