3

641 Kelimeler
⭐ 05...: Umarım numaramı değiştirmek zorunda kalmam. Orkun: oa amk Orkun: tav oldum şuan Bartun: Ne? Orkun: profil fotonda da ayrı bir taşsın Orkun: durumunda handsome yazıyor aq Orkun: ergen misin sen Orkun: git sakat diye değiştir Orkun: ya da yaralı bir kuş Orkun: evet evet Orkun: bu daha güzel Bartun: Yetişemiyorum, yavaş yaz. Orkun: hızıma yetişilmiyor işte Orkun: :) Bartun: Adın ney? Orkun: aww merak mı ettin çen Bartun: Hayır, numaranı kaydetmek için. Orkun: ://// Orkun: orkun Orkun: her neyse Orkun: yarın geleyim mi tekrardan Orkun: müsaitsen Orkun: yaran falan açılmıştır belki Orkun: kan kaybından ölürsün falan Bartun: Gerek yok. Orkun: ee kaçta buluşacaz yarın Bartun: Buluşmayacağız. Orkun: aa öğlen 2 olmaz o saatte kalkıyorum zaten aq Orkun: 4 5 gibi gelirim Orkun: bbbbbb Bartun: ? Orkun, çevrimdışı. Bartun, çevrimdışı. ⭐ .⭐ "Ee nereye gidiyoruz?" "Hastaneye gidiyorum." "Gidiyoruz demek istedin değil mi?" Elini sıkkınca ensesine götürüp sabır dilercesine nefes alınca sırıttım. "Araba kullanmayı biliyorsundur umarım." "Ehliyetim yok, ama biliyorum." Elini montunun cebine sokup çıkardığı anahtarı bana uzattı. Arabasının anahtarı olduğunu düşünüp aldım. "Arabayı bu ayakla süremezdim. Her türlü geliceksin zaten." deyip sırıtınca şaşkınca ağzım açıldı. "Şerefsiz." "Ne dedin?" "Arabanın markasını sordum." "Görünce anlarsın." diye söylenip yanımdan geçtikten sonra merdivenlere yönelip yavaş yavaş inmeye başlamıştı bile. Bende ardından kapıyı çekip arkasından onu takip ettim. İnmesine yardım etmek istesemde ayağının eskisi kadar acımadığını söyleyip yardım etmeme izin vermedi. Bartun önde ben arkasında onu takip ederken siyah bir jeep'in önünde durdu. Hayranlıkla arabayı süzerken gülümsüyordum. Çünkü bu arabayı birazdan sürecektim. "Daha ne kadar ayakta bekleyeceğim." Girdiğim hayal dünyasından hemen çıkıp elimdeki anahtarın üzerinde kilit sembolü olan tuşa basarak kapıların kilitlerini açtım. Bartun sürücü koltuğunun yanındaki yerini alırken bende sürücü koltuğumdaki yerimi heyecanla almak için neredeyse koşarak arabanın etrafını dolaştım. Arabaya girer girmez burnuma dolan koku bile havalı hissetiriyordu. "Hangi hastaneye gideceğim." derken arbanın anahtarını yerine takıp arabayı çalıştırdım. "Sen sür, yolu tarif ederim." Dediğini yapıp arabayı yavaş yavaş sürmeye başladım. Biraz zaman geçmiştiki Bartun'un hızlı sürsene gibi mırıltıları sayesinde hızımı arttırdım ama yine de tedirgindim. Böyle bir arabayı bir yere çarpmak iki yıllık maaşımla eş değer demekti. "Çarparsan parasını ödettirmicem amınakoyim. Hızlı sürsene şu arabayı." "Mal neden bu kadar acelecisin ki. Hastaneye gidiyoruz altüstü." "Ayağımdaki sargı bezlerinden kurtulmak istiyorum sadece." Sırıtarak, "Buz sahaları mı özledin yoksa?" diye söylendim. Tepki vermek yerine ifadesiz bir şekilde bana bakmaya başlayınca sessizce arabayı sürmeye devam ettim. İki katım olan birini sinirlendirmek hiç istemiyeceğim bir şey. Bu iki kata başka şeylerde dahil. "Burası mı?" "Evet, park et şuraya bir yere." "Ceza yeriz dur otoparka gireyim." "Sikerler cezasını, onu da öderim. Sen park et kenara." Zenginliğine bir kez daha hayran olup arabayı dediği yere park ettikten sonra hızlıca arabadan inip hastaneye adımlamaya başladı. Beni beklememesi üzsede umursamayıp koşarak yanına ulaştım. ⭐ "Dünya varmış lan." Sakat ama şimdi iyileşmiş gibi duran ayağını havaya kaldırıp söylemişti bu lafını. "Hadi kutlayalım bunu?" "Iyy, zengin bebeler gibi mi?" Başımla onayladım. "Asla öyle bir şey yapmam. Para verim git kendine bir şeyler ısmarla." "Sakatsın." "Yoo artık değilim, bak." derken ayağını kaldırıp sağa sola oynattı. "Beyninin sakatlığından bahsetmiştim." "Boynonon sokotloğondon bohsotmoştom hohoho." "Ne!?" Kendimi tutamayıp haykırmaya başlayınca benimle beraber gülmesi hoşuma gitti. Kolunu omzuma atarak, "Hadi gel sana tatlı ısmarlayayım." dediğinde kalbimin teklediğini hissettim. Parfümünü çalmam lazımdı. "Künefe ısmarla." "İstanbul'da künefeci yeri bilmiyorum." "Arabayı ben süreceğim zaten, götürürüm seni." Elimde arabasının anahtarını sallayıp sırıttıktan sonra omzuma attığı kolundan kurtularak kahkahalar eşliğinde arabasına doğru hızla koştum. Göz ucuyla arkama bakınca beni kovaladığını görmek daha çok kahkaha atmama neden olmuştu. Arabanın sürücü koltuğuna binip kapıyı kapattıktan sonra derince nefes alıp verdim. Ardından Bartun somurtarak yanımdaki koltuğa oturdu. "Amınakoyim at mısın sen? O hız ney öyle." "Büyük küçüklük ilişkisi Bartun'c*m. Ayılar hızlı koşamaz yani." "Sikerim ayısını, at herif." "At babandır." "Evet babam da at." "Ha?" derken yine kahkaha atacaktım ama bu sefer kendimi tutabildim. "Boşver, hadi çalıştır arabayı. Canım künefe çekti." "Hesaplar senden zengin bebe." "Ne?" "Boşver." ⭐
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE