Elvin mutlulukla telefonuna koştu. Ellerinde heyecandan hafif bir titreme vardı. Evet, annesini kısacık zamanda deli gibi özlemişti. Özlemeyip de ne yapsındı ki? Gönlünce sarılamamış, içini dökememişti bile. Hele babası… Babasının o güven veren kollarına sığınmaya her zamankinden daha çok ihtiyacı vardı. Belli ki babası gurur yapmış, Ardil’i veya aileden birini aramamıştı. Ama annesini devreye koymuştu. Elvin’in tek endişesi Mustafa abisiydi. Onun sağı solu belli olmazdı, hele ki konu Elvin olduğunda. “Söyle yavrum.” diye açtı annesi telefonu. Elvin’in yüzünde gülümseme büyüdü. “Anne, sizi akşam yemeğine bekliyoruz. Ahmet abimle Roza da gelebilir. Roza biraz abisine sırnaşırsa affeder bence. Ardil biraz istemem yan cebime koy yapıyor bana kalırsa.” dedi hevesle. Bir yandan da akşama ne

