Fırat ile konuşurken içeriye Afran girince tüm konuşma yarım kalmıştı ancak yeni bir fırsatını bulmaya çalışacaktım, zorundaydım. Fırat ise her şeyi öğrendiğinde abisinden saklamalıydı. Şüphelendiğim şey gerçekten doğruysa Afran’ın bunu öğrenmesi ve beni çok yanlış anlaması büyük sorunlara yol açardı. Afran şömineyi yakarken ona bakıyordum, dalmıştım. Sırtı gergindi ve bunu kıyafetlerine rağmen anlayabiliyordum. Dalgın olmasını fırsat bilince Fırat’ın istemsizce bileğini kavradım ve beni dikkatle dinlemesini sağladım:
“Olcay’ın kim olduğunu öğrendiğinde ilk bana geleceksin, abin Olcay’ı sadece Olcay olarak bilecek anladın mı? Lütfen…”
Bana şaşkına dönmüş bir şekilde bakıyordu ancak bu şaşkınlık ona yaptığım tavırdan kaynaklı değildi, bunu kurduğu cümleden anlamıştım:
“Olcay yalnızca Olc
