Gece yarısını geçmişti. Kasabanın eski kütüphanesi, gündüzleri çocuk cıvıltıları ve yaşlıların sessiz sohbetleriyle dolu olan o taş bina, şimdi ürpertici bir sessizliğe gömülmüştü. Kuzey, Lara ve Elif, Bahri’nin verdiği anahtarla birlikte kütüphanenin arka kapısından içeri süzüldüler. Kuzey’in elindeki el feneri rafların arasından süzülürken, toz kokusu ve geçmişin sessizliği dört bir yana sinmişti. Lara, babasının burada bir şey saklamış olma ihtimaliyle kalbi çarpan bir heyecan içindeydi. Elif ise, her adımda biraz daha geriliyor, sanki bastığı taş zeminden geçmişin hayaletleri yükselecekmiş gibi hissediyordu. Kütüphanenin arka tarafındaki eski dosya odasına ulaştıklarında Kuzey durdu. “Bahri, ‘duvarın arkasındaki taşın altında’ demişti,” diye fısıldadı. Lara hemen duvarın dibine çöm

