İkindiyi biraz geçe Çağrı uyandırdı sarılmış uyuyan aşıkları. Oğlanın sanki bir yerine bir şey olmuş gibi feryat figan çıldırmasıyla ikisi de sıçramıştı. Uyuyalı bir buçuk saati biraz geçmişti. Sendelemeden kalkmak bir hayli zor oldu ancak beşik tarafından yaran Esra oğlanı kaptığı gibi göğsüne yatırdı. Verecek sütü yoktu. Sevgisiyle yetinmek zorundalardı. “Ben Seyran’ı çağırayım.” Adam hala yarı uyur halde kapıya uzandı. Kulpu tutturamadı ve eli boşlukta savruldu. Tekrar denedi ve bu defa başarılı oldu. Kapıyı açtı ama yeterince açmadığı için dikine kapıya çarptı. Acıyla inledi. “Aşkım napıyosun orda?” Diye söylenen Esra oğlanın derin feryatlarını bastırmıştı. Şimdi mızmızlanarak söyleniyor ve ağzını balık gibi açmış meme aranıyordu. “Dur kız uyanamadım daha.” Esra’nın da farkı yoktu

