Havanın kararması ile Kanlıca konağı da dolmaya başlamıştı yavaş yavaş. Civar illerin aşiret ağaları, tanınmış saygın iş insanlarıyla dolan konakla bile Adâr ağanın, bir ağadan daha fazlası olduğu belliydi. Adâr ağa hazırlanmış halde çıktı çalışma odasından; -“Düğün gününde de çalışmazsın be abi.” diye kendisine sitem dolu gözlerle bakan Mirza ile çattı kaşlarını. -“Misafirlerle ilgilensene lan sen, ne işin var burada.” -“Abi, aşiret büyükleri geldi, bir tek Arslansoylar kaldı. Cesur abi ilgileniyor hepsiyle, sende bi gel istersen.” -“Tamam Didê’ye bakıp gelecem, sen in.” diyip kardeşini gönderdikten sonra, odasına doğru ilerledi. Kapıda gördüğü kadınlarla çatılmıstı Adâr ağanın kaşları. -“Neden içerde değilsiniz? Hazır mı karım.!” dedi sert sesiyle. -“Ağam, gelin ağam bizi alm

