PARS Bakışlarımı babamla, Levent Bey üzerinden alamıyordum. Vardı bu adamın babamla bir derdi! Geldikleri günkü yapılan başbaşa konuşmaya rağmen, hala oturduğu yerde kımıl kımıl etmesi normal değildi. Sorunu neydi bilmiyordum ama Alp'i istemez bakışlarını fark edene kadar üstünde durmamıştım. Alp ise mekikle dünyadan uzağa fırlatılmış gibi aklı bir karış havada görünüyordu. O hesapçı, kuralcı, gündelik ilişkilerini bile özen ve dikkatle seçen halinden çok başka görünüyordu. Bundan birkaç ay önce olsa anlamazdım ama şimdi çok iyi anlıyordum. Bir çift göze, bir çift söze nasıl düşülürdü biliyordum artık. Alp böyle kendinden geçmişken Levent Albay’ın istemez tavrına takılmıştım elimde olmadan. Babamı tanıyordu, tanıyorsa nasıl bir adam olduğunu da biliyordu. Daha Alp'i tanımadan bu ş

