- Bay Clayton, bunun mümkün olmadığını biliyorsunuz.. Kızım sizinle evlenemez.. Buna izin veremem..
- İznine ihtiyacım olduğunu sanmıyorum Harrison, hiçkimse arkamdan iş çeviremez... ödeyecek paran yoksa karşılığında bu evi almaktan başka çarem yok. En kısa zaman da evleneceğimizi kızına ilet..
Evleneceğiz..En kısa zamanda evleneceğiz...
Olivia kulaklarının kendisine ihanet ettiğini düşünerek kapıya biraz daha yaklaştı. Aralık olan kapıdan ses çıkarmamaya çalışarak gözünün ucuyla babasının kiminle konuştuğunu anlamaya çalıştı. Genel de yaşlı adamı ziyarete gelen pek fazla olmadığı için genç kız meraklanmıştı.
Ayrıca babasının konuştuğu kişinin sesini yükseltmesi dikkatini çekmişti. Ayakta duran adamı sadece sırt profilinden görebilirken konuşurken kulağına çalınan sesinin ne kadar etkileyici olduğunu düşündü. Üzerinde paltosu olan adam oldukça uzun boylu ve geniş omuzlu görünüyordu kızın görebildiği kadarı ile.
Babasının cevabını beklerken, babasının bu kendini bilmez adama birazdan dersini vereceği için de heyecanlanıyordu. Kendisi hakkında konuşuyorlarsa eğer babası asla onun sevmediği biriyle evlenmesine izin vermezdi Olivia tamamen buna güveniyordu ayrıca sevdiği başka biri vardı zaten. Babasına da onunla evlenmek istediğini söylemek için gelmişti buraya.
-Tamam kabul ediyorum, ama kızımla benim konuşmama izin ver onu ikna etmeye çalışayım... Üzülmesini istemiyorum Bay Clayton
Genç kız kendisini taşıyan dizlerinin titrediğini farkederek korkuyla duvara yaslandı. Babası kabul etmişti. Fikrini sorma gereği bile duymamış sevmediği bir adamla evlenmesine onay vermişti. Genzini yakan gözyaşları akarken sevdiği adamı düşündü. Onunla hemen konuşmalı ve babasından kendisiyle evlenmesi için izin almasını sağlamalıydı.
Önünde durduğu kapı açıldığı zaman başını kaldırarak karşısında ki adama baktı. Gözlerinde ki ciddiyet ve sert görünüm kalbine korku salarken adamın kendisini umursamadan yoluna devam ettiğini gördü.
Böyle gitmesine izin vermeyecekti. Ne olursa olsun onunla konuşmalı ve fikrinden caydırmalıydı. Yaslandığı duvardan doğrularak adamın peşinden koştu.
Ağlamaktan kızarmış gözlerle adamın koluna tutunarak bir ihtimal vazgeçer diye konuşmaya çalıştı ....
- Sizi asla sevmeyeceğimi biliyorsunuz..Neden ben? .. Lütfen bayım, Ben..ben, başkasını seviyorum..Lütfen sizinle evlenemem..
Kalbi sevgisizlikten kaskatı olmuş acımasız Dük kızın kendisine yalvarmasına iğrenerek baktıktan sonra sertçe kolunu çekerek kızın yere düşmesine sebep oldu. Ağlayan ve zayıf görünen kadınlardan her zaman nefret ederdi. Böyle kadınlar ona hep babası karşısında asla kendisini savunamayan aciz annesini hatırlatırdı. Aciz ve güçsüz annesi..
- Seninle istediğim için evleneceğimi sana ne düşündürdü bilmiyorum ama ben aşkın ezici varlığına asla inanmam...
Aşk zayıflıktır ve sadece aptallar içindir...
Seninle evleniyorum çünkü benim olanı korumaya çalışıyorum, şu an oturduğun ev ve sen baban'ın borçları karşılığında sahip olacağım tek şeysiniz .... Ve ben paramı geri alamamaktan asla hoşlanmam..
Bir kaç gün içinde ne yazık ki karım olacaksın, aşık olduğunu söylediğin adamın senin yüzünden zarar görmesini istemiyorsan onunla bir daha görüşmemeni tavsiye ederim...
Soyadımı vereceğim kadının adının aşk dedikodularına karışmasına asla göz yumacak birisi değilim..
Dizlerinin üzerine düşen kıza bir kez bile dönüp bakmadan kendisini bekleyen arabasına doğru yürüdü.
Genç kız hıçkırıklara boğulmuş bir şekilde ağlarken babasının kollarından tutarak kaldırması ile arkasını dönüp babasına sarıldı.
-Baba onunla evlenemem, lütfen buna izin verme yalvarırım baba lütfen ..
Kont kızının sarılmasına karşılık vererek kollarını Olivia'nın narin bedenine sardı.
-Çok üzgünüm kızım ama evlenmek zorundasın.Lordun acıması yok, borçlarımı odeyecek parayı bulamazsam beni hapse yollayacağını söylüyor.
Daha sonra kızını kendisinden uzaklaştırarak gözyaşlarını eliyle sildi.
-Beni göndermesi sorun değil Olivia, ama seninde aynı şekilde benim kaderimi yaşayacağını söyledi. Buna razı olamam kızım. Eğer borcumuzu ödeyecek parayı bulamazsam onunla evlenmek zorundasın.
Olivia babasının üzüntülü yüzüne bakarak burnunu çekti. Tek sorun paraysa bulabilirdi.Chrisin zengin olduğunu biliyordu yani sonuçta o bir barondu kendisine istediği parayı verebilecek güçte olmalıydı.
-Borcumuz.. ne kadar baba ?
-Tahmin edebileceğinden de çok Olivia o kadar parayı Lordun belirlediği zamana kadar asla biriktiremem kızım.
Adam borcu olan miktarı söylediğinde Olivia miktarın yüksekliği karşısında istemeden de olsa içine endişe düşerken kendisini rahatlatmaya çalıştı.Chris ona istediği parayı verecekti. Babası borcunu ödediği için de adama minnet duyacak ve evlenmelerini sağlayacaktı.
Sevdiği adamla her zaman buluştuğu yere vardığında etrafına bakınarak gelen olup olmadığını anlamaya çalıştı. Kolundan tutularak arkasında ki çalılığın içine çekildiğinde korkuyla küçük bir çığlık attı.
Kollarını tutan yüz kendisine bakmasını sağlayarak,
-Sakin ol olivia sadece benim, bu kadar korkacağını bilsem yapmazdım... diyerek kıza sarıldı.
-Neden saklanıyorsun Chris, başka biri de olabilirdi diye korktum, alışkın değilim sonuçta her gün çalılıkların içinde buluşmaya..
-Sevgilim lütfen sakin ol fazla sinirlisin, tamam bir daha her insan nasıl davranıyorsa öyle davranacağım.
Kıza yaklaşarak öpmek için harekette bulundu. Dudaklarını kızın dudaklarına değdirerek eliyle de kızın vücudunu kendisininkine yaklaştırdı.
Bu yakınlıktan rahatsız olan Olivia çekilmek için bir adım geriye attı ve kendisinden zorla ayrılan adamın yüzünde garip bir ifade oluşmasına sebep oldu.
-Neler oluyor Olivia, neden sana her yakınlaştığımda benden uzaklaşıyorsun. Beni sevmediğini düşüneceğim artık. Sana yakın olmak istiyorum anlamıyor musun?
-Chris yapamayacağımı biliyorsun, bu tarz yakınlıklardan hoşlanmıyorum.. ayrıca bir gören olsa hakkımda ne derler bilmiyorsun sanki.
-Peki ne yapayım Olivia sürekli küçük bir öpücükle mi yetineyim. Benim sağlıklı ve ihtiyaçları olan bir erkek olduğumu biliyorsun.
Chris fazla ileri gittiğini biliyordu fakat kızla birlikteliğinin başından beri sadece kızı öpmekle yetinmekten sıkılmıştı.Öpüşmelerinde bile fazla ileri gidemiyordu.
Olivia ve onun saçma ahlak kuralları diye düşünerek sinirle soludu.
-ne zaman evleneceğiz chris. ? O zaman seninle birlikte olmaktan mutluluk duyacağımı biliyorsun ama öncesinde o tarz şeyler yapabilecek türde bir kadın değilim.
Olivia şimdi söylemenin tam sırası diye düşünerek evlilik konusunu açmıştı. Adamın cevabını bekleyecek sonra da paradan bahsedecekti.
-Evlenmek mi ? Aklını kaçırdın herhalde Olivia. Evlenmek istediğimi de nereden çıkardın.
Olivianın morali duyduğu sözleri karşısında bozulurken Chris söylediği sözlerin bir anlık gafletle ağzından çıktığını farketti. Şu an evlenmemek gibi bir lüksü yoktu. Çünkü fazlasıyla paraya ihtiyacı vardı. Kumara olan takıntısı yüzünden neredeyse ünvanını kaybedecek vaziyetteydi. Ve kızın babasından gelecek yüklü miktardaki çeyiz parasına ihtiyacı vardı.
Ayrıca yaşlı adam öldüğü zaman adamın ve kızın sahip olduğu herşeyin sahibi olacak ve hayatına şanssızlıktan başka birşey getirmemiş olan ünvanından kurtularak Kont olacaktı. Bu düşünceyle herşeyin hallolacağını düşünerek sevindi ve yüzü asılan kızın ellerini tutarak yüzüne bakmasını sağladı.
-Tabiki de seninle evleneceğim Olivia. Seni sevdiğimi biliyorsun. Baban senin çeyizini gönderdiği zaman düğün hazırlıklarına hemen başlayabiliriz sevgilim.
Olivia üzgün gözlerle adama baktı. Ortada verilecek bir çeyiz falan yoktu. Hatta ödenmesi gereken bir borç vardı.
-Chris benim çeyizim yok ?
-Nasıl yani ? Buna inanmamı beklemiyorsun değil mi baban Kont Olivia . Tabiki de senin yüklü bir çeyizin olacaktır.
-Hayır chris, babam..babam'ın bir çok yere borcu vardı. Neredeyse bütün paramızı onları kapatmak için ödedi. Hatta..
-Tanrım ciddi olamazsın. Çılgınlık bu. Hiç paran yok mu şimdi senin.
-Chris neden kızıyorsun. Benim parama ihtiyacın yok ki senin. Sen bir baronsun..
Adamın öfke saçan gözleriyle karşılaştığında korkuyla geriye doğru adım attı. Şu an sevdiği adam karşısında duran adama hiç benzemiyordu. Chris asla kendisine bağırmazdı ve öfkelendiğini ya da bir şeye kızdığını bir kere bile görmemişti.
-Lanet olası bir baron Olivia. Gözünde neden bu kadar büyüttün bilmiyorum ama bir sür borcun içinde dibe batarken ünvanımın bana bir getirisi yok.
-Chris ben çok üzgünüm, bilmiyordum..
-Çeyizinden gelecek paraya ihtiyacım var Olivia, eğer paran yoksa seninle evlenmemi nasıl beklersin. Kendimi kurtarmak zorundayım.
-Chris lütfen, dinle beni eğer seninle evlenmezsem babam beni başka biriyle evlendirecek . Buna dayanamam ben seni seviyorum. O .. o çok acımasız.
Adamın bakışları aklına geldiği zaman istemeden de olsa ürperdi. Koyu yeşil gözleri derin karanlık bir göldeymiş gibi hissettirmişti.
-Kiminle evlendircek Olivia ?
-bilmiyorum, hatırlayamıyorum çok fazla duyamadım sadece dük olduğunu biliyorum, acımasız bir dük babamla nasıl konuştuğunu görmeliydin Chris, onunla evlenmek istemediğimi söylediğim zaman ki bana davranış biçimi. Ahh.. chris onunla evlenmektense ölmeyi yeğlerim..
-Dük mü dedin ?
Düşünür bir şekilde mırıldandı.
Öyleyse çok zengin olmalı.
-Nerenin Dükü olduğunu hatırlıyor musun Olivia bu.. bu çok önemli ikimiz için.. evlenmemiz için bir yol bulmuş olabilirim..
-Şey..o .. bilmiyorum arabasında ki armayı hatırlıyorum sadece eve gelen misafirin kim olduğunu merak ederek pencereden baktığımda görmüştüm.
-Neye benziyordu ? Söyle çabuk..
-Altın sarısı döşemenin üzerinde siyah panter amblemi vardı. Biraz değişik bir amblemdi. Ürkütücü görünüyordu açıkçası..
Chris kızın söylediği amblemin kime ait olduğunu düşünerek bir kaç saniye sessiz kaldı.
Aklına gelen düşünceyle yüzün aydınlandı.
O olamazdı değil mi onun ingiltereden uzaklar da olduğunu duymuştu. Demek dönmüş diye düşündü.
-Olivia beni iyi dinle şimdi... seninle evlenecek adam Hawthorne Dükü yani serveti bizim aklımızın alabileceğinden daha büyük..
Anlayacağın beklediğimiz şans ayağımıza geldi sevgilim...