DENİZ Kuduruyordum. Erkeksizlikten değil, öfkeden! Benimle yeniden anlaşma yapmaya, beni ayağına çağırmaya nasıl cüret ederdi? Derin bir nefes alırken kendimi “tamam,” derken buldum. Söz konusu babam olduğunda diğer her şey önemini yitiriyordu. Söyledikleri gerçek miydi? Gerçek olmasa, bu kadar kendinden emin olmazdı değil mi? Tehdidimi lehine çevirip beni darmaduman ederken öfkeme sarılmaya çalıştım ama bu kolay olmuyordu. Tenim bana ihanet ederken, nasıl onunla başa çıkabilirdim ki? Bal gibi adamı istiyorduk işte! Tenim elleri altında karıncalanıyor, sinir uçlarım daha fazlası için yalvarıyordu. Beni hem istiyor, hem istemiyordu. Ve bu dönek tavrı sinirlerimi bozuyordu. Hoş, benim de ondan farkım yoktu. Hem istiyor, hem kaçıyordum. Kabinden çıkmışken bir adımla geri döndü.

