Yazarın Anlatımı... Gizem kolunu çekmeye çalıştı ama gücü yetmiyordu. Gözleri bir tuhaf odaklanıyordu. Salonun ortasında bir kanepeye düşer gibi oturdu. Gözleri kapanmakla kapanmamak arasında gidip geliyor, dudaklarının kenarında ürkek bir mırıldanma dolaşıyordu. “Erdem…” Tam o sırada kapı bir hızla açıldı. Erdem’ in gölgesi salona düştü. Gözleri karanlıkta bile parlıyordu. Üzerinde hala uykudan yeni kalkmış bir hali vardı ama bakışları uykulu değildi. Tam aksine, donmuş bir öfke gibi keskin ve tehditkardı. Gizem ’in yanında duran çocuk, bir anlık şaşkınlıktan sonra gevşekçe gülümsedi. O alaycı, sokak ağzına bulanmış kibriyle bir adım geri çekildi ama sesini yükseltti: “Yetiştin valla abisi… Az daha biri aklını alacaktı kardeşinin. Sonra bak, kızcağız ziyan olurdu. Kendini kaybetti re

