4.bölüm

1763 Kelimeler
"Hadi Efnan, kuzum... Uyan annem. Çıkmadan kahvaltıyı yemen için hazır ettim. Bugün tüm gün evde olacaksın sen değil mi?" annemin sesi ile uyandım. Saat kaç bilmesem de annem işe gitmek için hazırlanmış ve az sonra evden çıkacak olmalıydı. Üzerinde, dün akşam oldukça salaş ve bakımsız görünmesine rağmen, hastaneye gidiyor olmalı ki özenle giyinmişti. Beni uyandırmadan gitmek istememesi ve kalkmamı beklemesi ile istemsiz ona gülümsedim. Normalde anneme uykumun en güzel yerinde uyandırdığı için kızmam gerekirdi. Bunu mümkünü yok ben yapmazdım. Böyle bir şey benim lügatımda imkansızdı. Hazırlanması ve birde bu yaşıma geldim onun kahvaltıyı hala çocukmuşum gibi benim için hazır etmeden gitmeyecek olması annem, o benim için daha ne yapabilirdi. Bu kadın tek kelimeyle fedakarlık abidesiydi. "Kalkacağım annem. Sonuçlar bugün açıklanacak. Bugün evde olacağım ve açıklanmadan kalan işlerimi halledeceğim. Sanırım evde olurum tüm gün. Bugün evin tozunu almamı ister misin?" bende onun için bir şeyler yapmak istiyordum ki bu benim görevim ve bu evde annem tekte yaşamıyordu. Annem sonuçlar açıklanacak dememle hüzünle baktı bana. Yıllardır onunla burda birlikte yaşadığımızdan ayrılık vakti gelip çatmıştı. Ne yazık ki o kendi yoluna ben kendi yoluma burdan sonra bakacaktım. Annem hemşire ben ise öğretmendim. Kaldı ki yeni ataması yapılacak bir öğretmendim. Annem ise yıllarını vermişti ve en sonunda onunla buraya taşınmıştık. Onun için burası özeldi ki onca sene sonra biz annem ve babamın evlenip yaşadıkları evlerinde kalmaya başlamıştık. Onu burdan kolayına koparamazdım. Hem büyümüştüm. O yari ile zaman geçirirdi benim ise başka planlarım vardı. Yıllardır doğuda görev yapmış olan annem her memlekete gitmiş ve onu bunca zaman sonra babamdan ve memleketinden ayırmayı istemiyordum. Annem bu seneden sonra çalışmayacak ve emekli olacaktı. Babamın naaşı burda gömülüydü. Annem artık eşini ve onun toprağını çok özlemişti. Ben ise babamı şehit bırakan toprağı orayı görmek istiyor ve görmeye gidecektim. Anneme hayrandım. Bu kadın tam anlamıyla benim idolümdü. Her kızın annesine hayran olduğu anlar vardı ki yalan da değildi. Ben anneme hayranlıktan öte eşini bu kadar sevmesine ve bağlılığına aşıktım. Benim annem diğer annelerden çok başkaydı. Onu ben tarafından bambaşka yapan çok güzel bir kadın olmasına rağmen o babam dışında hayatımıza kimseyi dahil etmemişti. Babam vatan toprağına vefa için can verdiyse annem de hayatını ona ve bana feda etmişti. İkisi de vatan severdi. Babam vatanını, annem ise vatan bildiği adamı çok sevmişti ki onun hala sevdiğini gözlerinden bakınca anlıyordum. Bir kadın hep ıslak ve ağlamaklı bakar mıydı? Gözlerim babama benzediği için her bana baktığında onun kahveleri ıslanıyordu. Bana bakmak hem özlemini gideriyordu hem özlem duyuyordu. Annem odamın kapısını çekip çıkınca yataktan kalktım ve boş boş etrafıma baktım. Annem "Çıkıyorum." deyince onun ardından ayaklandım. Tüm gün ne yapacağımı bilmediğim için aklıma bir şey gelmedi. Ve kafama takılanlarla ilk işim masamın üstünde duran telefonumu elime almak oldu. Saat kaçtı aslında ona bakacaktım. Odamda saat bulundurmuyordum ki kulaklarım fazlaca hassas olduğundan odamda tik tok sesine uyurken dayanamıyordum. Bir de yeni uyandığım için saat kaçtı bilmediğim ve kendimi ona göre programlayacaktım. Kendimi yavaştan meslek hayatıma alıştırmam gerekiyordu. 1 senem evde ve ders çalışmakla geçmişti. Uyku düzenimi bir an önce oturtmalıydım. Annemin bu sabah beni bunun için uyandırdığına da emindim ki ondan bunu ben istemiştim. Hazır kahvaltı bana da sürprizdi. Dün, Yavuz mesaj çekeceğini söylemişti. Telefona gelen bildirimler vardı ve ekranda onun numarasını buldum. Onun adı yazıyordu. Evet onu Yavuz diye telefonuma kaydetmiştim. Purslu göründüğü için indirme yapılması gerekiyordu resmin üzerine bastım. Bir süre sonra resim netlik kazandı. 053..................... 82'den  (Astteğmen ruhsatı)  (Astteğmen rozeti olan şapkası) Gerçekten de söylediği gibi o bir askerdi. Hem de özel harekatçı yazıyordu. Babamdan sonra bir askerle tanışmak günümün aydınlanmasını sağlamıştı. Yavuz erken uyanmış olmalı ki benim resmin üzerine basmamla mesajı göründü olmuştu. Üste baktığımda ise o da uygulamaya girmiş ve çevrimiçiydi. Sanırım mesajı görmemi bekliyordu. Çok bekletmiş miydim bilmesem de içim şenlendi. Dün ben o bana yazacak diye onu çok beklemiştim. Nasıl bir duyguymuş anlamış olurdu. Yani annem uyandırmasa aslında Yavuz daha beni çok beklerdi. Anneme dua etsindi. 053..................82 yazıyor -Uyandığına göre, hoca hanım:)) -Dün onca konuşmanın ardından bence seninle, benim, -Tanışmamızın zamanı geldi. -seni gördüm ve Talibim, desem :) -ve -Bak bakalım -Ben nasılmışım;)) Yavuz kişisi sizinle yeni bir gönderi, fotoğraf paylaştı.  (Asteğmenim) -Şuan içtimadayım -Askerlere biraz sonra eğitim vereceğim. -Çok söyleyecek bir şeyim yok. -Eğer müsait olursan ve, -Sende beni istersen, -Yaz işte... Gülümsedim. Onun resmini görmemin ardından bana ne oluyordu bilmiyordum ama olduğum yerde deli gibi tepinmeye başladım. Umarım annem geri gelmemiş ve gitmiştir. Şimdi bu asker, Yavuz, basbayağı benimle konuşmak istediğini söylüyordu. İşe bakın bu konuşma şeysini dünden bugüne bende onunla sevmiştim. Hem de çok utangaçtı. Yani yazışmasından bunu çıkardığımı söyleyebilirim. Yoksa yaz işte demek yerine ukala olur yazışalım da diyebilirdi. Fikrime saygı duyuyordu. Rahatsız edecek onda tip yoktu. Ne mesajda vardı ne de görüntüsünde bunu yapacak biri gibi duruyordu. Yavuz cidden farklı biriydi ki konuşmaları bir o kadar fazla candandı. Resmine uzun uzun baktım. Kesinlikle fena bir adam değildi. Onda beni etkileyen kesinlikle bir şeyler vardı. Bu olduğu gibi ona, sırf asker olduğu ve bunu doğruladığı için de, kendimce bir şans verecektim. Hatta tipi ve konuşmasına bakarak onunla gittiği yere kadar da giderdim ve onunla konuşurdum. Duyun millet, yeni bir ilişkim oldu ve başladı. Sosyal ağ üzerinde birisine güvenmek aptallık olsa da, resminden sonra gönderdiği özel harekat kimliği adı ve soyadı söylediği gibi aynen yazıyordu. Söylediği her şeyi bire bir tasdiklemesi kalbimi çalmış ve bende mesaj yazmak için ekranın üstünü tıkladım. Hayatımda hep karar vermeden önce oturup düşünen birisi olarak belki de şuan bir ilke de imza atıyordum. Düşünmeyecektim. 0532.....................56 yazıyor -Görev yerin neresi? -Benden eğer ki söylediğin gibi bir şans istiyorsan, Asker:) -Yalnızca 3 saatin var. -Adım ve soyadım. Bunlarla birlikte birkaç Özel Bilgimin daha da olmasını isterim. -Eğer bu söylediklerimi 3 saat içerisinde bulur ve öğrenirsen, ikimiz için -Şansın var, demektir. -Hatta bakarsın bu konuşmamız benim atama yerimi bile etkiler:);))) - Süren başladı. İyi şanslar.:));) Tırnaklarımı yemeye ve parmaklarımın üstünü soymaya başlamıştım da ben bunu yapmaya Allah aşkına ne zaman başlamıştım. Bunu en son lisedeyken yapmıştım ve bu huyumu bırakalı çok uzun zaman oluyordu. Şimdi yeniden aynı heyecanla farklı duyguları hissediyor olmak mesaj gelir diye telefonun başında beklemek yerine; anneme söylediğim evin işlerine koyuldum. Kafam dağılırdı. Hem de zaman daha hızlı geçerdi. Odamın tozunu aldıktan sonra kahvaltı işi de benim için yatmıştı. Bugün atamalar olacağı için maalesef hiç iştahım yoktu. Midem kasılırken yemek yersem heyecandan kusabilirdim. Saate baktığımda 3 saati çoktan aşırmıştım. Temizlik ve odamı topladığım için anca sürmüştü. Ben yapınca dipten köşeden her yerin temizliğini yapardım. Yani beni 1 saatten fazlası aklamazdı ki 3 saate her köşeyi iyi bile bitirmiştim. Evin tüm işleri ise ne yazık ki hala bitmemişti. Anneme kıyak geçmek istiyordum. Bir elimde çamaşır suyu ve diğer elimde de banyo fırçası ile banyonun fayanslarına el attım. Tabi oradan sonra da tuvalet ve banyodaki klozeti de elden geçirdim. Ev temiz olmuştu da karnımın içinden açsın diye sesler yükselmeye başladığında isteğim kahvaltı etmekti. İşte duş almadan mutfağa giremeyeceğim için az önce çıktığım banyoya geri yol aldım. Kendimi duşa attığımda temizlikten sonra sıcak su bedenime o kadar gelmişti anlatamam. Çamaşır suyunun kokusu çıkana kadar beklemiştim. Saçlarımı yıkamış ve vücudumla da ilgilendikten sonra suyun altından çıkmıştım. Odama geçtim. Beklediğim adamdan bildirim gelmiş ve Yavuz'dan mesaj vardı. Ben ona 3 saatin var desem de o bir saat sonra mesaj atmıştı. Hatta daha yeni bir de mesajı vardı. Açıp niye bilmiyorum okumadım. Ben banyodayken annem beni aramıştı ve onun çağrısı olduğundan ilk annemi aramak istedim ve aradım. "Efnan kaç kez aradım annem. Neden telefonunu açmıyorsun, kızım." sesi fazla telaşlıydı. Ah bu kadın var ya. Alıştırma yapıyordu. Aklınca da ben onu anlamam sanıyordu. Gideceğim yer doğuydu. Acaba doğuya gidince ve hani olurdu orada telefon filan çekmezdi düşünüyordum annem kesin kafayı yerdi. Bir yanım gitme annenle kal burada diyordu. Bir yanım ise doğunun insanı da insandı ve öğretmen bekliyor orada diyordu. Ben bu iş için eğitilmiş ve batı kadar doğunun daha çok hakkıydı. Ona kızamıyordum da aslında bu kadar çok telaş yaptığı için. Annem babamın ölüm haberini çalıştığı hastanenin hem de babamı ararken açık olan televizyonu ve haber spikerinden öğrenmişti. Ardından gelen bir yığın askerle annem babamın şehit olduğu haberini onlardan almıştı. Düşünsenize haberi aldığı memlekete tayin istemiş ve gidiyordum. Kalbinin hop oturup hop kalktığını biliyordum. Söylemese bile böyle olduğuna emindim. Annem o günün ardından eşsiz, ben de babasız kalmıştım. Bu topraklar çok değerliydi. Vatan uğruna analarımız, babalarımızın kimlerin kanı dökülmüştü. Onlar şehadet yeminleri ederken bu vatan toprakları uğruna bizden olanların ve değerlilerimizin kanları akıtılmıştı. Ben yalnızca vefamı gidip ne olursa ödemek istiyordum. Umarım gerimizden gelen nesil de bu vatan topraklarının değerini ve kıymetini bizden bile çok bilirdi. "Duşa girdim. Ne bu endişe güzellik!" dudağımı büzdüm. "Malum senin kadar güzel birisi ben değilim ve güzelliğim için de uzun süren bir duşa ihtiyacım vardı." alaya vurmak hem benim hem onun için daha kolaydı ki annemin az önceki telaşlı sesi söylediklerimle yok olmuştu. Artık onunla bir şekilde halledecektik ve bununda üstesinden gelecektik. Olmadı bir süre telefonu hiç yanımdan ayırmazdım ve o aramadan ben onu arardım. Annemin kıkırtısı ile, "Deli kız," diyen sesini işittim. Sonra telefonu yüzüme kapattı. Çalışıyordu ve iş saatinde olduğu için de müsait değildi. Sesimi duymadan duramazdı ve o an çalışsa bile annemin kafası dalgın olurdu. Tam vaktinde onu aramış olmalıyımdı. Yabancı bir numaradan bir aramam vardı. Kaşlarımı çattım. Aynı anda düzelttim. Bu sefer kesin Fidan'ın kendiydi ki beni ondan başka kim arayacaktı. Ondan başka beni arayacak kimsem yoktu ki diğer numaralar zaten kayıt altındaydı. Numara değiştiriyorsun haber etseydi derdimde bir tevafuk olmuş, Yavuz'la tanışmıştık. Yani iyi olmuş ona da kızamıyordum. Yavuz Fidan, Asteğmenim, demişti. Bir insana övünmek şöyle dursundu kendini bilene ben buyum demek zor olurdu. Kaldı ki ilişkiler konusunda kendimi uzun uzadıya anlatan bende biri hiç olmadım. Ondan beni araştırmasını istedim ki anlatmak istemedim ve kendi kırık yanımı bilsindi. Niyetim bu yöndeydi. Madem tanışacaktık en başından benim kim olduğumu bilsindi. Bunu o benden duysun değil de onun kendi öğrensin istemiştim. Acıyı anlatmak kolay değil çok zor oluyordu. Bu kısmı onunla bu şekilde atlardık. Kendi öğrenirdi. Bende, boğazıma düğümlenirdi de, ona anlatmak durumun da kalmazdım. Bunu onunla değil kimsede yapmazdım. Babam benim yazgımdı ve öyle kolay konuşulmazdı. Çıkmazdı ağzımdan. Ondan gelen mesajın üzerine tıkladım. İlk attıklarının benim hayatımla ilgili olduğunu tahmin ediyor ve biliyordum ki yakın zaman içinde attığı o mesajı okumaya başladım. Okuduklarım yutkunmamı sağlayan cinstendi. Babam gibi bir adamı bulduğumu biliyordum. Yalnız tahmin etmiyordum. 053...............82 yazdı..... -Babanın şehit düşmüş olması... ..... -Efnan Aksungur! ...... -Beni çok iyi dinle, -Bir yüreğe, -Kaldı ki babasını şehit vermiş kızın yüreğine, birden fazla İki Şehit, -Yakışı kalmaz. ,,,,, -Gönül ister ki gel burada öğretmenlik yap, demek. Allah var. -Bir şehit kızını yaralamayı, istemem. -Ben vatanımı seçeli çok oldu. Bu yüreğe de, İki Vatanı birden ağırlamak ve aynı yerde taşımak, -Yakışık kalmaz! Beni kestirip atmıştı. ........................................................... Texting""B Hikayemiz nasıldı?
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE