Kan ve Gölge

876 Kelimeler

Midyat, taş avluların gölgesinde bir lanetin fısıltılarını saklıyordu; rüzgâr, kuru hışırtısıyla tozları savuruyor, yaslı sedirlerin dallarına bir intikam ağı örüyordu. Gökyüzü, kan kırmızısına boyanmış, sanki bu kadim toprakların öfkesini bir yara gibi sergiliyordu. Berdan, Midyat’ın dar sokaklarında bir av gibi dolaşıyordu; Hacı Mahmut’un ifşa olmuş sırları, bir imparatorluğu çöldeki bir kum tanesi gibi ufalamıştı. Ama bu zafer, bir bedel doğurmuştu; Şeyhmus Ağa ve Hacı Mahmut’un ittifakı, onun kanını istiyordu. Eylül, konağın zincirlerinde bir mahkûm, ama ruhu bir alevdi; Kerem’in hayali, zihninde bir günah gibi dans ederken, Berdan’a olan aşkı, onun isyanının kılıcıydı. Ancak bu gece, kader, bir hançer gibi inecekti; kan, taşlara sızacak, kıskançlık bir zehir gibi damarlara akacak, ve

Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE