YAZARIN ANLATIMI 🖋
Hayalet olabilmek için en kıymetini vermen gerekir . . .
Ada, yurdun içine girdikten yalnızca bir dakika sonra yeniden dışarı çıktı .
Yalın ’ ın hızlı adımlarla antrenman yaptığı alana doğru yürüdüğünü görmüştü .
Ada da bir dedektif gibi , sessiz adımlarla onu takip etmeye başladı .
Yalın ’ a gözlerini dikmiş izliyordu ki . . .
Bir ses duyuldu .
Kulağını tırmalayan o ani sesle bir anlık refleksle arkasına döndü .
Döner dönmez de . . . Yalın kaybolmuştu .
Tam o anda telefonu çalmaya başladı .
Yerinde zıplayan Ada , refleksle başparmağını ağzına götürüp yukarı çekti — bu onun düşünürken yaptığı tipik bir hareketti .
Ekranda arayan isme baktı : Sedef .
“Efendim ?” dedi kısık bir sesle .
Ama karşı taraftaki ses onun kadar sakin değildi .
“Neredesin kızım sen ? İki saattir yoksun !” dedi öfkeyle .
Saatine baktı .Tam gece yarısıydı .
“Geliyorum ,” dedi kısaca ve telefonu kapattı .
Hızlı adımlarla geldiği yolu geriye doğru yürüdü . Odaya girdiğinde , içerideki sessizlik yerini sorgulayıcı bakışlara bırakmıştı.
Kızların gözleri öfkeliydi . Sedef, kolundan tutarak onu bir sandalyeye oturttu .
Nazlı , kollarını kavuşturmuş şekilde sordu :
“Bunca zamandır neredeydin ?”
Ada neye uğradığını şaşırmıştı .
Kızlar adeta onu sorguya çekiyordu .
“Annemle konuşuyordum ,” dedi bir çırpıda.
Yalın ’ la yaşadıklarından asla bahsetmeyecekti. Kesinlikle .
“Başka ?” dedi Sedef , şüpheli bir ses tonuyla .
Meltem ise gözlerini kısarak , arkadaşının her mimik ve hareketini dikkatle izliyordu .
Ada , birden hafifçe eğildi .
“Yaklaşın ,” dedi sessizce .
Kızlar birbirlerine bakarak ona doğru eğildiler .
“Bahçede, yasaklı bölgeye gittim yanlışlıkla ,” dedi fısıltıyla .
“Orada anlamadığım bir dilde konuştuklarını duydum . . . sonra Türkçe ’ ye geçtiler. ‘ Planı uygulamak sıkıntılı ’ gibi bir şey söylediler. Tam o anda da sen aradın , Sedef . ”
Bazı yerleri es geçerek anlatmıştı .
Pembe bir yalanı , gerçeklerin arasına ustaca iliştirmişti .
Kızlar , Ada ’ dan duydukları bilgilerle gözlerini büyütmüş , şoklarını atlatmaya çalışıyorlardı . İlk konuşan Meltem oldu :
“Ne diyorsun kızım ? Bu baya büyük olay , diyeyim size !”
“Yarışmayla ilgili olabilir mi ?” diye sordu Nazlı , kaşlarını hafifçe çatarak .
“Mantıklı . . . Ama umarım hile karıştırmıyorlardır ,” dedi Sedef , gözlerini kısıp düşündü .
Ada, hafifçe omuz silkti .
“Valla benim aklım almadı ama . . . Helal olsun. Gerçi bana göre başka bir şey bu .”
“Ne gibi mesela ? ” dedi Nazlı , gözlerini dikerek .
Ada, sessizce iç çekti .
“Bilmiyorum . . . Aman neyse, boşverin .”
O sırada Sedef toparlayıcı bir tavırla lafa girdi :
“Timi kuralım artık . Yarışma zorunlu sonuçta . Ve bence . . . yarışmada kim sorun çıkarıyorsa , asıl şüpheli onlardır !”
“Düşünelim biraz ,” dedi Meltem ve kısa bir sessizlik oluştu .
Kızlar bir süre düşündü , sonra fikirler art arda gelmeye başladı :
“Sistem Kızları nasıl ?” dedi Meltem .
“Peki ya Atena ’ nın Kızları ?” diye sordu Nazlı .
“Alfa Kızlar nasıl olur ?” dedi Ada heyecanla .
“Ama ben Kod : Kraliçeler ismini de sevdim ,” dedi Sedef gülümseyerek .
İsimler arasında bir türlü karar veremeyince , çareyi kura çekmekte buldular . Ve kura sonucu : Alfa Kızlar !
Kızlar hep birlikte gülümsedi . Artık ekiplerinin bir adı vardı .
Saat neredeyse bire yaklaşmıştı .
Herkes yavaşça yatağına geçerken , içlerinden biri usulca mırıldandı :
“Yeni bir güne . . . Alfa gibi uyanacağız kızlar .”
🔦🔦🔦
Yalın, onu takip edenin Ada olduğunu çoktan fark etmişti .
İzini ustaca kaybettirdikten sonra hızla karargâha yöneldi .
İçeride ekip toplanmış, sabırsızlıkla Yalın ’ ı bekliyordu .
O fazla vakit kaybetmeden konuya girdi :
“İhbar geldi. Kuzey dağlarında . . . Emir ’ i vuran kişiyi bulmuşlar,” dedi , tek nefeste .
Sözleri odaya bomba gibi düştü .
Herkes bir anda ayağa fırladı . Yumruklar sıkılmış , gözler büyümüştü .
“Nasıl yani ?” dedi Metehan, nefesini tutarak .
“Bizim bulamadığımızı . . . onlar mı bulmuş ?”
Yalın başını salladı .
“Evet . Ama gitmeyecekler . Planın riskli ve uygulanması zor olduğunu söylediler .”
Kerem öne doğru adım attı .
“Nasıl yani gitmeyecekler ? !”
Yalın gözlerini Kerem ’ e dikerek cevapladı :
“Buradan kimse gitmeyecek . Kuzeydeki uzman ekip devreye girecek . Emir öyleymiş .”
Baran , öfkeyle önünde duran metal varile bir tekme savurdu .
“Of ! . .”
O anda içeri giren Halil Hoca , boğazını temizledi .
“Asker ! ” dedi sertçe .
Tüm ekip refleksle hazır ola geçti .
Halil Hoca gözlerini tek tek hepsine gezdirerek konuşmaya devam etti :
“Bu yıl ilk kez , akademi içinde özel bir yarışma düzenleniyor . Ve ben . . .
Benim ekibimin de bu yarışmaya katılmasını istiyorum .”
Sesinde hem gurur hem beklenti vardı .
Kısa bir duraksamadan sonra cümlesini tamamladı :
“Ve . . . size katılacak yeni bir ekip arkadaşınız olacak .”
Odadaki hava bir anda buz kesti . Kaşlar çatıldı , çeneler sıkıldı .
Yeni biri mi ? İstemiyorlardı .
Bu ekip . . . birbirine sırtını yaslayan dört kişiden oluşuyordu .
Bir yabancı, dengeleri bozabilirdi .
Ama emir , emirdi .
2. GÜN SONRA
Yarışma günü gelip çatmıştı .
Herkesin nefesi, soğuk sabah havasına karışıyor ; gözlerde heyecan, ellerde gerilim vardı .
İki farklı kategoride yarışılacağı önceden bildirilmişti ,
ama hangi görevlerin hangi kategoride olacağı…sahada açıklanacaktı .
Yarışmacılar içtima alanındaki yerlerini almıştı.
Bayrak direği önünde sıralar dizilmiş , sessizlik hâkimdi .
İşte o anda . . .
Mikrofona doğru ilerleyen bir silüet belirdi : Okulun Rektörü .
Omuzları geniş , yürüyüşü net, sesi komut gibi tok .
Mikrofona yaklaştı , gözlerini kalabalığın üzerinde gezdirdi .
Ve konuşmaya başladı :
🎙️ Rektör:
“Askeri eğitim sadece silahtan, disiplinden ve fizikten ibaret değildir .
Gerçek bir asker , karar anında zihnini kullanır, zor durumda bedenini konuşturur . Bugün burada bu iki özelliğiniz sınanacak.”
“Yarışma iki kategoriden oluşacak .
Birincisi : Kod Kırıcılar .
Zekânızı , takım ruhunuzu ve mantığınızı test edecek bir görev dizisi .”
“İkincisi : Rehine operasyonu
Kurtaracağınız kişinin yeri belli olacak
Sessizlik , hız ve strateji isteyen bir saha görevi .”
“Şimdi . . . ilk kategori başlıyor .”
Rektör elini kaldırdı , görev dosyasını açtı .
📁 Görev 1: Şifreli Günlük
Kod Adı: Sıfırın İçindeki Harf
Her takıma, üstünde askeri mühür bulunan birer şifreli günlük dağıtıldı .
Günlüğün içinde karmaşık bir metin yer alıyor :
Semboller , karışık sayılar ve belli harflerin yer değişimleri . . .
Amaç :
🔸 Günlüğün şifresini çözerek
🔸 “gizli bölge koordinatlarını” ortaya çıkarmak
Rektör son cümlesini söyledi :
“Takımlar hazırsa. . . zaman işlemeye başladı.
Kod Kırıcılar Operasyonu başlasın !”
Alfa Kızlar, görev masasına oturur oturmaz, rollerini çoktan paylaşmışlardı .
Meltem, bilgisayar başında kodları en hızlı çözen kişiydi . Parmakları klavye üzerinde adeta dans ediyordu .
Ada, takım lideri olarak ekibi yönetiyor, adım adım yönlendirme yapıyordu .
Nazlı, kırılan her kodun içinden çıkan harfleri bir araya getiriyordu .
Sedef ise birleşen bu harflerden anlamlı bir koordinat çıkarmakla meşguldü .
Her biri görevine odaklanmıştı . Sadece ekrandaki veriler, çıkan sesler ve birbirlerine fısıldadıkları direktifler duyuluyordu .
Öte yanda , Hayalet Ekibi için bu görev tam
anlamıyla “çocuk oyuncağı” sayılırdı .
Yalın ve ekibi ilk 15 dakikada kodu çözmüş, haritayı masaya sermişti bile .
Ama . . . kodun birleşimi ve koordinat çıkarması zaman aldı .
Toplamda yaklaşık bir saat içinde tüm şifre kırıldı .
İlk bitiren Hayalet Ekibi oldu .
Ama . . . hemen arkasından Alfa Kızlar ikinci sırada yer aldı .
Diğer takımlar hâlâ ilk kodlarla boğuşurken . . .
Alfa Kızlar , koordinatları çözdükten sonra saha operasyonu için hazırlığa başladı .
Telsizler, haritalar , mini çantalar toplandı.
Ayakkabılar bağlandı .
Gözler Ada’ya çevrildi .
Ada , sessizce başını salladı .
“Artık sahaya çıkma vakti . . . ”
Başlarında bulunan hocalarına bilgi verdikten sonra sahaya çıkan ilk ekip , Alfa Kızlar oldu .
Koordinatlar uzak bölgeleri işaret etmese de , okulun ormanlık alanı oldukça genişti .
Rehine . . . okul sınırları içindeydi ama nerede olduğu bilinmiyordu .
Ada , takımıyla birlikte hareket ederken bir an durdu,
omuzunun üzerinden Yalın’a kısa bir bakış attı .
Yalın , göz temasından kaçınmadan Ada ’ ya karşılık verdi .
O an yüzünde hafif , sinsi bir gülümseme vardı — ezber yapar gibi onu süzüyordu .
Ada, ekibine döndü :
“Hızlı olalım .”
Ve yürüyüşlerini hızlandırdılar .
Ellerindeki koordinatlar , okulun doğu cephesindeki orman alanını gösteriyordu . Ancak çok geçmeden , onların izini takip eden başka takımlar da onlara yetişmeye başladı .
Hayalet Birlik , Ada ' nın ekibine yaklaştığında
Yalın seslendi :
“Hadi bakalım çömezler önde ! Bizi geçmeye niyetliler .”
Kaplanlar ve Yarasa Ekibi de sahaya çıkınca , yarışma en heyecanlı anına ulaştı .
Rehinenin bulunduğu bölgeye gelindiğinde , tüm takımlar çember oluşturarak konumlandı . Herkesin yalnızca bir hamle hakkı vardı . Hız değil , doğru strateji kazandıracaktı .
Ada , emir verdi :
“Kızlar , stratejik davranmamız lazım .
Meltem sen arkada kal ,
Nazlı sen de onunla .
Ben ve Sedef önden giriyoruz .”
Sözler tamamlanır tamamlanmaz operasyon başladı .
İlk hamleyi yapan Hayalet Birlik oldu .
Sessizce sızdılar . . . Ve rehineyi ilk onlar kurtardı .
Ada, bunu görünce sinirle ayağını yere vurdu .
Tam o anda , ormanlık alandan bir gölge hızla yaklaştı .
Bıçaklı bir adam ! Ada son anda yana kaydı , ama kolunda kesik açıldı .
Kızlar çığlık attı , ama Ada çoktan pozisyon almıştı . Birkaç hamlede adamla boğuştu . Son yumruğuyla adamı yere serdi . Saçlarından bir tutam alnına düşmüştü. Üfleyip kenara savurdu . Gözleri kısılmıştı. Sadece bir an . . . herkesin sessizce ona baktığı o an .Uzaktan izleyen Halil Hoca , telsizine eğilerek mırıldandı :
“Zamanı geldi . . . ”
Ardından bir subaya işaret etti .
Ve tek cümle söyledi :
“Adayı odama yollayın .” Diyerek oradan uzaklaştı .
Kazanan ekibe madalyaları verilmişti .
Ada, sahneye çıkıp kıdemli Hayalet Ekiple isteksizce tokalaştı . Bakışları kısa , duruşu mesafeliydi .
O sırada yanına gelen bir subay , sessizce eğilip kulağına fısıldadı :
“Ada . Halil Komutan seni odasında bekliyor .”
Ada hiç tereddüt etmeden yönünü değiştirdi .
Koridor boyunca hızlı adımlarla yürüdü .
Kalbinde garip bir ağırlık , ama yüzünde serin bir kararlılık vardı .
Kapıyı tıklattı .
“Gir ."
İçeri adım attığında Halil Hoca gözlerini ondan ayırmadan söyledi :
“Rahat , asker .”
Ada durdu .
Sessizlik birkaç saniye sürdü .
“Bugünkü eğitimde çok iyiydin . Tebrikler Ada .”
“Teşekkür ederim komutanım .”
Halil Hoca, masasının başında ellerini birleştirdi.
Gözleri ciddiydi , sesi ölçülü :
“Senin gibi biri . . . yıllardır yetişmedi .”
Kısa bir duraksamadan sonra . . .
“Bizimle misin ? ”