iki

743 Kelimeler
"Yalancı yalancı sana kimse inanmaz..." Benim odamda neden çift kişilik yatak vardı? Tek kişilik yataklar daha tatlı olurdu, acaba babama söylesem de yenisini mi alsa? "Yalancı yalancı sana kimse inanmaz..." Çocuk şarkısının kırpıp tekrar aldığım kısmı yine çaldı odada. Yüzüm yine buruşurken yere koyduğum telefonuma uzandım. Yatakta yüz üstü yatıyordum, telefona uzanmak için kolumu çok aşağıya sarkıtınca düşme tehlikesi yaşadım. "Yalancı yalancı-" şarkıyı bölen şey odamdaki radyoya karnımın altındaki küçük yastığı alıp atmamdı. Doruk için çalıyordu o şarkı. Artık katalanamayacağım bir hâl almıştı sesi. Telefonumdan bildirim sesi yükselince irkildim. Hızla bütün dikkatimi elimdeki telefona verdim. Yerle bağını zorlukla kopardığım telefonu vücudumu yatakta geriye sürüyerek açtım. Onu yatağın üstüne koyup mesajın kimden geldiğine baktım. Doruk Erzem: Sevgilim? Sevgilim... Okuduğum şeyle gözlerim mutlulukla doldu, içim ısındı. Kendime kızdım. Hem de çok kızdım. İki gündür boşu boşuna ona trip atıyordum. Paranoyaklaşmıştım ve bu ilişkimizi kötü etkiliyordu. Ne vardı yeni arkadaşlar yaptıysa? Ne diye ondan şüpheleniyordum ki? Doruk Erzem: İyi misin güzelim? Buğu Şirin: Elbette iyiyim. Sen bana güzelim dersin de ben hiç iyi olmaz mıyım? Heyecandan boğazıma oturan yumruyla elimi yüzüme yelpaze yaptım. Sıcak basmıştı. O bana yazdığı zaman hep sıcak basardı. Yeşil gözleri, esmer saçları geldi aklıma. Bana beni ne kadar sevdiğini anlatırken parıldayan gözleri, elimi hiç bırakmayan eli, gözünü bir an için bile benden ayırmayan yeşillikleri... Gülünce dudağının kenarında oluşan gamzesi, üstüne uzandığımda duyduğum kalbinin ritmi, kokumu içine çektiğinde hissettiğim duygular... Ben neden iki gündür kendime ceza veriyordum ki? Doruk beni aldatmaz ki, ne diye ondan uzak durup kalbime zarar veriyorum? Doruk Erzem: Peki neden okula gelmedin? Telefonum tekrar titreyince elimi dalgalı saçlarıma attım. Onları önümden çekip geriye doğru ittirirken bir yandan da Doruk'a ne diyeceğimi düşünüyordum. Gerçeği söylersem üzülür diye aklıma gelen şeyleri bir bir sıralamaya başladım. Buğu Şirin: Sadece biraz kafam ağrıyordu. Buğu Şirin: Endişelenmene gerek yok ama geçti. Doruk Erzem: Geçtiyse madem aşağıya inde göreyim seni. Kalbimin titrediğini hissettim. Benim için buraya kadar gelmesi hislerimin şaha kalkmasına neden oldu. Tıpkı her bir söyleminde ona karşı duygularımın daha da artması gibi şimdide aynısı olmuştu. O konuşmuştu, benim aşkım katlanmıştı.  . Buğu Şirin: Şey, Koray...  Koray Merter: Bacım...  Buğu Şirin: Ne diye üç nokta koyuyorsun xhsoshkshs Koray Merter: Yenge çok ciddi girdin.  Koray Merter: Alışık değilim bu hallerine.  Buğu Şirin: Ciddi girmedim.  Buğu Şirin: Bak kadınlarla iletişimin çok kötü.  Buğu Şirin: Daha doğrusu insanlarla!  Buğu Şirin: Üç nokta demek "senden bir şey isteyeceğim" demektir. Koray Merter: İşte o bana ciddiyet geliyor. Koray Merter: Hayatıma kayacak bir soru soracamışsın gibi... Buğu Şirin: Kaymaz, kaymaz. Buğu Şirin: Hem kötü bir şey söyleyemeyeceğim. Buğu Şirin: Haftaya Doruk ve benim birinci yıl dönümümüz. Buğu Şirin: Sanırım o bunu unuttu, arkadaşlarıyla yine halı saha için anlaşmış. Buğu Şirin: Şimdi ona bir şey söylersem hatırlamadığı için üzülebilir. Buğu Şirin: Ama yine de... Koray Merter: Arkadaşlarıyla mı konuşmamı istiyorsun? Buğu Şirin: Evet, o günkü planı iptal etseler hiç fena olmaz. Koray Merter: Peki, konuşurum. Buğu Şirin: Doruk'a yıl dönümü filan deme, madem unuttu sürpriz yapayım. . Buğu Şirin, Yıl Dönümü adlı grubu kurdu Buğu Şirin, bütün kayınçolarını ekledi. Buğu Şirin: Sizler! Koray Merter: Bizler... Eray Dokuz: Bizler...  Baran Sancak: Bizler... Utku Savaş: Ne olmuş bizlere?  Buğu Şirin: Öncelikle sizlere sizi çok sevdiğimi dile getirmek istiyorum. Buğu Şirin: En çokta Koray'a söylüyorum bunu. Buğu Şirin: Canımsın. Koray Merter: Sen iste dünyayı yakarım Buğu'cuğum.  Eray Dokuz: Yalakalığı kes lan! Eray Dokuz: Buğu en çok beni seviyor. Eray Dokuz:  Eray Dokuz: Bu da kanıtı.  Eray Dokuz: Bana yapmıştı!  . Koray Merter:   Koray Merter: Bana da bunu yapmıştı, artist!  Baran Sancak: Bana hiçbir şey yapmamış. Baran Sancak: Dört yıldır tanışıyoruz hiç yemek fotoğrafı yok telefonumda. Buğu Şirin: Özür dilerim... Buğu Şirin: Onlara istiyorlar diye yapıyordum... Eray Dokuz: Üzme kızı aptal. Koray Merter: Haklı, isteseydin sana da yapardı. Koray Merter: Az yüzsün olsaydın, bize ne? Utku Savaş: Neden bu grubu kurdun Buğu? Buğu Şirin | Yazıyor... Buğu Şirin | Çevrim içi Buğu Şirin | Yazıyor... Buğu Şirin: Kafe bulamadım. Buğu Şirin: Altı gün sonraya kapatabileceğim bir kafe bulamadım. Baran Sancak: Altı gün sonra ne var ki? Eray Dokuz: Oha unuttun mu? Eray Dokuz: O şanlı, o ulu günü nasıl unutursun? Koray Merter: Eray bana özelden o gün ne olduğunu sordu. Koray Merter: Gör bunları yenge. Utku Savaş: Kafe yoksa biz ne yapabiliriz? Buğu Şirin: Utku, istersen gruptan çıkabilirsin. Buğu Şirin: Alım yaparken elim kaymış. Utku Savaş: Elin kaymış? Koray Merter: Doruk ve Utku ev arkadaşı, Buğu. Eray Dokuz: E gruba da kimleri aldığın belli.  Koray Merter: "Kayınçolarını aldın" Eray Dokuz: Nasıl elin kaydı?
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE