“Bana bir isim ver!” diye kükreyerek karşısındaki adamın suratına sıkı bir yumruk savuran Tolga, bedeninde patlamak üzere olan öfkesini kontrol altına almaya çalışıyordu. Çünkü bu öfkeyi kontrol altına alamaz ise karşısındaki adamı tek hamlede öldürebilirdi. Yeterince gergindi ve bu gerginliğini dizginleyemez ise işler daha sarpa saracaktı. Üstelik tam iki haftadır Hera’nın yanına gidemiyordu. Ona haberde verememişti çünkü çok ama çok riskli bir durumdaydı. Genç adamın içinde bulunduğu mafyalardan bir tanesi onun sevkiyatın başında olmasının hazmedemiyordu. Üstelik peşine bir adam takmıştı ve o pislik adam eski bir askerdi. İşini çok iyi yaptığı ve başarılı olduğu kesindi. Çünkü Tolga, takip edildiğini günler sonra fark etmişti. Fark ettiği anda adamı almıştı fakat çekime çalıştığını ve

