Ertesi akşam aile yemeğinde, Erdem yine masadaydı. Ama bu kez farklıydı; gözlerimden uzak duruyordu, ben de ona oralı olmadım. Yemeğin çoğunu sessizce yedim, babamın ara sıra sohbete katıldığı, Aylin Abla’ nın her zamanki sıcak gülümsemesi eşliğinde. Erdem ’le göz göze gelmemek için tabağıma, kaşığıma, hatta camdan dışarıya bakıyordum. İçimde garip bir boşluk vardı. Onun varlığı, o kadar uzun süre uzak olmasının ardından bir de ihanet ile bezenmiş olmasına rağmen hala beni sarsıyordu. Niye sevmek böyle bir şeydi? Neden birden yok olmuyordu? Ama o an, kendi kendime dedim ki, Bugün olabildiğince kendim olacağım. Öyle kaçıp gitmek yok. Normal davran Gizem. Yemek bittiğinde ders çalışmaya gitmek için odama yöneldim. Kitaplarımı açtım, defterleri yerleştirdim, kalemleri kontrol ettim. Ama iç

