Kaza

1091 Kelimeler
Gülay Hayatım bir günde alt üst oldu. Benim normal bir yaşantım vardı. Çok lüks olmasada güzel bir işim vardı. Markette kasiyerdim ama halimden memnundum. Adaletli olmayı her zaman önemsedim. Hayatım boyunca doğru neyse onu savundum. Yanlışa hep yanlış dedim. Bu yüzden belki çok sevilmedim ,dışlandım ama halimden memnunum. Abim ablam bile onların yanlışlarını savunmadığım için çok sevmediler beni. Hep dışarda oldum onların hayatında. Belki de sevemediler, ya da çekemediler bilmiyorum ama 23 yıllık hayatımda beni sevsinler, etrafımdaki insanların kardeşleriyle olan bağları gibi güçlü bir bağımız olsun istedim hep. Oldu mu tabiki hayır. Başta okumama izin vermediler, sağlık meslek lisesine gidecektim halbuki o da olmadı tabi. Bende o yaşımdan bu yaşıma kadar çalıştım. Sonra bir gün o feci olay yaşandı. Abim trafikte önce kavga etmiş, sonra kaza yapmış. Arabaya çarpmış. Kendine bir şey olmamış ama çarptığı araba takla atmış. Yolda yüksekte olunca araba şarampole yuvarlanmış. İçerisinde ki iki kişiden şoför öldü, yanında ki kadında komada. Kader mi talihsizlik mi bilmiyorum ama çarptığı kişiler Mardin’ in en büyük aşiretiymiş, hatta Türkiye’de önde gelen saygın aşiretmiş. Abimin kaza yaptığını duyunca işten izin alıp hastaneye koştuğumda ortalık savaş alanıydı. Aşiret hastaneyi kapatmıştı. Ölen kişi Fesih ağanın oğluymuş ismi Baran. Komadaki de abi Nesih ağanın geliniymiş. Yasemin… Serhat’ın eşiymiş. Serhat ortaya düşmüş, kan davası diye. “Kanıma kan isterim.” Deyip duruyor. Bu devirde hala kan davası var mı? Kanun nerde, adalet nerde? Kanunda adalette onların yanında. Polis var ama onlar için var. Şikayetti, hapisti hiçbirinin sözü bile yok ortamda. Polisler abimi bir odaya kapatmışlar sonuç için, yani onlar ne kadar verirlerse polisler ona göre hareket edecek. Çok saçma değil mi? Koridora girince Serhat’la bir an , bir saniye bile değil belki göz göze geldik. Öyle bir bakışı vardı ki insan nefes almaya korkar. Hepsi bir ağızdan abimin ölümünü konuşuyorlar. Kanları akınca kanımız akmalıymış. “Böyle bir saçmalık nerde görülmüş. Ne saçma bir şey ya, kanun neyse adalet neyse o uygulansın. “ Dedim, hatta demiş bulundum ki bütün gözler bana döndü. Kendimi o kadar insanın içinde sanki çırılçıplakmışım gibi hissettim. Sonra Serhat ağa olan yanıma geldi. Ateş eden gözleriyle, o an yok olmayı diledim resmen. “Sen kimsin?” diye sordu. “B-ben Ali’nin kardeşiyim.” “Kuzenimi toprağa koyan, karımı komaya sokan Ali’nin kardeşi. Yani katil bacısısın. Oradan bakınca bende bu yaptıklarını unutup, abini sağ bırakıp sonra da adalete teslim edecek birine mi benziyorum?” “Abimi hemen suçlamanızda ki sebep ne? Belki sizinkiler hatalıydı. Kurallara uymayan onlardı belki, bu açıdanda baksanız. Olayın güvenlik kameraları nerde gözdünüz mü?” “Bana bilmiş bilmiş konuşma o görüntüleri alır sana sokarım.” “Ne olduğunuz ortada işte. Sizin gibi insanlardan doğru bir şey çıkmaz ben artık tamamen eminim ki abim suçsuz. Ve bunu ortaya çıkarmak içinde elimden geleni yapacağım.” “Lan bana bak seni var ya…” Aradan birisi Serhat denilen mahlukatı kolundan tutup çekti. Bende nefes almaya başladım, ama tabi ödümde karıştı işte bir yerlerime. Üzerlerinde yöresel kıyafetler olan yaşları babam gibi belki daha büyük olan on ya da on beş kişi girdi içeri. Önce baş sağlığı sonra geçmiş olsun dilekleri dilediler. Aşiret üyeleriymiş. Bir aşirettir tutturmuşlar gidiyor. Filmlerde bile böylesini görmedim. Hepsi bir odada toplandılar. Olay için hüküm konuşulacakmış. Hüküm nedir ya? Film falan çekiyorsak kameralar nerde? Çünkü bu yaşananların başka açıklaması olamaz. On dakika sonra odada hararet artmış olacak ki sesler yükselmeye başladı. Serhat ağa “Ben ölüm istiyorum. O puştu öldürmeden de durmam” diye bağırmaya başladı. Annem, babam, bütün ailem perişan halde. Bunların anlattıklarının elle tutulur bir yanı bile yok. Bizim hakkımızda neler diyorlar, kendi başlarına göre iş yapıyorlar. Kendi adaletleri varmış. Madem herkes kendi adaletini sağlıyor. Adalet bakanlığı niye var? İçeride duramadım daha fazla. Dışarı çıktım sigara içmeye. Bir tane içtim kesmedi, ikinciyi yaktım. İki duman çektim. Kapı birden açıldı sonra bir çarpma sesi. Arkamı dündüm Serhat karşımda dik dik bana bakıyor. Yavaşça arkamı döndüm sigarama devam ettim. “Katil soyu, hepinizin canını almazsam bana da Serhat ağa demesinler.” “Birincisi ben katil soyu değilim. İkincisi abimde katil değil. Soruşturma sonuçlanınca ne olduğu açığa çıkacak elbet. Abimin masumluğu ortaya çıkınca o zaman siz görün size neler yapacağız. “ “ O kadar emin misin abinin masum olduğuna?” “Sonuç olarak yaşanan olay trafik kazası. Kasıtlı olan bir şey bile değilken abimi katil diye suçlayamazsınız. Ayrıca siz emin misiniz sizinkilerin hatasız araç kullandığına?” “Bana bak küçük çiyan senin o dilini keserim. Senin abin benim kuzenimi öldürdü. Karım komada yaşayacak mı belli değil. Bırakır mıyım lan ben bunu yanınıza? Sadece abin değil bütün aileni mahvedeceğim.” “Elinden geleni ardına koyma.” Arkamı dönüp hızla uzaklaştım. “İnşallah peşimden gelmiyordur Allah’ ım ne olur bize yardım et. Ne olur abim hatalı sürücü olmasın ne olur bunlar bize zarar vermesin.” Dua ederek içeri girdim. Beş, on dakika sonra Serhat’ta girdi. Bana ters bir bakış attı, toplantı yaptıkları odaya geçti direk. Babam “Bizim etimiz ne budumuz ne biz bunlarla nasıl başa çıkacağız ne yapacağız?”diye hem söyleniyor hem “Allah’ım vekilimiz sensin sen bize sahip çık, sen bize yardım et.” Diye dua ediyordu. Annemin yanına oturdum. Onu teselli etmeye çalıştım ama ne fayda. Abim kaza yapmış ona mı üzülsün, kendileri bir şey sana bu insanların dediklerine mi yansın? Yarım saat sonra odadan çıktılar. Yaşça biraz daha büyük olan bir adam bizim yanımıza geldi. “Size de geçmiş olsun.”dedi. İsmini söyledi Cahit’miş. Sonrasında yaşadıkları yerden bahsetti. Töreden… “Bir can giderse yanında bir can götürür. Kan davasınında bir düzeni vardır bana göre. Onlardan can gitti. Sizden de can istiyorlar. Sizin canınızın önemini bilen var mı? Ya da onlar bizden aldı bizde onlardan alalım diyebilecek misiniz?” Babam şaşkınca “Neler diyorsun sen hacı abi ne kan davası, ne canı?” “Serhat ağanın kuzeni öldü, karısı yoğun bakımda. Aşiret bedel ister.” “Hacı abi bak benden büyüksün diye abi diyorum sana ama ben bilmem aşiret falan tanımam etmem bile. Bedel nedir? Benim bir tane oğlum var evet kaza yaptı ama hele şu olay bir açığa çıksın suç kimde öğrenilsin. Eğer ki benim oğlum hatalıysa girer içeri çeker cezasını. Adalet karşısında boynumuz kıldan ince bizim.” “O dediğin güzel laflar ama keşke dediğin gibi olsa. Oğlun Kordağlı’ların arabasına çarptı. Siz tanımazsınız belki ama adının geçtiği her kapı açılır onlara. Cumhurbaşkanı bile onlarla iş yapar. Dediğin gibi olsa bile adalet kimin yanında olur sence?” “Ne yani onlar bu kadar büyük diye onlara oğlumu mu öldürteyim? Onlardan büyük Allah var hacı abi. Ben oğlumu onların canı istedi diye bilmediğim etmediğim törenize kurban etmem.” “Oğlunun ölmesine razı gelmiyorsan kızını berdel vereceksin o zaman.”
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE