Her şey, bir anda gözümün önünde oldu. Baran’ın yüzü kasıldı, gözleri adeta kan çanağına dönmüştü. Öfkesi öyle yoğundu ki sanki bedeninden taşmak üzereydi. Bir adım attı, sonra bir tane daha. Ve kimse daha ne olduğunu anlamadan, yumruğunu kaldırıp Mirza’nın çenesine yapıştırdı. Bir tokat sesi gibi yankılandı yumruğunun darbesi. Mirza bir anlık sendeledi ama yere düşmedi. Baran bir saniye bile tereddüt etmedi, bir yumruk daha savurdu. “Sen benim karımı nasıl kaçırırsın? Ona nasıl böyle bir zulüm yaparsın, ha?!” Bağırışı öyle güçlüydü ki gökyüzü bile titredi sanki. Mirza, dudak kenarındaki kanı başparmağıyla sildi. Ama gülüyordu. Gözlerinin içinde ufacık bir pişmanlık bile yoktu. Bu, Baran’ın öfkesine daha da benzin dökmek gibiydi. Baran gömleğinin kollarını sıyırıp yeniden Mirza’

