Elimde ki sandviçe bakıp iç çektim. Kahvaltıya gidelim derken bir mekana kahvaltıya gideceğimizi sanmıştım ama biz evin az ilerisinde ki göletin karşısında sandviç yiyorduk. Üstelik sandviçleri de bana hazırlatmıştı. "Yapay mı bu?" Sorduğum soru ile Jim bana dönerek kaşlarını çattı. Zaten ilk seferde beni anlasa şaşırırdım. "Gölet diyorum, yapay mı?" Elimde ki sandviçten koca bir ısırık alıp suratına baktım. Omuz silkerek dudaklarını büzdü. "Ne bileyim ben. Hiç merak etmedim." Anladığımı belirten şekilde kafamı sallayıp meyve suyundan bir yudum aldım. Şerefsiz Jack! Şu an tüm bunların sebebi oydu. Onun yüzünden sabahın ayazında yapay mı gerçek mi olduğunu bilmediğim bir göletin başında titreye titreye sandviç yiyordum. Yalnız ben ciddi ciddi üşüyordum. Jack’ı öldürmek istiyordum am

