HUZUR VE ŞÜKÜR

1105 Kelimeler

Ayağımın altı sızlıyordu ama farkında değildim. Karı yara yara Ömer’in peşinden yürürken, sanki yeryüzü yok olmuştu da sadece onun nefesi, onun adımları kalmıştı. Eve vardığımızda Tuğrul kapıyı hızla açtı, biz içeri girdik. Sobanın sıcaklığı yüzüme vurdu, ama ben hâlâ dışarıdaki soğuğun içinde gibiydim. Ömer bir anda bana döndü, gözleri kocaman açıldı. “Zeliha!” dedi sert ama kırgın bir sesle. “Ayağında ayakkabı yok… sen… sen ne yaptın kendine?” Sesindeki öfkenin altında kaygının ağırlığını hissettim. Başımı eğdim, ayaklarıma baktım. Gerçekten de çıplak ayaklarım kızarmış, soğuktan morarmıştı. Ama içimden koca bir gülüş yükseldi. Dudaklarımdan tek bir cümle döküldü: “Sen varsın ya… başka hiçbir şeyin önemi yok.” O an gözlerindeki öfke sönmeye başladı. Bana bakarken titrediğini gördüm.

Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE