29. Bölüm Gezmeler…

1858 Kelimeler
29. Bölüm Gezmeler… Eylem Gizlibahçe; Kapıdan çıkarken, sokağın başında Efe’nin arabasını gördüm. Direksiyonun arkasında bana gülümseyen o yüzü görünce kalbim bir anda hızla atmaya başladı. Arabaya biner binmez o kendine has, tatlı tebessümüyle bana göz kırptı. “Bugün çok eğleneceğiz,” dedi, sesi neşeliydi. “Akşama kadar gün bizim.” Gülümsememek elde değildi. Onu o kadar özlemiştim ki... Yanında olduğumda her şey hafifliyordu sanki. Arabamız yola koyulduğunda, camdan dışarı bakarken içimden geçirdim; “İyi ki gelmiş.” Annemle geçen gün konuşmuştum Efe’yi. Fotoğraflarını gösterdiğimde çok beğenmişti. “Tanışmak isterim,” demişti hatta. Ama Efe hazır değildi, biraz çekiniyordu. “Peki nereye gidiyoruz?” diye sordum merakla. “Gizlibahçe’ye,” dedi, direksiyonu çevirirken göz ucuyla bana bakarak. “Sonbaharın tadını çıkaracağız bugün.” Yol uzadıkça doğa güzelleşiyordu. Sararan yapraklar, hafif esen rüzgâr, bir yanda güneşin parıltısı… Gölgede serindi ama güneş yakıyordu hâlâ. Bir süre sonra vardık. Gerçekten de adı gibi gizli kalmış bir cennet gibiydi orası. Rengarenk ağaçlar, toprağın kokusu, kuş sesleri... İçimi huzur kapladı. “Burası… muhteşem,” dedim fısıltıyla. Efe, “Beğenmene sevindim. İlkbaharda da geleceğiz buraya, söz,” dedi gülerek. Birlikte bir sürü fotoğraf çektik. Ben hemen telefonuma baktım; yalnız olduğum birkaç tanesini anneme gönderdim. Sonra Efe, “Aç görüntülü ara, tanışsın artık benimle,” dedi beklenmedik bir cesaretle. Aradım. Annem telefonu açar açmaz Efe’yi görünce yüzünde tatlı bir şaşkınlık belirdi. “Demek sen Efe’sin ha? Nihayet gördük seni delikanlı,” dedi gülerek. Efe biraz utandı, başını eğdi ama “Memnun oldum teyze,” diyebildi zar zor. Ben ise o an hem gülüyor hem içimden “İşte bu” diyordum. Annemle tanışması… benim için önemli bir adımdı. Günün kalanında her şey rüya gibiydi. Birlikte yürüyüş yaptık, doğayı dinledik, sessizliğin tadını çıkardık. Efe bana küçük bir paket uzattı. “Bu ne?” dedim şaşkınlıkla. “Kitap. Beni düşünmediğin zamanlarda okursun,” dedi. Gözlerim doldu. “Senin gibi biri gerçekten var mı?” diyebildim sadece. Efe gülümsedi. “Varmışım işte.” Yemekten sonra bir süre bankta oturduk. Ben dalıp gitmiştim. Hayallerim gözümün önünden geçti: kız isteme, nişan, düğün... hepsi. “Ah bir okul bitsin,” dedim içimden. “Sonra her şey yoluna girecek.” Ama bazen Efe’nin cümleleri içime dokunuyordu. “Boşuna plan yapma,” derdi gülerek. “Benim annem her şeyi halleder, sen kafanı yorma.” O an gülümsemeye çalışırdım ama içimden bir ses, “Ya çok mu karışır o anne?” derdim. “Ya senin annen biraz fazla mı diktatör, Efe?” diye sormak isterdim bazen ama sonra vazgeçerdim. Belki de mutluluğun gölgesine bu düşünceler hiç yakışmıyordu. Efe’yle vakit öyle hızlı geçmişti ki, anlamadan akşam olmuştu. Güneş ağaçların arasından süzülürken o turuncu ışık yüzüne vuruyordu. Her zamanki gibi sessizdi ama huzurlu görünüyordu. Tam o sırada telefonu çaldı. Ekranda Koray yazıyordu. “Kuzenim,” dedi kısık bir sesle. Telefonu açtı, birkaç dakika konuştular. Sonra bana dönüp gülümseyerek, “Koray diyor ki, akşam birlikte yemek yiyelim. Hem yengeler tanışsınmış. Eylem de yalnız hissetmezmiş,” dedi. Bir an şaşırdım. Böyle bir şey olacağını beklemiyordum. Ama sonra Efe’nin gözlerinin içine baktım, o da sanki kararı bana bırakıyordu. “Sen uygun görüyorsan neden olmasın,” dedim hafifçe gülümseyerek. “Tamam,” dedi kısa bir sessizlikten sonra. “O zaman Mehmet Usta’da buluşalım.” İçimden, “Akşam yemeği de beleşe geldi,” diye geçirip gülümsedim. Ne de olsa öğrencilik zordu. Bazen bir yemeğin bile değeri büyük oluyordu. Yola koyulduğumuz da arabada hafif bir sessizlik vardı. “Efe,” dedim, “kıyafetim uygun mu? Değiştirmeme gerek var mı?” Başını bana çevirmeden, “Yok, çok güzelsin. Hiç kıyafet değiştirip zaman harcama,” dedi. Sonra bir an sustu. “Bugün doyasıya birlikte vakit geçirelim. Yarın belki görüşemeyebiliriz. Anneme yardım edeceğim. Aslında bugün de söz vermiştim ama… o çoktan dükkânı kapatmıştır şimdi.” Sesindeki yorgunluk fark edilmeyecek gibi değildi. Bir an cesaretimi toplayıp, sesimi alçaltarak sordum: “Efe… beni annenle ne zaman tanıştıracaksın?” O an… her şey bir anda değişti. Araba birden sarsıldı. Efe ani bir şekilde frene bastı, neredeyse ön cama çarpacaktım. “Ne oluyor Efe?” dedim panikle. Efe direksiyonu iki eliyle sıkmış, önüne bakıyordu. Çenesindeki kaslar gerilmişti. Bir süre konuşmadı. Sonra gözlerini bana çevirdi. O bakışlar… içimi ürpertti. O an anladım ki bu konudan hiç hoşlanmıyordu. Ciddileşti. “Bak Eylem,” dedi, sesi kararlı ama titrek bir tondaydı. “İlişkimizin en başında sana açıkça söyledim. Benim düzenli bir işim olana kadar evlilik, aile tanışması falan yok.” Ne diyeceğimi bilemedim. Sadece sessizce dinledim. “Zaten annem yeterince baskı yapıyor. Aynı baskıyı bir de senden duymak istemiyorum.” Sözleri içime saplanan bıçak gibiydi. Ben evlilikten bahsetmemiştim aslında, sadece… tanışmak. Ama onun gözünde ikisi de aynı kapıya çıkıyordu belli ki. Camdan dışarı baktım. Güneş batarken içimde bir şeyler sanki yavaş yavaş sönüyordu. Kırılmakla anlamaya çalışmak arasında gidip geliyordum. Belki de onun korkuları benim hayallerimden büyüktü. Yol boyunca sessizlik çökmüştü. Efe direksiyona odaklanmıştı, ben de kafamı dağıtmak için telefonumu elime aldım. Çektiğimiz resimlere göz gezdirdim, sonra birkaç tanesini paylaşmaya başladım. Daha paylaşım yaparken ekranda Filiz ablamın adı belirdi. Mesaj atmaya başlamıştı. Sabah bana biraz soğuk davranmıştı, hâlâ içimde bir burukluk vardı. Ama şimdi yazınca içim ısındı. Gerçi o da beni çağırsaydı bile gidemezdim, dedim içimden. Sevdiğim adamla buluşmuştum... Gerçi şu anda ona da kırgınım biraz. Olanları birine anlatmazsam çatlayacaktım. Hemen yazdım: Terzi ablam🪡🧵 “Filiz ablam, bugün Efe’yle yine tartıştık. Yine annesi konusu. Annesi nasıl bir kadınsa hâlâ benimle tanıştırmak istemiyor. Keşke bir yol olsa da sen tanısan şu kadını.” Filiz ablamdan anında bir sürü gülücük geldi. Terzi ablam🪡🧵 😂😂😂😂🤣😅 Ekrana bakakaldım. Ne gülüyor acaba? Bir süre sonra mesajı geldi: Terzi abla 🪡🧵 “Kızım boşver, ne yapacaksın kaynanayı? Sevdiğin adam yanında, sana sürprizler yapmış. Onun tadını çıkarmıyorsun da kaynananı mı düşünüyorsun?” İster istemez güldüm. Haklıydı. Terzi abla 🪡🧵 “Nasıl olsa bir ömür tepende olacak, şimdi bu anların tadını çıkar. Ne Efe’nin moralini boz ne de kendi moralini. Çocuk sana söylemiş işte, vakti gelince tanıştıracak. Biraz sabırlı ol. Hadi, aksiyon peşine düşüp durma!” Okudukça içim rahatladı. Ah canım Filiz ablam… Yine iyi ki var dedirtti bana. Yüzüme istemsizce bir tebessüm yerleşti. Efe, göz ucuyla bana baktı. “Neye gülüyorsun bakalım?” diye sordu merakla. “Yok bir şey,” dedim gülümsememi saklamaya çalışarak. “Filiz ablam mesaj atmış. Resimlerimi beğenmiş, yorum yapıyor.” “Bu Filiz abla kimse ben de tanışmak isterim,” dedi Efe, gözlerinde hafif bir kıskanma ifadesiyle. Ben de ona yan yan bakıp, kaşlarımı kaldırarak: “Öyle kolay değil beyefendi. O benim Filiz ablam. Öyle kolay tanışma yok sana ,” dedim. Sonra da kahkahayı bastım. Efe de tebessüm etti. “Kısasa kısas demek, Eylem Hanım,” diye karşılık verdi. Arabada hafif bir kahkaha yankılandı. Az önceki gerginlik sanki bu küçük atışmayla dağılmıştı. Belki de ilişkimiz hep böyleydi: Bir tartışma, ardından bir kahkaha... Kırılıp barıştığımız, ama birbirimize dönmekten asla vazgeçemediğimiz bir denge. Şehre ulaşmıştık. Efe, yemek yiyeceğimiz lokantanın yakınına park etti. Birlikte içeri girdik. Kuzenleri bizden önce gelmişti. Koray’ı fotoğraflardan tanıyordum, ama diğerlerini ilk kez görecektim. Kalbim hızla atıyordu. Efe, elini sırtıma koyup beni masaya yönlendirdi. Koray’la selamlaştık, ardından nişanlısı Hanna ile tanıştım. Sıcakkanlıydı, sarılıp öpüştük. Handan’ın yanında oturan kuzeni Elif’le de kısa bir selamlaştık. Masada bir de Cengiz vardı; belli ki bu üçlü ayrılmaz dostlardı. Resimlerde gördüğüm kadarıyla bu üçlü ayrılmaz güçlüydü. Efe beni “geleceğin gelin adayı” olarak tanıtmıştı. Hanna ve Elif beni baştan aşağı süzerken biraz gerildim ama gülümsememi bozmadım. Kızlar olarak üçümüz yan yana oturduk, erkekler karşımıza. Siparişler çoktan verilmişti. Efe bana dönüp, “Canım, başka bir şey istiyorsan söyle, onu da sipariş verelim,” dedi. “Yok,” dedim, “kalabalığa uyarım.” İçimden de Beleş yemek bulmuşum, bir de tercih mi yapacağım? diye geçirdim. Hanna ve Elif’in sohbeti sandığımdan da tatlıydı. Gülüp eğleniyorduk. Derken Koray, Hanna ile nasıl tanıştıklarını anlatmaya başladı. O kadar tatlıydılar ki içimden Acaba bizim aile tanışmamız da böyle mi olurdu? diye geçirdim. Boş bulunup, “Bu Filiz yenge bize de gelse, olayları hızlandırır,” dedim. Hanna gülümsedi, “Filiz yenge senin kaynanan yani, Efe’nin annesi olur. Söylemedi mi Efe?” diye sordu. Efe’ye baktım. “Aslında söyledi ama... olayları hızlandıranın annesi olduğunu belirtmemişti,” dedim gülerek. “Henüz tanışmadık.” Hanna, Efe’ye dönüp, “Sen daha annenle tanıştırmadın mı evleneceğin kızı?” diye sordu. Efe boğazını temizledi, biraz gergindi. “Vakti gelince tanışacaklar,” dedi kısaca. Hanna yavaşça kulağıma eğildi. “Merak etme,” dedi fısıltıyla, “ben kaynananla konuşurum. Efe’yi durdurmaz. Çok güzel bir gelin adayı bulmuş, derim. O zaten beni 10 dakikada beğendi, 15. dakikada istedi! Sana hayran kalır, emin ol.” İçimden rahatlamıştım. Kayınvalide adayımı ilk kez başkalarından dinliyordum hem de öyle güzel anlatıyorlardı ki, Efe’nin bahsettiği kadar zor biri gibi görünmüyordu. Ama bakalım, dedim içimden, herkesin bakış açısı farklıdır. Kızlar, “Hadi bir fotoğraf çekinelim,” deyince Efe hemen araya girdi. “Olmaz,” dedi sertçe. “Şimdi biri paylaşır, annem görür. Gereksiz aksiyon yaratmayın bana.” Efe izin vermeyince ben de çekinememiştim. İçimden tamam Efe, bunları bir bir yazıyorum, amel defterin kabardı senin diye geçirdim. Köprüyü geçtikten sonra hepsini ödetmezsem... Yemekten sonra lokantadan kalkıp yakındaki çay bahçesine geçtik. Semaverde çay söylediler, erkekler nargile istedi. Biz kızlar da çekirdek çay ve dedikodu. Gerçekten çok keyifliydi. “Resim çekinmediniz mi hiç?” diye sordum merakla. “En azından Efe’nin annesini fotoğraflardan görürdüm.” Hanna gülümsedi. “Videolar var ama tam net değil. Kimsenin aklına gelmedi o gün fotoğraf çekmek. Ama sana söz, istemede sen de olacaksın.” “Koray,” dedi gülerek, “tabii babam davet ederse!” Hanna hemen Efe'ye bakarak. “Eylem’i de getirir misin o zaman?” Efe’nin bakışı bir anda sertleşti, yüzü buz kesmişti. O an, “Gel dese bile gitmem” dedim içimden. “Bakarız,” dedi sadece, soğuk bir sesle. Efe neden bu ‘isteme’ mevzusundan bu kadar kaçıyor, anlamıyorum. Tam o sırada Efe’nin telefonu çaldı. “Görüntülü arama... Tolga,” dedi heyecanla. Telefonu hemen açtı, kamerasını Cengiz ve Koray’a çevirdi. “Çay bahçesindeyiz yengelerle,” dedi gülerek. Tolga ekrandan el salladı, herkese selam verdi. Kısa bir sohbetin ardından, “Siz başvurularınızı yapın,” dedi Tolga. “Anca eğitimi tamamlarsınız.” O an şaşırmıştım. Efe Demi sözleşmesi er olacaktı? Daha sonra herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı. Koray, nişanlısını ve Elif’i alıp evlerine bırakmak için kalktı. Cengiz de kendi aracıyla ayrıldı. Efe, arabaya doğru yürürken bana dönüp “Seni de eve bırakayım,” dedi. Araca doğru yürürken içimde bir merak kabardı. “Efe,” dedim, sessizliği bozarak. “Sen de mi sözleşmeli er olacaksın?” Efe derin bir nefes aldı. “Aslında bugün seninle onu konuşacaktım,” dedi. “Ama seni mutlu görünce konuyu açamadım. Evet, niyetim o. Başvuruyu yaptık. Sınav iyi geçti, şimdi mülakat ve sağlık aşaması kaldı. Eğer onlardan da geçersem… üç yıl dişimizi sıkacağız. Ondan sonra tüm hayallerimiz gerçekleşecek.” Olduğum yerde kala kaldım. Üç yıl mı? Efe bana okul bitene kadar dememiş miydi? Ben mezun olur olmaz düzenli bir işe girer, o da annesiyle tanıştırır sanıyordum. Şimdi bir anda üç yıl dedi. Kalbim sıkıştı. Yoksa beni oyalıyor mu? Belki de kendi yoluna gidip, beni yavaşça geride bırakmak istiyordu. Efe arabaya bindi, motoru çalıştırdı. Ben hâlâ kapının yanında duruyordum. O an içimden geçenleri söyleyemedim. Sadece sessizce bindim arabaya. Camdan dışarı baktım, şehir ışıkları yanıyordu ama içime karanlık çökmüştü. Yorum yapıp post atıp destek olurmusunuz. 🌹🙏☕
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE