Aradan bir hafta geçtiğinde ben ancak kendime gelebildim. İtiraf etmeliyim ki ara ara Kevın’ı düşünmekten kendimi alamamıştım. Daha önce o kadar etkileyici bir adamla karşılaşmadığım için kafamı karıştırdığını itiraf ediyorum. Kesinlikle nedeni bu olmalıydı. Ayrıca o kendine has karizması, konuşması ve sonsuz güveni de olağanüstüydü. O gün Arthur eve geldiğinde hiç olmadığı kadar keyifli görünüyordu. Tanrıya şükür onun bu hali bana da yansıdı, içimdeki o kötü ruh halinden çekip çıkardı. Yemeğimizi yedikten sonra keskin gözlerini bana dikip bakmaya başladığında gerilmiştim. Sanki her an beni aşağılayacak, kızacak ve el kaldıracak gibi hissediyordum. Sandalyesine yaslanıp rahat bir pozisyon bulduğunda düşüncelerimin aksine sohbet etmeye başladı. “Bu aralar işlerim oldukça iyi gidiyor. En

