PARS Toplantının ortasında telefonum çalmaya başlamış, meşgule almama rağmen tekrar tekrar aramaya devam etmişti. “Buna bakmam lazım,” diyerek ayaklandım ve cam kenarına geçtim. “Efendim Recep?” “Pars Bey, Leyla Hanım çıktı. Çıkarken otobüs durağını sordu. Taksi ile gitmesini önerdim ama kabul etmedi.” Kaşlarım anında çatılırken, bağırmamak için dilimi ısırdım. “Ne demek otobüs durağı sordu? Şoför bırakacaktı onu!” “Annesi rahatsızlanmış efendim. Size ulaşamayınca, Sarp Bey’den izin almış.” “Ve sen bunu bana şimdi mi haber veriyorsun?” “Aradım ama ben de ulaşamadım.” Telefonum açıktı, hiç kapatmamıştım. Nasıl ulaşamıyorlardı aklım almıyordu. “İyi, kapat. Halledeceğim ben.” Leyla'yı aradım. Telefonu kapalıydı. Bugün birilerine ulaşamamak moda olmuştu galiba. Peşinden Sarp'ı arad

