İlk aşk

3496 Kelimeler
Bir sonbahar akşamıydı ,ağaçlar yapraklarını dökmüş, artık kar soğuğu vardı havada. sisli, puslu bir akşamdı kahvemi elime alıp balkonda oturdum. Kahvemi yudumlarken gireceğim üniversite sınavını düşünüyordum. acaba bu sefer istediğim bölüme girebilecek miydim? Bir anda telefonuma gelen bildirim ile irkildim tanımadığım bir hesaptan "selam " yazmışlardı. Gece gece kimdi bu kişi.?? ah tabi ya şu fake hesaplardan sürekli mesaj atıp rahatsız eden kişi olmalı , sinirlenmiştim. Bıkmadan, usanmadan mesaj gönderiyor kendini de tanıtmıyordu. Mesaj attığı her hesabı cevap vermeden engelliyor kaale bile almıyordum. Ama bu durum artık beni sıkmaya başlamıştı. Cevap vermeye karar vermiştim. Tanımadığım bu kişi sürekli beni nasıl sevdiğinden bahsediyor ama kendini gizliyordu. Kendini tanıtsa duygularından bahsetse, ona göre hareket edebilirdim.Sürekli kim olduğu belli olmayan birinden bu denli mesajları almak artık oldukça sıkıcı olmaya başlamıştı. Seven insan kendini gizler mi hiç duygularını gizlemez, gerçekten sevgisine karşılık almak isteyen cesur olup,her şeyi açığa vururdu. Ne ayak olduğu belli olmayan bu genci haddini bildirmenin zamanı geldi de geçiyordu bile. Cevabım gecikmedi -"Sen ne şerefsiz bir insansın sürekli aynı mesajları gönderip beni taciz etmekten sıkılmadın mı ? Ne istiyorsun benden.? Derdin ne senin.? Erkek adam dediğin kendini gizlemez... Bu zamana kadar sustum ama artık susmayacağım yarın ilk işim seni şikayet etmek olacak " diye cevap yazdım. Mesajım görüldü karşımdaki kişinin cevabını heyecanla bekliyordum. Çünkü ilk defa sosyal medyadan yabancı birine ,hem de bir erkeğe üstelik de böyle bir üslupla bir cevap vermiştim. Çocuk yazıp yazıp siliyordu. Bu beni daha da heyecanlandırıyordu sonunda o beklediğim cevap gelmişti. Mesajda ; -"Rahatsız ettiysem özür dilerim beni kim sanıyorsunuz bilemiyorum ama ben o sandığınız kişi değilim" yazıyordu mesajda. Beynimden aşağıya kaynar sular dökülmüştü. O beni rahatsız eden kişi olmadığını söylüyordu , hem de tüm kibarlığıyla . Ah yer yarılsa idi de yerin dibine girse idim o an. Ne yapacaktım şimdi ne cevap verecektim ona.? cevap vermeli miyim .? yoksa her mesaj atıp istek gönderene yaptığım gibi direkt engellesem mi acaba.? ama yok artık olayımız sadece bir arkadaşlık isteği ya da 'selam tanışalım mı?' mesajı değil çocuğa tüm zehrimi kustum, ağzıma geleni saydım bu utançla engellemeyi düşünmekte ne demek. Büyük bir kalabalık olur yaptığım. Özür dileyeyim konu kapansın diye düşündüm ve cevabım gecikmedi. -"Kusura Bakmayın bir zamandır kim olduğu belli olmayan biri tarafından rahatsız ediliyorum . Sürekli farklı farklı hesaplardan yazıyor o yüzden sizi de o zannettim. Tüm söylediklerim için özür dilerim " dedim çok anlayışlı naif birine benziyordu özrümü kabul etti ve tanışma isteğini yeniledi. -Sizinle tanışmak istiyorum" dedi. Bu sefer nazik ve kibar bir şekilde "Tanımadıklarımla arkadaşlık kurmuyor mesajlaşmıyorum , her gün senin gibi kaç tanesi yazıyor. hiç biriniz ile de ilgilenmiyorum. Sosyal medya arkadaşlığı bana göre değil. Eğer canıma tak etmeseydi diğerleri gibi seni de hemen engellerdim. O yüzden şansını zorlama" dedim. Ardından da hiç yapmadığım bir şey yaptım. Profilini inceledim ,fotoğraflarına baktım, çok dikkat çekici biriydi kara kaşlı, kara gözlü ,geniş omuzlu ,uzun boylu aslan gibi bir delikanlıydı . Kendi fotoğraflarının yanı sıra bir kaç fotoğraf daha gözüme ilişti özellikle de kapak fotoğrafı... Bu fotoğrafta ; köyde ayakları çamur bir yaşlı adamın yanında 4-5 tane boy boy erkek çocuğu ayaklarında ne çorap ne ayakkabı vardı incelemeye devam ettim. Bir de ne göreyim üniversite öğrencisi hem de mühendislik okuyordu şaşırmıştım. Benim beynime işlenen üniversiteli öğrenci algısından çok çok uzaktı profili. Bizim işlenen havalı, zübbe tarzı, asi gençler oldukları idi. Ama o , bu kalıpların dışındaydı. Profilindeki fotoğraflarını incelemeye devam ettikçe içim ısınmaya başladı, sanki yıllardır onu tanıyor gibiydim. Hiç böyle olmamıştım. Baktıkça daha da çok ısınıyordum. Neyse deyip bir anda çıktım uygulamadan daha fazla bakmamam gerekiyordu. Odama geçerek en sevdiğim pijamalarımı giyip yatağıma yattım. Uyumak istiyordum ama bir türlü yaşananlar aklımdan çıkmıyordu , ne olmuştu bana böyle bir anda kafam allak bullak olmuştu.. Gözlerimi kapattığım anda onu görüyordum kara kaşları, gözleri ,bakışları, geniş omuzları ve upuzun boyu nede yakışırdık yan yana diye düşünmeden edemiyordum uyku tutmayınca tekrar uygulamaya girdim . Onun hesabı da aktifti beni takip ediyor olacak ki çevrimiçi olduğumu görür görmez ; -" İyi geceler" dedi. Ben de ; -İyi geceler " dedim ve huzurla uyudum. Sabah saat 07.00 da uyandım. Kendime gelmek için banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Mutfaktan buram buram kızartma kokuları geliyordu. Annem kahvaltıyı hazırlamış, bize seslenmeye başlamıştı. -" Zühre oyalanma , kahvaltı hazır " diyordu. Elimi , yüzümü yıkadıktan sonra hemen kahvaltı yapmak üzere mutfağa geçtim. Annem yine döktürmüştü, -" Ellerine sağlık Esma Sultan" dedim ve kahvaltı masasına oturdum. Annem ile karşılıklı kahvaltı etmeyi çok seviyordum. Kahvaltı esnasında annemi uzunca seyretme fırsatım olmuştu. Gözlerimin üzerinde olduğunu fark eden annem ; -" Hayırdır kızım .? neden süzüyorsun öyle.?" diye sordu. Elini yanağına sürerek " çok mu özledin yoksa .?" diye ekledi. yerimden kalkarak anneme sarıldım , " Evet anneciğim, senin ne kadar mükemmel bir insan olduğunu düşünüyorum. Umarım bende senin kadar iyi bir anne olabilirim." diye cevap verdim. Annem sırtımı sıvazlayarak; -" Biz elimizdeki imkanlar ile bu kadar yetebiliyoruz kızım. Sen okuyup meslek sahibi olursan eğer , elindeki imkanlar doğrultusunda daha iyi bir anne olabilirsin " dedi ve başını yere eğdi. Annemin yere eğilen başını kaldırdım ve ; -" Elindeki imkanlar bir kenara dursun, kocaman kalbin ve içindeki merhamet ile bana çok şey öğretiyorsun " dedim. Annemin gözleri dolmuştu. Dizlerime vurarak ; -" Hadi bakalım, hedefine ulaşmak için ders çalışmalısın. Karnını doyurduysan doğru odana " dedi. Yerimden kalkıp ; -" Hemen gidiyorum anneciğim" dedim ve masayı toplamaya başladım. Annem elimdeki tabakları elimden aldı ve ; -" Odana dedim, ben hallederim bunları" dedi. Başımı sallayarak mutfaktan çıktım. Ders çalışmak üzere odama geldim. Ve ders çalışmaya koyuldum Denemeler, çıkmış sorular derken öğlen olmuştu bile. Kendimi o kadar çok derse vermiştim ki acıktığimin farkına bile varmamıştım. Annem yemeğe çağırdı , en sevdiğim yemeği yapmıştı. Yemeğimi yedim ve ders çalışmaya geri döndüm. Telefonuma bildirim geldiğini duydum , masam o kadar dağınıktı ki telefonumu Bir türlü bulamıyordum. Sonunda buldum mesaj ondan gelmişti. Ferdî' den "Günaydın "demişti bana hemde akşam o kadar terslemiş olmama rağmen . Yüzümde hafif bir gülümseme ,kalbimde oluşan ufak çarpıntı ,midemde uçuşan kelebekler çok başka duygular hissediyordum . -"Günaydın" diye cevap verdim . Hemen ardından -" Nasılsın "dedi. Vazgeçecek gibi değildi. Sosyal medyadan arkadaşlık kurmak bana ne kadar yanlış gelse de bu durum hoşuma gitmişti. Ben de konuşmak istiyordum. -"İyiyim teşekkürler siz nasılsınız .?" diye cevap verdim . Heyecanlıydım, içim kıpır kıpır, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Cevabını hemen yazdı gelen cevap yüzümde tebessüm oluşturmuştu mesajda ; -"Günümü aydınlattın, güne seninle başlamak gibisi yok, çok çok iyiyim " yazıyordu. utanmıştım. yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Yüzüm ateş gibi yanıyordu, ellerim terlemişti, nasıl da bu kadar çabuk ve kolay etkilenmiştim. Kendime şaşırıyordum. Mesaja cevap vermek ile vermemek arasında kalmıştım. Cevap vermez isem kaba biri olarak tanıyacaktı beni. Cevap versem bu konuşma uzayacaktı ama duygularımın önüne geçemiyordum. Neler oluyordu bana böyle en güzeli mesajı sadece bir emoji ile yanıtlamaktı. En azından mesajın ardını kesmekti. Öyle de yaptım mesajı gülümseyen emoji ile yanıtladım ve interneti kapatıp ders çalışmaya koyuldum hedeflerim vardı çünkü. hedeflerime odaklanıp başarmalıydım. Gün boyu ders çalıştım annem de ara ara kontrol ediyordu beni sanki hissetmişti yaşadıklarımı. Akşam olmuştu artık akşam yemeğinin ardından bol köpüklü Türk kahvemi alıp balkonumuzda kendimi dinlemeye çekilmiştim. Kahve fincanım elimi yakıyordu. kahvemin kokusu iliklerime kadar işlemişti. Ben ise elimde fincanım onu düşünüyordum. İnternetim sabahtan beri kapalıydı acaba beni merak etmiş miydi .? Gökyüzüne bakarken dalıp gitmişim öyle ki annemin bana seslendiğinin farkında bile değildim bu durumum annemi iyice şüphelendirmiş olacak ki bana sorular sormaya başladı. "Nasılsın kızım bu aralar pek bir dalgın görünüyorsun, Bir derdin mi var .? "dedi. Beynim de dolaşan düşünceleri sanki gözlerimden okuyor gibiydi ,gözlerimi annemden kaçırarak ; -"Hiç anneciğim öyle dalmışım işte "deyiverdim. Annem çok zeki bir kadındı beni kendi halime bırakmak istemiş olmalı ki üzerime gelmedi ama öğüt vermekten de çekinmedi. -"Bak kızım bu zamanların senin en kıymetli zamanların. Biliyorum kanın kaynıyor ,gezmek ,dolaşmak, eğlenmek istiyorsun ama ders çalışıyorsun. Bu durumun ne kadar sıkıcı olduğunu anlayabiliyorum . Zaman geçip üniversiteyi bitirip ,mesleğini eline aldığın zaman tüm bu zamanlarının acısını çıkarabilirsin . Meslek sahibi olup ,kimseye muhtaç olmamak çok çok önemli ,hiçbir zaman ezilmemek ,kendi ayaklarının üzerinde durabilmek gibisi yok. Bak bana okuyamadım, şimdi ne durumdayız keşke benim ailem de bana destek olup okumamı isteselerdi , ama.... Neyse." Dedi ve iç geçirdi. Ardından gözleri dolu dolu içeriye girdi. Annemin okumasına dedem izin vermemiş. Aslında çokta zeki bir öğrenci imiş. Çok zeki olduğu için annemin öğretmenleri birçok kez dedemin evine okula devam etmesi için görüşmeye gelseler de fayda etmemiş. Dedem , annemi biçki dikiş kursuna yollamış. O kadar eli yatkın ki bu işe; bir gördüğü örneği anında çıkarır. Durumları da olmadığı için yeni elbise yüzü pek görmemiş kendine eski kumaş parçalarından diktikleri ile büyümüş. 19 yaşında da babamla kaçarak evlenmiş. Bizleri de kendi diktiği kıyafetlerle büyütmüş. Annemin çocukluk ve gençliğini gözümde canlandırırken yavaş adımlarla odama doğru yöneldim artık yatmaya hazırlanıyordum en sevdiğim pijamalarımı giyip yatağıma uzandım ve telefonumu sabahtan beri ilk kez elime aldım. Acaba beni merak etmiş miydi.? mesaj atmış mıydı.? Diye düşünüyordum İnterneti heyecanla açtım. Açar açmaz da uygulamadan bildirimler gelmeye başladı. Bildirimler yağıyordu adeta. Mesaj üzerine mesaj yazmış, neden cevap vermediğime de sitem etmişti. Hangisine cevap vereceğimi şaşırmıştım. Öncelikle iyi akşamlar diye cevapladım mesajını , yanıtı gecikmedi - "İyi akşamlar. Nerelerdesin .? Nasılsın.? Seni çok merak ettim. Başına bir şey geldi sandım "dedi. -"Gayet iyiyim teşekkürler gün boyu ders çalıştım üniversite sınavına gireceğim Sen hiç ders çalışmıyor musun sürekli buradasın.?" diye yanıtladım. -" Gün boyu seni düşündüm. İyi olduğundan haberim olsa bu şekilde merak etmezdim"dedi. Beni merak etmesi hoşuma gittiği kadar endişelendiriyordu da. Konuşmak istiyordum ama hem aşk hem de sınav aynı anda idare edebilir miydim.? Üstelik ailem de bu konuda çokça katıydı. kalbimin sesini dinleyip mesajlaşmaya devam ettim. O gece sabaha kadar mesajlaşmıştık. Birbirimizi tanıyorduk, sabaha karşı uyuya kalmıştık uyandığımızda saat 11'e geliyordu. Hiç bu kadar uyuyamazdım normalde,annem de yorgun olduğumu düşünerek beni uyandırmamış. hafta sonu olduğu için ağabeyim de işe gitmemişti akşam dan bana mesaj atmış saat 12'de kendisini uyandırmamı istemişti . kahvaltıyı hazırlayıp abi mi uyandırdım. Annemle babam erken kahvaltı ettiği için abimle kahvaltı ediyorduk. internetim açık unuttuğum için birden telefonuma mesajlar geldi . Mesajlar Ferdi dendi abim sinirle ; -"Kimden bu mesajlar "diye sordu. Ben korkuyla "Okul arkadaşımdan " diyebildim ve gelen mesajlara cevap vermeden internetimi kapattım ve tüm mesajları sildim ağabeyim de şüphelenmişti. Onun şüphesini dağıtmak için -"Bugün ne yapacaksın ağabey" diye sordum. Ağabeyim ; -"Arkadaşlarımla Mangala gideceğiz " diye cevapladı. Kahvaltının ardından abim duş alıp, giyinip evden çıktı. Annemle babam da bahçedelerdi. Ben de hazır evde yalnızken Ferdi ile mesajlaşacaktım. Hemen merak etmişti bile... Abimin yanımda olduğunu ve onun yanında cevap yazamadığımdan bahsettim . beni anlayışla karşılamıştı, giderek içim ısınıyordu. sonra Ferdi'ye -"Bugün ne yapacaksın.? " diye sordum. Ferdi ; "Hafta içi final sınavlarım var, ders çalışacağım "dedi. birden sinirlenmiştim ,madem final sınavları vardı neden gece sabaha kadar benimle mesajlaştı ve öğlene kadar uyudu eğer bana final sınavlarından bahsetseydi ,hiç vaktini almazdım kendimi çok kötü hissediyordum. bunu ona da hissettirmek istedim ve "neden akşam söylemedin boşuna vaktini aldım " diye cevap yazdım. -"Sen yanlış anladın, ne vaktimi alması, bana enerji verdin. Aklım sende kalmıştı. Şimdi daha rahat kafayla ders çalışacağım" dedi. sadece " tamam " diye cevap verdim. Sonra yine derin düşüncelere daldım. Acaba benim görüştüğüm kişi gerçekten Ferdi miydi.? ya hesabı çalındıysa, başka biri benimle dalga geçiyorsa ? diye düşünceler sarmıştı beni. Akşam ilk işim Ferdi ile bu konuyu konuşmak olacaktı. Şimdilik bu düşünceleri aklımdan çıkartıp benim de ders çalışmam gerekiyordu. Her şeyi bir kenara bırakıp ders çalışmaya koyulmuştum, bir iki saatlik çalışmam kuzenim Merve'nin beni aramasıyla bölünmüştü. Telefonu açıp -" Efendim canım " dedim. -" Nerelerdesin , ne yapıyorsun, hiç arayıp sormuyorsun ? " dedi. -" Ders çalışıyordum, sen ne yapıyorsun.?dedim. Merve de benimle yaşıt idi. O da ilk yıl üniversite sınavında istediği bölümü kazanamamıştı. Bu yıl tekrar hazırlanıyordu sınava. Merve heyecanla anlatmaya başlamıştı. -" Bende sevgilimle buluştum , çok güzel bir gün geçirdik bugün, sahilde el ele dolaştık . "dedi. Şaşırmıştım. -"Oooo hayırlı olsun ne güzel " dedim. Merve ; -"Sende yok mu bir şeyler.?" dedi. Sevgilimin olup olmadığını soruyordu o an kendimi eksik hissettim , -" Hayır , yok" dedim. -" Şaka yapıyorsun, nasıl olmaz, senin kadar güzel bir kızı yalnız bırakırlar mı hiç " dedi. Derin bir nefes aldım ve elimdeki kalemi bırakıp ; -" Gerçekten yok. Bu yıl kendimi sınava adadım, düşünmüyorum ilişki falan. inşallah bu yıl istediğim bölümü kazanacağım, öğretmen olup, atanıp hayatımı garanti altına almak istiyorum." dedim. Merve ; -" Ben ilişkimi de yürütüyorum, sınavıma da çalışıyorum, ilişkim derslerimi etkilemiyor ki " dedi. ve ardından sevgilisi aradığı için telefonu kapatmak zorunda kaldı. Bu cümle beynime işlenmişti. Acaba ben de Ferdi ile bir ilişkiyi bu düzeyde yürütebilir miydim .? neden olmasın.? bu zamana kadar kimseyle görüşmemiştim. Bende sevilmek, ilgi görmek istiyordum. Seviyeli bir ilişkinin bana ne zararı olabilirdi ki.? Kararımı vermiştim. Eğer Ferdi gerçekten hala birbirimizi detaylı tanıma konusunda ısrarcı ise ben de kabul edip görüşmeyi, tanışmayı kabul edecektim. Bu kararım beni hepten heyecanlandırmıştı. Ders çalışmayı bırakıp, akşam için çayın yanında bir kek çırptım. Annem ve babam bahçeden geldi. Yemeğimizi yedik ve çay faslına geçmiştik ama annemin gözleri sürekli benim üzerimdeydi bunu hissedebiliyordum. Sanki beynimi okuyordu, zaten ben annemden bir şey saklayamazdım. Ferdi ile ilişkimiz kesinleştiğinde anneme bu durumdan bahsedecektim ama şu an için çok erkendi. Babam yaptığım keki çok beğendi. Kek eşliğinde çayımızı içerken babam ; -" Dersler nasıl gidiyor kızım.? Bir şeye ihtiyacın var mı.?-" diye sordu. -" Gayet güzel babacığım her şey yolunda diye yanıtladım ." Çayımı içip , odama çekilmek ve Ferdi ile görüşmek için sabırsızlanıyordum. Sonunda çay faslı bitti ve odama çekildim. -" İyi geceler " diye mesaj gönderdim. acaba ' iyi geceler ' deyip görüşmeyi kesecek miydi.? yoksa günümün nasıl geçtiğini veya nasıl olduğumu soracak mıydı.? Aradan yarım saat geçmesine rağmen hala mesajımı görmemişti. Merak etmeye başlamıştım. Neden hala mesajımı görmemişti.? İçimden bir ses ' boşuna ümitlendin ' diyordu . Düşünceler beynimi ele geçirmişti. Tam kendimi ona açmayı düşünürken , yani tanımadığım için vazgeçmek üzereydim . Halbuki birine karşı ilk defa böyle bir şey hissetmiştim . Duygu karmaşası ile birlikte uyuyakaldım. Sabah uyandığımda Ferdi'den mesaj gelmişti. Mesajında ; Telefonunu şarja takıp ders çalıştığı için mesajımı görmediğini yazmıştı , özür de diliyordu. Mesajına sadece -" Günaydın " diye cevap verdim. -" Nasılsın .? " diye sordu. -" İyiyim teşekkürler sen nasılsın.? " dedim. -" İyiyim " dedi. Dün akşam beynime ele geçiren düşüncelerimden kurtulmak için ondan birkaç isteğim olacaktı ; -" Senden bir şey rica edeceğim " dedim. -" Buyur " dedi Ferdi. -"Görüştüğüm kişinin gerçekten sen olduğuna emin olmam gerekiyor , bu yüzden bana anlık bir fotoğraf göndermeni istiyorum" dedim. Ferdi güldü ve bir fotoğraf gönderdi. Ama o fotoğraf normal galeriden bir fotoğraf da olabilirdi yani ben çok şüpheci biri olduğum için aklıma farklı bir fikir gelmişti. Ferdi'ye ; -" Eline kitap al ve kitapla fotoğraf çekin, hatta kitapları kafanın üzerine koy öyle çekin " dedim. Ferdi ; -" Bu da nereden çıktı şimdi " dedi. Şaşırmıştı , haklıydı da ben de şaşkınlığını gidermek için aklımdaki şüphelerden bahsettim ona ; -" Beni tanımak istediğini söylüyorsun ama ben senin gerçekten bu profildeki kişi olduğuna nasıl Emin olabilirim ki ya telefonun çalındıysa, hesabın çalındıysa" dedim. Bana hak vermiş olacak ki çok zekisin dedi ve gerçekten de başının üzerine kitap koyup resim çekmiş ve çektiği resmi de bana yollamıştı. Böylelikle güvenimi kazanmayı başarmıştı. Kendisini tanıdıkça daha da çok ısınıyordum . Bir köyde yetişmiş , zor şartlarda okumuş ve üniversiteyi kazanmıştı şu an son sınıf mühendislik öğrencisiydi ve ciddi bir ilişki istediğinden bahsediyordu. Profilindeki yaşlı adam ve çocukların kimler olduğunu merak edip sordum. "Babam ve yeğenlerim "dedi. Verdiği her cevapta samimiyeti ve mütevazılığı ön plana çıkıyordu, sürekli onunla mesajlaşmak istiyordum. Her an bana yazsın, beni düşünsün istiyordum. Aşık olmuştum. Samimiyetine , iyi niyetine , beni sevdiğini söylüyor , daha yakından tanımak istiyordu. Başka ilde okuduğu için bulunduğum ile Bursa'ya gelmesi gerekiyordu. Gelmek istiyordu da ama ben nasıl ailemden izin alabilirim bilmiyorum. Bu aralar sınavı olduğu için sınavı bahane ederek gelmesini istemedim. Bu süre içinde de kendisini biraz daha tanıyabilme fırsatım olacaktı. Bu süreç 3 ay kadar sürmüştü. 3 ay içinde sosyal medya üzerinden görüştük telefon numaramı bile vermemiştim. Sürekli o konuda bana kırgınlığını dile getiriyordu , en sonunda dayanamadım ve numaramı verdim. Artık iki sevgiliydik ve onu gelmemesi için daha fazla tutamıyordum. Hafta sonuna bilet almıştı, Bursa'ya gelecek ve görüşecektik. Bu son 3 ayda beni öyle rahatlatıyor ki hiçbir şeyi kendime dert etmiyordum , bana boş vermeyi öğretmişti adeta , kendisi de öyle çok rahat bir kişiliği var. Hiçbir şeyi kafaya takmayan biri , dünya yansa umrunda olmaz. O kadar iyi gelmişti ki bana sadece mesajlaşarak bile benim ayaklarımı yerden kesen biri acaba görüştüğümüzde nasıl mutlu edecekti beni. Cumartesi günü saat 2'de Şirin Kafe' de buluşacaktık. O gün sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı yapıp ev işlerinde anneme yardım ettim. Annemden görüşme izni alabilmek için gözüne girmem gerekiyordu. Ev işlerini erkenden bitirdik ve anneme kuzenimle buluşmak istediğini haftalardır evden dışarı çıkmadıgımı gerçekten bunaldığımı ,hava almaya ihtiyacım olduğunu söyledim. Annem beni şaşırttı ve isteğimi ikililetmeden -" Tamam kızım " dedi. Çok sevinmiştim. anneme teşekkür edip , hemen hazırlanmaya başlamıştım. En sevdiğim kırmızı kazağımı ve kot pantolonumu giymiştim , hafifte bir makyajla kombinimi tamamlamıştım. Saat yaklaşıyordu, hemen evden çıkmalıydım. Ferdi'ye mesaj attım " ben evden çıkıyorum aşkım " dedim. Otobüs durağına doğru heyecanla yürüyordum. Yolda abimin arkadaşı Emre ile karşılaştım. Selam verdi ve abimi sordu hiç sevmiyordum Emre'yi çok yılışık bir çocuktu. Her fırsatta benimle sohbet kurmak istiyordu. Üstelik el kol hareketlerini de çok seviyordu , sürekli el şakası yapıyordu, her seferinde rahatsız olduğumu söyleyip uyanıyordum, tersliyordum da yalnız yüzsüz biri olduğu için huyundan hiç vazgeçmiyordu. Sonunda durağa gelmiştim. Otobüs bekliyordum , kulaklığımı da takıp müzik dinlemeye başladım. Yaklaşık 10 dakika sonra otobüs geldi ve otobüse bindim. Paramı verip yerime oturdum radyodaki haber dikkatimi çektiği için kulaklığımı çıkartıp habere kulak verdim Bir boşanma davasından bahsediyordu. Bu haberde kadın vajinusmus olduğu için adam boşanıyormuş. Vajinismusta neydi .? Bir evliliği bitirebilecek kadar kötü bir şey olmalı , hemen araştırmaya başladım ve o anda beni de bir korku sardı vajinismus : kadının kendini kasıp cinsel ilişkiye girememesiymiş bu hastalığa sahip yüzlerce kadın varmış , kimi 3 yılda başarabilmiş , kimisi 30 yılda başaramamış . ' Ya bende yapamazsam ' diye içime işleyen o korku tüm bedenimi sarmıştı . Tabii bunları düşünmek için çok erkendi ama eninde sonunda olacak bir şeydi şimdi tüm bu düşünceleri bir kenara bırakıp ilk aşkımla ilk buluşmaya odaklanmalıydım. Çok heyecanlıydım , ellerim heyecandan titriyor ayaklarımı hissetmiyordum bile. sonunda ineceğim yere gelmiştim yolun karşısına geçtiğimde ona kavusacaktım . Oracıkta yere yığılmamak için kendime zor mukayyet oluyordum. Neyseki korktuğum olmadı ve Şirin kafe' nin önündeydim. Heyecanımı belli etmemek için yavaş yavaş adımlarla Kafe' nin kapısına doğru yöneldim kapıyı açıp içeriye girdim kalabalıkta gözüm Ferdi' yi arıyordu. O da benim geldiğimi anlamış olacak ki kafasını çevirmiş kapıya bakıyordu. İşte o an göz göze geldik ve heyecanım iki katına çıktı , ayağa kalktı ve -" Hoş geldin " dedi Sesinin sıcaklığı içimi yumuşatmıştı , sanki yıllardır tanıyor gibiydim. Sesini duyduğum anda tüm heyecanım gidivermişti. Sımsıkı sarıldım ona sanki yıllardır hasretmiş gibi. Öylede sayılırdı aslında onu gördüğüm anda sanki kaybettiğim birini yıllar sonra tekrar bulmuş gibi hissettim. O da benim kadar heyecanlıydı elini kolunu nereye koyacağını şaşırıyordu. eliyle sürekli sakalını okşuyordu. İkimiz de ne konuşacağımızı bilememiştik. Heyecandan birbirimize bakakalmıştık. Karşımda heyecandan ne yapacağını bilemiyordu aniden kalkıp " Böyle olmuyor " deyip yanıma sokuldu . Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilememiştim. Ve her şeyi akışına bıraktım. Başımı omzuna yasladım ve gözlerimi kapattım. O kadar huzurluydum ki omuzlarında sabaha kadar kıpırdamadan durabilirdim. Bir süre öylece durduk hiç konuşmadan. Taaki garson rahatsız edene kadar. Garson ; -" Siparişinizi alabilir miyim .?" diye sordu. Ferdi ; -" Tabi " dedi ve bana " Ne alırsın.? "diye sordu. Başımı sağa sola sallayarak ; -" Farketmez aşkım. " diye cevap verdim. Ferdi garsona dönerek ; -" Önce birer çay alalım " dedi. Siparişlerimizi verdik. Önce çay söylemiştik, Siparislerimiz gelince mecbur karşıma geçmişti. Ama bu durum dan pek hoşnut değildi. Başım omzundayken ona hissettiklerini sordum. -" Sevdiğimin başı omzumdayken de huzur dolu gözlerine bakarken de hep aynı şeyi hissediyorum. AŞK..! Seni çok seviyorum canım aşkım. Okulum biter bitmez evlenelim hemen " dedi. Evlilik kelimesini duyar duymaz gelirken radyoda dinlediğim haberden dolayı irkilmiştim . Belli etmemeye çalıştım. Ve -" İlişkimiz daha çok yeni. Önümüzde yıllar var , bende üniversite okuyacağım. " Dedim. -" Evliyken de okuyabilirsin. Ben senin okumanı engellemem aksine desteklerim , her kadın kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmalı " dedi. Düşünceleri beni çok mutlu etmişti. Ama tabiki bu kadar erken bir evliliği düşünmüyordum. O yüzden bu konunun üzerinde pek durmadım. Ailesini ve arkadaşlarını anlattı bende öyle ailemden ve arkadaşlarımdan bahsettim . Annemin ,babamın ve abimin fotoğraflarını gösterdim. Beni anneme çok benzetti. Laf lafı açtıkça açtı . Ve saatin ne kadar çabuk geçtiğinin farkına varamadık bile. Telefonum çaldı. Arayan annemdi.. -" Geç saate kalma kızım, baban gelmeden evde ol " dedi. -" Tamam anneciğim " diyerek telefonu kapattım. İlk aşkımla , ilk buluşmamızın sonuna gelmiştik. Artık ayrılma vakti gelmişti . Elimi tutup. -" Yarın tekrar görüşelim lütfen " dedi. Elinin üzerine bende elimi koyup -" Söz veremem , ama ayarlamaya çalışacağım " diyerek Kafe' den ayrılmak üzere masadan kalktım. -"Herşey için teşekkürler Seni seviyorum" dedim ve yüzüne bakamadan Kafe' den ayrıldım...
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE