Gökyüzündeki mühürler, yankıların sembollerine dönüşürken dünya ağır ağır yeniden şekilleniyordu. Averiel’in bedeninden dışarı taşan mühür kırığı, hâlâ gökte dönüyor, evrensel bir geçidi açıyordu. Bu geçit, yalnızca gölgelerin değil; tarihin unutulmuş yankılarının da sesiyle büyüyordu. Vadide bulunan herkes, artık bir sınırın eşiğindeydi. Cassian kılıcını sırtına yerleştirdi, çünkü bu geçitten sonra artık kılıçların değil, anlamların konuşacağı bir dünyaya adım atacaklardı. Nael, mühürleriyle iletişime geçmeye çalıştı ama onlar sessizdi. Çünkü bu yeni dönemde, önce sessizliği dinlemeyi öğrenmeleri gerekiyordu. Elion onlara döndü. Bedeni hâlâ yorgun ama sesi netti. “Bu geçit bir çağrıdır. Sadece gölgeleri çağırmaz. Anlamı taşıyan, ama kelimeye dökülememiş her sesi çeker. Girmek isterseniz

