2.Bölüm "Hırsızlık"

2118 Kelimeler
2.Bölüm “Hırsızlık” Karen Akça…. Sarıkamış…. “Gölge sahne için son 5 saniye 4 - 3 - 2 - 1 ve sahneeee” Ekibimle birlikte sahneye çıkıp Kafkas dansını yapmaya başladık. 20 yaşında tanıştım dans etme isteğimle. Aslında hayalim balerin olmaktı ama imkansızlıklardan dolayı olamadım. Balerin olabilmem için en az 5 veya 6 yaşında eğitime başlamalıydım. Vücudumun esnekliği açısından. Beden eğitimi öğretmenimin öncü olması ile dans hayatım başladı. Eşi profesyonel dans eğitmeni. Bulgaristan'da başlayan serüven Dalya'nın hastalığı ile İstanbul'a kadar uzadı. Bu grubu kurup turnelere çıkmamız, teklifler almamız ilk başta hayalden ibaretti. Ama şimdi hayalini kuramadığımız her şeyin başarısını yaşıyoruz. 25 yaşında profesyonel baş dansçı olmayı başardım. Yaşım doğru mu acaba? Tahmini 7 veya 8 yaşlarında bulmuş beni Zehra anne. Kızının kimliğine göre şu an 25 yaşındayım. Gerçek annem beni 25 yaşında doğurmuş olsa şimdi 50 yaşındadır. Acaba hayatta mı? Benim bir ailem var mı? Tonton bir dedem hatta. Çok merak ediyorum,eskiden asla aklıma bile gelmezdi ama son bir aydır sürekli aile arayışı içine girdim gibi hissediyorum. Zehra anneme de söyleyemiyorum, çok üzülüyor. Seni az mı sevdim ondan mı eksiklik hissediyorsun der hep. Halbuki kızı Dalya'dan üstün tuttuğu zamanlar bile oldu. Dalya gerçekleri bilmiyor, beni öz ablası sanıyor. Zehra anne istedi bu durumun böyle olmasını bende o ne derse uyum sağladım. Zaten 3 yaşındaydı, ölen ablasının yerine ben geçmiş oldum. Zehra annemin yanına geldikten sonra ki günleri hatırlıyorum ama öncesi silik. Sanki biri beynime reset atmış gibi. Sürekli iğne yapılmış bana mesela, kalçamda izleri varmış. Omzundan ve kalçandan iğne yapılmış, kim bilir nasıl zehirlediler seni demişti Zehra anne. Çok baş ağrısı çektiğimi hatırlıyorum. Taşındığımız kasabada bir şifacı buldu artık Zehra anne. Çünkü normal ağrı kesicilerin faydası olmuyordu. Otla çöple lapa gibi bişiler yapıp alnıma ve şakaklarıma sarıyorlardı. Bitki çayı içiriyorlardı. Lapanın olduğu yerlerde yanma hissi oluşur bir müddet sonra kesilirdi. Yanma hissi geçince ağrıda geçerdi. Mentol kokusu ve onun verdiği yanıcı his gibi. Çocukluğum bol ağrılı ama bol sevgili geçti. Zehra anne çok koruyup kolladı beni, çok sevdi. Şimdi o günlerin borcunu ödeme zamanı. Dans gösterisinde finali verdik. Türk bayrağını çıkarıp açtık ve yukarı doğru kaldırdık. Resmini çektiğim Ortaç'ın fotoğrafını istediğim gibi yansıttılar. Kulak kabarttım ve ; “Aaaaa anneeeee beeeeennnn” sevinç nidasını duydum. Görev başarılı… Birine daha verdiğim sözü tuttum ve sürprizimi yaptım. Şimdi sırada Dalya var. Sabahında yola çıktık, Kars ve Sarıkamış'a veda ettik. İstanbul bizi gayet güzel bir yağmurla karşıladı. Zehra annem ve Dalya ile bolca vakit geçirdim. Kendimce onlarla vedalaştım aslında. Kars'ı Sarıkamış'ı anlattım. Asker selamı veren Ortaç'ı anlattım. İlgiyle dinlediler. Bu akşam aklımdaki planı başarırsam, ikisi ile geçirdiğim son saatler. Bol bol moral verdim Dalya'ya. Zehra annemin bakışlarından bile belli oluyor bana minnettar. Gece kulübünde ki mesaim başlamak üzere. Her zaman çalıştığım taksi ile kulübe geldim. Siyah tayt siyah tişört giyip dört kızla sahneye çıkıp dans edip indim. Onlar gibi asla giyinmiyorum. Bu ortamda sırıtıyorum her halimle. Mecburi bir görevi yerine getirir gibiyim. Çünkü dans etmek özgürlük ister. Patron bozuntusu zorla yaptırıyor bu işi. Bende o görevi yerine getiriyorum. Çık kızlara uyum sağla, dansını yap in. Sahneden inip kulis dedikleri odaya geçtim. Elimi yüzümü yıkadım ve patronun odasına geçip bi şekilde bugün kaçta çıkıp gidecek buradan onu öğrenmem lazımdı. Koridorda o tarafa doğru ilerlerken aşağıdan silah sesleri geldi. Ara sıra olan şeyler, hiç umursamadım. Alkolün su gibi tüketildiği mekanlarda kaçınılmaz son. Patronda dahil herkes sesin geldiği tarafa doğru koşturdu. Bende onların tam tersi istikamette patronun odasına ilerledim. İstesem, hatta uğraşsam böyle bir karışıklık çıkaramazdım. Bu tamamen Dalya'nın şansı. Patronun odasına geldim. Kapısı açık, böylesi 40 yılda bir denk gelir. Yinede hemen fark edilmemek için sarı saçlarımı toplayıp üzerimdeki kapşonlu hırkanın şapkasını başıma geçirdim. Masanın arkasında dolabın içindeki kasayı açtım. Görsel hafızam çok iyi ve ilk defa böyle bir şey için kullanıyorum. Gördüğüm rakamları asla unutmam. Bana sözleşmeyi imzalattığı gün henüz ben odadayken kasanın şifresini girip kapağını açmıştı. Tuşladığı şifreyi unutmadım, telefon numarası da aynı şekilde oluyor. Bir kere bakmam yeterli hemen hafızaya kaydediyorum. Kasadan deste deste paralara göz atıp tahmini bize lazım olan miktarı aldım. Karın boşluğuma taytımın içine dizdim sıra sıra. Kapakları kapatıp, üzerimi düzenleyip çıktım. Bu kadar kolay olacağını ben bile beklemiyordum. Sabaha kadar tuvalette saklanıp patron gidince ancak odasına girerim diye plan yapmıştım. Temizlik saatinde açık kalır o oda ve bi bahane ile temizlik yapılırken girip parayı alacaktım. Her kapıyı açık bırakıyor temizlikçiler. Onlar diğer tarafı temizlerken ben bu odada ki işimi hallederim diye düşünmüştüm. Böylesi daha kolay daha hızlı oldu benim için. Curcuna ve kavga devam ediyor. Kameraları takip eden iki kişi var ve eminim şu an kavgayı izliyorlar. Çünkü patronda orda. Taksiye atladığım gibi önceden konuşup anlaştığım tüm imkanların olduğu başka bir özel hastaneye geçtim. Muhasebede ki bayanla telefonda konuştuk. O da hemen hastaneye geldi. Parayı teslim edip donör ile ilgili iletişim bilgilerini verdim. Bu saatten sonra hastane devreye girdi. Eve ambulans yollanmasını ve hemen bu gece tedaviye başlamalarını rica ettim. Kabul ettiler, odadan çıkınca derin bir nefes alıp verdim ve Zehra annemi aradım. İkinci çalışta açıldı telefon; “Gelincik çiçeğim, söyle annem. Müjdene ihtiyacım var” “İş adamı tedaviyi üstlendi anne, hazırlanın ambulans geliyor. Bu gece itibari ile başka özel hastanede tedavisi başlayacak Dalya'nın. Donörle irtibata geçtiler, resmi prosedürü başlattık. Saat farkı falan kimsenin umurunda olmadı, parayı alınca” “Tamam kızım sen nerdesin” “Kulüpteyim, ortalık karışık. Siz hastaneye geçin ben gelebilirsem gelirim” deyip kapattım telefonu. Zamanım yok, patron benim nerde olduğumu öğrenmeden uzaklaşmam lazım buradan. Taksiye atladığım gibi karakola gittim, teslim olmaya… Bu parayı ve borcu bahane edip bana en olmadık ahlaksız tekliflerde bulunacak kart horoz. O zevki asla ona yaşatmam. Karakol bahçesinden girdim ama binaya giriş yapamıyorum. Asker ve polislere karşı özel, bambaşka korkum var. Kızlar üniformalı erkek hastası normalde fakat ben tam tersi. Çok korkuyorum. Hiç suç işlemeyen insan gerçekten kolluk kuvvetlerinden daha çok korkuyormuş bunu anladım. Başka çarem yok deyip binaya yaklaştım. Kapıda nöbet tutan polise; “Kolay gelsin, iyi nöbetler” “Teşekkürler, buyrun” “Şeeyy, ben bi suç işledimde. Patronumun parasını çaldım. Şimdi ne yapmam gerekiyor” Diğer poliste geldi yanımıza. Baştan aşağı süzdüler beni. İlk konuştuğum polis; “Bağımlı mısın sen? Madde falan mı kullandın?” “Yooo sadece para çaldım. Madde de mi kullanmam lazım tutuklanmam için. Bilmiyorum o tarz şeylerle hiç işim olmadı” “Israrla suç işledim diyorsun yani” “Evet, para çaldım” “Tamam geç bakalım. İfadeni alsınlar içeride” deyip eliyle girişi işaret etti. Ben önde onlar arkada ilerledik. Beni Hırsızlık Büro Amirliği yazan bi bölüme aldılar. Bayan polise durumumu söyleyip çıktı, kapıda nöbet tutan erkek polis. Ben şaşkın şaşkın bakınıyorum sadece. Bayan polis üzerimi aradı ve telefonumu sırt çantamı herşeyimi aldılar. Başka bir odaya geçtik, masanın önünde ki sandalyeyi işaret edince oraya oturdum. Başka polis geldi, ekranın karşısına geçti ve diğeri soru sormaya başladı. Kimlik ve adres bilgilerimi aldılar önce. Sonra polis bana bakıp; “Kimin parasını çaldın? Patronun kim ve o parayı ne yaptın?” “Patronum Salih Eroğlu.. Özel hastanesi ve gece kulübü var. Ben gece kulübünde dansçıydım zaten. Kulüpteki kasasından aldım parayı” O sırada kapı çaldı ve takım elbiseli bir adam girdi içeri. Polise bakıp; “Ben Salih Eroğlu adına geliyorum. Eroğlu Şirketler Grubunun avukatıyım. Bu bayan hırsızlık yapmadı. Eroğlu markasının ve isminin kesinlikle böyle bir olaya karışmasını istemiyoruz. Hanımefendi ile konuşabilir miyim?” Gecenin bi yarısı ayakta uyumuyorsam eğer bu gördüğüm rüya değil. Buz gibi gerçek. Adamın bi tomar parasını çaldım avukatını yollamış kurtarmaya çalışıyor beni. Daha beteri bekliyor beni kesin. Polis şaşırdı ama izinde verdi. İki poliste çıkınca avukat; “Salih bey seni görmek istiyor. Sözleşmeni yırttı attı. Zaten dans mı ediyor işkence mi çekiyor belli değil dedi. Kardeşinin tedavisine müdahale edip durdurmasını istemiyorsan benimle birlikte çıkıp geleceksin. Yoksa iki katı da para ödesen bu ülkede tedaviyi yaptıramazsın. Kardeşin ölür gider. Aklını kullan gel konuş Salih beyle” “Bi kere konuştum yardım istedim, aklınca uyanıklık yapıp dans ettirdi bana. Bu defa ne yapacak acaba. Belki genelev işletiyor, satacak beni. O adamın yanına gidip dediğini yapana kadar hapis yatarım daha iyi” “Sen bilirsin Karen. Hapiste yatarken kardeşinin cenazesi için izin alıp çıkarsın artık. Çünkü tedavisi olmayacak. Dediğim gibi benimle gelmezsen Salih bey müdahale edecek. Yolda gelen donörü bile tekrar evine yollar. Yapar bilirsin onu, az çok tanıdın” “Allah belanızı versin sizin” deyip kalktım. Koridorda da ki sandalyeye oturdum. Avukat bozuntusu polislerle konuştu ve başıyla işaret verdi bana. Çıkıyoruz diye. Eşyalarımı aldım tekrar ve o önde ben arkada çıktık karakoldan. Araç ve şoför bekliyor kapıda bizi. Arka tarafa geçip oturduk. Avukatta arka tarafa yanıma oturdu, ona bakıp; “Karakolda ne dediniz de öylece elimizi kolumuzu sallayıp çıktık” “Salih beyle özel bir meselenizin olduğunu ve bu şekilde intikam almak için uğraştığını söyledim. Hırsızlık yok adamı ifade yoluyla karakola ayağına getirtmek için yalan söylediğini dedim. Bana daha kolay inandılar, sende suçlu tipi yok çünkü” Gözlerimi devirdim. Kurbanlık koyun gibi patronun ayağına gidiyorum tekrar ama bu defa onun değil benim dediğim olacak. Kararlıyım! Gece kulübüne geldik ve direk yukarı patronun odasına çıktık. Avukat kapıyı çalıp girdi bende peşinden. Masasına kurulmuş ve yemin ederim şu an zevkten dört köşe. Bakışlarımız çakıştı, dudağı keyifle yukarı doğru kıvrıldı ve; “Aylardır aradığım yetenek gözümün önündeymiş ama haberim yokmuş. Karen seninle gurur duyuyorum. Otur bakalım karşıma” Sarhoş mu, kavgada kafasına darbe mi aldı anlamadım. Adamı soydum o beni övüyor. Geçip oturdum ve direk gözlerine baktım. Konuşmaya başladı; “Karen çok profesyonel şekilde paramı çalıp öylece çıkıp gitmişsin. O kadar ince işlemişsin ki planını, hastaneyi hatta donörü bile gece gece ayağa kaldırdın. Kısaca göz attığın kasadan sadece tedavi parasını çalmışsın. Sayısal zekan süper. Şifreyi çözmenden belli zaten. Aynı işi bir kere de polis teşkilatı adına yapacaksın” deyip polis kimliğini gösterdi bana. Ağzım açık kaldı. Kimliği cebine atıp; “Ben Salih Eroğlu. İş adamı kulüp işletmecisi ama aynı zamanda emekli sivil polisim. Ara ara teşkilata yardımcı oluyorum. Şimdi teşkilat adına senden yardım istiyorum” “Ben çok şaşkınım. Ne yapabilirim ki hem. O kadar eğitimli polisler dururken benim gibi sıradan bir insanın teşkilata ne faydası olabilir” “Eğitimli polis kadınlar her ortamda bi şekilde dikkat çeker. En dikkat çekmeyecek ve bu işi halledecek kişi sensin Karen. Kusura bakma tehditle getirmek zorunda kaldık. Bu çok gizli bir operasyon olacak. Karakolda herhangi bir köstebek olabilirdi. Bu konuyu konuşacağımız en emniyetli yer burası. Yarından itibaren dans hayatına kısa bir ara veriyorsun. Seni Aslan Holding'te işe başlatıyoruz. İkram personeli olarak. Yönetim katında” “Peki ne yapacağım o Aslan Holding'te. Herhalde çay kahve taşımak için sokmuyorsunuz beni oraya” “Holdingin yönetim kurulu başkanı Cihangir Aslan. Odasında ki kişisel kasasında bir dosya var. Kırmızı kaplı, kasadan o dosyayı alıp bana getireceksin” “Ne işinize yarayacak o dosya. Anlamadığım bir işi yapamam. Teşkilata veya devlete gerçekten faydası olacaksa belki bir kereye mahsus denerim” “Türkiye'de uluslararası konsorsiyum kuruldu. Her ülkeden güçlü iş insanları bir masada toplandı. Ama kimler var, kurulan bu şirketler birliği yani konsorsiyumun asıl amacı nedir o dosyada yazıyor. Liste elimize geçmeli.” “Yapamam” “Yapacaksın! Ülkenin itibarı söz konusu. Konsorsiyum bu ülkede istediği gibi at koşturamayacağını anlamalı. Kaçakçılık mı yapıyorlar, uyuşturucu ticareti mi yada beterin beteri diyeceğimiz organ ticareti mi? Bunlardan her şey beklenir. Tarihte hep var oldular ama her ülke bir şekilde dağıttı bu birliği. Şimdi sıra Türkiye'de. Bizde dağıtmak zorundayız” “Bu kadar önemli ve kapsamlı bir mesele için ben çok yetersizim. Başaramam gibi geliyor. O kasanın içinde bu kadar önemli bir dosya varsa senin ki gibi şifresi 1970 değildir. Bu iş benim boyumu aşar patron. Eğitimli polis sokun, koskoca teşkilat. En olmadı mitten destek alın. Ben yapamam” “Hastaneyi arayıp iptal ettiriyorum tedaviyi o zaman. Dikkat çekmeyecek birisi lazımdı bize. Sahne adın gibi bir Gölge olup Cihangir Aslan'ı takip edeceksin ofis içinde her fırsatta. Kasaya ve dosyaya ulaşacaksın. Başka çaren yok Karen, kardeşin için yapacaksın bunu. Kabul etmezsen yola çıkan donörü bile öldürürüm” Bu nasıl polis böyle! Acaba ikna etmek için mi tehdit ediyor yoksa gerçekten yapar mı? Kumar oynayabileceğim bir durum değil çünkü Dalya'nın hayatı söz konusu… Derin bir nefes alıp verdim; “Tamam, kabul ediyorum. Ama sadece bir kere denerim. Başaramazsam anında çekilirim operasyondan. Güvenliğimden de siz sorumlusunuz” “Kabul, hadi şimdi annenle kardeşinin yanına git. Nakile kadar sana izin. Nakilden sonra sabah 8 akşam 5 mesaisi ile daha düzenli bir hayat seni bekliyor olacak. İster bir ay içinde al o dosyayı istersen 3 günde. Zaman sınırımız yok. Yeter ki başarılı ol ilk denemede. Başaramazsan da ben arkandayım merak etme” “Tamamdır patron” deyip kalktım… Sonra; “Umarım sözleşme işine dönmez bu olayda. Eğer yalan çıkarsa ve ölmez sağ kalırsam bu defa sadece hırsızlık yapmam, katil olurum!” deyip çıktım… İçime sinmedi, hatta çok saçma geldi ama Dalya için, Zehra annem için değer. Ameliyatta yanlarında olabileceğim için çok mutluyum. Tek tesellim en azından özgürüm. Şimdilik!!!
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE