-Yusuf Elimdeki bir bardak kahve ile öğretmenler odasında oturuyordum ve pencereden dışarıyı seyrediyordum. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu ve dışarısı buz gibi soğuktu. Aralık ayındaydık artık yavaş yavaş karın yağacağı zamana doğru gidiyorduk. Bunun için heyecanlıydım. Karı çok severdim. Bana ferah, temiz bir hissi yansıtırdı. Kötülüklerden arınmış olmayı temsil ederdi. Son zamanlarda en çok ihtiyacım olan şeylerden biriside buydu. Okulların kapanmasına çok az kalmıştı ve tatile girer girmez tatil için Uludağ’a gitmeyi planlıyordum. Biraz kayak yapar, karda yürür gelirdim. Dışarıda yağmurdan kaçan bir iki çocuğun haricinde hiç kimse yoktu. Zaten birinin bu yağmurda dışarıya çıkıp hava alması delilik olmalıydı. Hasta olmaya hiç niyetim olmadığı için tabii ki şemsiyemi yanımda

