-2015-
Merhaba günlüğüm,
Ben bugün 12 yaşımda oldum. İlk defa doğum günümü kutlamak istemedim. Amcamdan hediye almak istemedim. Çünkü artık onu sevmiyorum. Beni hep bir şeylere zorluyor, istemediğim halde sarılıyor bana. Hayır, onunki sarılmak değil artık, dokunmak. Bunu biliyorum ve bana dokunmasını istemiyorum. Bağırıyorum, bağırınca ağzıma vuruyor. Ben de onun elini ısırıyorum, bu sefer yanağıma tokat atıp odama gönderiyor. Yanağım çok acıyor ama sesimi çıkaramıyorum, daha çok acıtır diye. Bugün aldığı hediyeye bakmadan direkt çöpe attım. Ona da öfkelendi, üzerime yürüdüğünde odama zor kaçtım. Ucuz yırttım gibi bu sefer. Bana yaptıklarını yengeme söylemeyi denedim, inanmadı bana. İftira atıp yuvasını yıkmaya çalışıyormuşum, öyle söyledi, yine aynı karanlık odaya kilitledi. Ben o odaya kilitlendiğimde nefes alamıyorum, ölüyorum sanıyorum, ölmüyorum. Bazen ölmek istiyorum, ailemi o zaman göreceğimi söylüyorlar, onların yanına gitmek istiyorum. Onları çok özledim günlüğüm.
Ama sonra Kahraman geliyor aklıma, gidersem onu da özlerim. Çok özlerim hem de. Ben onu çok seviyorum. Bazen beni gıcık ediyor ama yine de o çok iyi bir arkadaş. Beni seviyor, amcam gibi değil, incitmeden seviyor. Koruyor beni, anlıyor. Bana doğruları söylüyor hep, amcam gibi yalanları değil. Amcama engel olmam gerektiğini, bana dokunmasına izin vermemem gerektiğini söylüyor. Çok üzülüyorum o bunları bana söylediğinde, geceleri hep ağlıyorum. O ise geceleri üzüldüğümde gökyüzüne bakmam gerektiğini söylüyor, yıldızları saymamı, saydığım yıldız sayısı kadar mutlu olacağımı... İnanıyorum ona, mutlu olacağım ben. Hem amcama da izin vermiyorum ki, çocuk değilim ben artık, herkes bana nasıl davranması gerektiğini öğrenecek!
?
-2021-
prenshamlet: Ne düşünüyorsun?
ophelia: Hayatımı.
prenshamlet: Düşüncelerinden memnun değil gibisin.
ophelia: Memnun olacağım bir hayatım yok çünkü.
prenshamlet: Neden?
ophelia: Her şeyi bilen sen, eminim bunu da biliyorsundur.
prenshamlet: Senden duymak istiyorum belki?
ophelia: Peki duy öyleyse harika (!) hayatımı.
ophelia: Benim annemle babam ben 5 yaşındayken bir gece evimizi basan takım elbiseli adamlar tarafından gözlerimin önünde vurularak öldürüldüler.
ophelia: Sadece iki el ateş sesi ve hayatımın sonsuza dek kararışı...
ophelia: İkisi de alnından vuruldu, kanlı yüzleri gözümün önüne düştü.
ophelia: Bana bir şey olmasın diye sakladıkları yatağın altından izledim onlara olanları. Sesimi çıkaramadım.
ophelia: Ayaklarımın yavaşça onların kanının kızıllığına boyandığını gördüm. Kımıldayamadım.
ophelia: Hayatımın her anını unuturum da o anı unutamam.
ophelia: Şimdi yaşıtlarımı çevirip sorsam 5 yaşındaki herhangi bir anını hatırlıyor musun diye, bana gülüp hayır der geçer gider ama ben hatırlıyorum işte.
ophelia: O günü her ayrıntısıyla hatırlıyorum, sanki 5.yaşım tek bir günmüş, o günden ibaretmiş gibi hatırlıyorum.
ophelia: Onlarla geçirdiğim tüm güzel anlar gitti hafızamdan sadece o an kaldı. Öldükleri an, kanlı yüzleri kaldı elimde.
ophelia: Ve o andan sonrası kaldı bir kabus gibi...
ophelia: Ailemi kaybetmemin ardından tek akrabam olan amcama verdiler beni. Amcamla ve yengemle yaşamaya başladım. O dönem birkaç ay bir pedagogla görüştürdüler beni, o anı unuttum sandılar. Normal devam edeceğimi sandılar.
ophelia: Ot gibi yaşadım yıllarca, amcamın bana yaptıklarını fark etmeden...
prenshamlet: Küçük bir çocuktun Oya, fark edemezdin yaşadığın şeyi.
ophelia: Neyse ne.
ophelia: Sonuçta onu da karısını da ailemin yerine koydum ben. Babam melek oldu ama amcam geldi dedim. Annem melek oldu ama yengem örer saçlarımı dedim. Beni seviyorlar dedim. Özellikle amcam, en çok o seviyor beni dedim. Beni hiç bırakmayacak dedim.
ophelia: Şimdi ise beni bırakması için her şeyi yaparım.
ophelia: Beni yanına aldığı günden beri taciz ediyor, onun tarafından hem fiziksel şiddete hem psikolojik şiddete maruz kaldım ben yıllarca.
ophelia: Anlayamadım, bilemedim, fark edemedim yıllarca beni adım adım öldürdüğünü...
ophelia: Kimseyi kendime dokundurmamam gerektiğini bana öğretecek bir ailem olmadığı için mi? Kız olduğum için mi? Sarılışından babamın sıcaklığını alıp izin verdiğim için mi? Yoksa bana her hediye aldığında aptal gibi sevinip onu yanağından öptüğüm için mi? Neden geldi bunlar başıma?
ophelia: Hayatım bunları sorgulamakla ve kendimi evimdeki canavardan korumakla geçti.
ophelia: Büyüdüm. Şimdi hangisi daha kötü bilmiyorum. Küçükken hiçbir şeyin farkında olmadan mutlu yaşayan o kız olmak mı? Yoksa her şeyin farkında olduğu için kendini öldürmek isteyen bu kız olmak mı?
ophelia: İkisi de kötünün kötüsü. Ama asıl zor olan küçüklüğümde sıkışıp kalmış olmam.
ophelia: Yaş olarak büyüdüm ama ruh olarak hep orada, o yatağın altında kaldım.
ophelia: Kımıldayamıyorum, sesimi çıkaramıyorum, başımı kaldıramıyorum.
ophelia: Bunları yaparsam ölürüm.
ophelia: Ölmeyi istediğim halde bunları yapamıyorum. Neden?
prenshamlet: Çünkü sen ölmeyi gerçekten istemiyorsun Oya, sen sadece kurtarılmak istiyorsun.
prenshamlet: Biri gelsin ve seni o yatağın altından çekip çıkarsan istiyorsun.
prenshamlet: Bunu neden kendin yapmıyorsun?
ophelia: Ölmek istemiyorum belki ama yaşamak da istemiyorum.
ophelia: Yaşama sevinci olmayan biri kanadığı yerden nasıl uzaklaşır? Nasıl çıkar oradan?
ophelia: Ne yapacağım şimdi ben Aslan? Nasıl devam edeceğim? Araftayım çıkışı nasıl bulacağım?
prenshamlet: Bunların cevaplarını ben veremem sana.
prenshamlet: Ama cevapları bulacağın kişiye yönlendirebilirim.
prenshamlet: Küçükken yarım bırakılan psikolojik tedavine şimdi kendin devam edebilirsin.
ophelia: Gerek yok, iyiyim ben, kimseyle konuşmak istemiyorum.
prenshamlet: Benimle konuşuyorsun ama?
ophelia: Sen onlar gibi değilsin.
ophelia: Hem unuttun mu sevgilimsin sen benim, seninle konuşmayacağım da kiminle konuşacağım?
prenshamlet: Tabii ya sevgiliyiz.
prenshamlet: Ee söyle bakalım sevgilim, manzara nasıl? Güzel mi?
ophelia: Bilmem güzel galiba.
prenshamlet: Üzerinde krem rengi kısa kollu bir eşofman takımı var, üstünde her zamanki gibi örme mor renkli hırkan...
prenshamlet: Bahçenizdeki hamakta uzanıyorsun.
prenshamlet: Uzun saçlarının yarısı hamaktan çıkmış, aşağı doğru uzanıyor.
prenshamlet: Yüzünde sıfır makyaj, Ay'ın ışığı aydınlatıyor yüzünü, makyaja ihtiyaç duymuyorsun.
ophelia: Çünkü güzel görünmek isteyeceğim bir olay yok hayatımda.
prenshamlet: Daha bitirmedim Oya'cık, sabırlı ol biraz.
prenshamlet: Geceden rengini almış gözlerin gökyüzüne bakıyor, oradaki yıldızları sayıyorsun içinden, ne kadar çok yıldız varsa o kadar çok mutlu olacağını düşünüyorsun.
prenshamlet: Bunu düşünürken gözlerin doluyor, dudakların kıvrılıyor ama yaşlar da yanaklarından süzülüyor.
prenshamlet: Yattığın yerde hafifçe sallanıyorsun, çok sakin duruyorsun, sakince bir şey bekliyor gibisin.
prenshamlet: Mesela... Ölümünü.
prenshamlet: Bir şey yaptın. Ne yaptın bilmiyorum ama yine intihara adım atacak bir şey yaptın.
ophelia: Yaptım, evet.
ophelia: Mutfakta bulduğum ilaç kutusunun içindeki tüm ilaçları yuttum.
ophelia: Sonra hemen bahçeye çıktım. Dediğin gibi yıldızları sayıyorum ama bu sefer mutlu olmak için değil, ölmek için.
ophelia: Şu an 128'deyim. Ölene kadar kaç olur dersin?
prenshamlet: En fazla 130 çünkü gözlerin kayıyor, bayılmak üzeresin.
-
prenshamlet: Ve işte ayıldın.
prenshamlet: Midenin yıkanması nasıl bir histi?
prenshamlet: Çamaşır suyu içmiş gibi hissediyor musun?
ophelia: Aptal aptal sorular sorma!
prenshamlet: Sordurtma.
prenshamlet: Evinin bahçesinde herkesin göreceği alanda iki seksen uzanmak nedir ya?
prenshamlet: Elbette hizmetliler gelip seni bulacaktı.
prenshamlet: Üstelik sonuna kadar dolu olan hap kutusunu mutfaktaki tezgahın üstüne herkesin göreceği şekilde ağzı açık boş bırakmışken...
prenshamlet: Ambulansı arayıp seni hastaneye kaldırmaları kadar normal bir durum olamaz.
prenshamlet: Madem ölmeyi istiyorsun bunun için biraz daha dikkatli davranman gerekmez mi?
ophelia: Düşünememişim.
prenshamlet: Düşünemedin mi? Yoksa bilerek mi düşünmedin?
prenshamlet: Bence sen önce bunu bir düşün.
ophelia: Şu an hiçbir şeyi düşünmeyecek kadar dolu kafam.
prenshamlet: Amcana haber vermişler mi?
ophelia: Hayır, iş seyahatinde daha dönmedi, döndüğünde de kimse bir şey demeyecek ona tembihledim. Bir de onun laflarıyla uğraşamam.
ophelia: Şeytan görsün yüzünü, keşke hiç dönmese.
prenshamlet: Sen ayrıl evden?
ophelia: Ayrılamam, sebeplerimi anlayamazsın.
prenshamlet: Peki peki ısrar yok.
prenshamlet: Midene ve sana iyi geceler.
prenshamlet: Bir dahaki intihar adımında ne yapıyoruz?
ophelia: Yazışıyoruz...
prenshamlet: Aynen öyle akıllı bıdığım benim, şimdilik hoşça kal.