Yiğit
Kafeden çıktık.
“Set’le görüşmek istiyorsan çıkıp konuşabilirsiniz” demesine ayrıca şaşırarak
“Olur” dedim.
“E ara da söyle o zaman” demesine tepki bile veremeden aradım Setenay’ı.
“Merhaba” dedim telefonu açınca.
“Merhaba” derken heyecanlı gibiydi.
“Müsaitsen seninle bir kahve içelim mi?” diye sordum ve:
“Olur” yanıtını alınca:
“Bir saate orada olsam uygun mu?” dedim.
“Tabi” diye cevapladı ve kapadık. Aybars’a baktım, gülmemek için kendini sıktığı çok belliydi.
“Ne var?” dedim. “Neye gülüyorsun sen?”
“Hiç” dedi ama anlamıştım ben.
“Sana saygımdan yapıyorum pislik” dedim ve bana cevap vermeden gülmesini tuta tuta arabasına bindi.
Ondan ayrılınca ben de bir çiçek yaptırmak için açık çiçekçi aradım ve bir tane buldum. Bukettense saksı çiçeği almayı tercih ettim ve şirin
