Sidra’nın üzerindeki gelinliğin kollarını dirseklerine kadar indirdiğimde gelinlik yere düştü. Geri çekildim. Üzerinde sadece külotu ve askısız sutyeni ile kalmıştı. Tepeden aşağı onu izledim. Yüzüme bakamıyordu. Başı önünde kıpırtısız duruyordu. Bütün aynalarda o vardı. Vücudu da yüzü gibi kusursuzdu. Onu izlerken duygularım kontrolden tamamıyla çıktı. Mantığım zaten kapının dışında kalmıştı. Düşünme yetimi kaybetmiştim, tanımadığım bir adama dönüşmüştüm . Yüzünü avuçlarımın içine alıp dudağını tekrar öptüm. Dudaklarından ayrılmadan bir adım gerisindeki yatağa ilerlemesini sağladım. Titremesi gittikçe artıyordu. Umursamadım. Çünkü o an onun ne hissedeceğini önemseyecek durumda değildim. Tek düşündüğüm bacaklarının arasına girmekti. İçimdeki enerji başka türlü boşalmayacaktı.
Yatak diz ka
