Eva
Sürü evinde sabahtan beri koşuşturma vardı. Çalışanlar bir dakika bile yerinde durmuyor herkes bir iş yapıyordu. Dün Rex çalışanları azarlayınca kimse kendi işini bana yaptırmaya çalışmıyor hepsi kendi işini kendi yapıyordu. Olması gerektiği gibi! Elena ile her karşılaştığımızda tiksintiyle bana baksada onu umursamamaya çalışıyordum. Rex, servis ve onların odaları ile ilgileneceğimi söylediği için ben rahattım, sadece Seth oturma odasında yemek yenileceği için burayı toparlamamı istediği için odayı toparlıyordum.
Şu an bu evde resmen hizmetçilik yapıyordum başta buna sinir olsamda sonradan böyle olmasının daha iyi olduğuna karar verdim.Sonuçta onların evinde yan gelip yatarak bana bakmalarını istemezdim hem benim güvenliğimi de sağlıyorlardı benim de bunu bir şekilde ödemem gerekirdi.Her ne kadar onlardan korksamda bir yanım kendimi güvende de hissediyordu.
Rex'i görünce çekinerek tepesinde dikildiğimde bakışlarını bana çevirip, "Bir sorun mu var?"
"Şey... Sabrina hakkında bir şey duydun mu?"
"Hayır, sorduğum hiçbir sürü öyle bir kız görmemiş" sıkıntılı şekilde bakışlarımı yere odakladığım da ,"Hâlâ ondan haber yoksa hayattadır demek, merak etme. Birileri görüp öldürse bu hemen yayılırdı." motive etme şekli garip olsada bunu demesi rahatlatmıştı beni. İyi ya da kötü haber yoktu,gerçekten hayatta olabilirdi belliki saklanıyordu ama bu kurtlar kokusunu kaç km öteden alabilirdi nasıl kendini onlardan koruyabilirdi ki?
Rex bana aniden yaklaşınca korku ile geri adım attım hâlâ onlara alışamamıştım.Bana bir şey yapmasalar bile kurt adamlarla yaşamak ister istemez korkutuyordu.
Ondan korktuğumu anlayınca dudak kıvrımları yukarı hafif kalktı, onlardan korkmam bu adamın resmen hoşuna gidiyordu.
"Eva akşam hiçbir sorun istemiyorum.Gelen alfa bölgenin en büyük sürüsünün Alfası, ona veya yanındakilere karşı bir hatan olursa seni ben bile kurtaramam." Böyle konuşması iyice tedirgin etmişti.Belli ki Rex'ten bile daha güçlüydü.
Sadece "Tamam" diyebildim.
Akşam olduğunda herkes diken üstündeydi, her şeyi kontrol ediyor sorun olmaması için uğraşıp duruyorlardı.
"Rex geldiler" Seth'in sesi kapının yanından gelince herkes ona doğru yöneldi.
"Tamam geliyorum"
"Eva sen yemek boyunca bizimle kalacaksın servis için"
"Tamam" Alfayı karşılamak için gittiklerinde bende son kez masaya göz attım eksik var mı diye. Kapıdan gelen sesler ile arkamı döndüğümde karşımda iki erkek bir kadın olmak üzere üç kişi duruyordu. Adamlarda biri 1.90 boylarında, koyu kısa kumral saçları olan kehribar gözleri ile dikkat çeken 26 yaşlarında biriydi.Kadın ise benden uzun tahmini 1.72 boylarında 25 yaşlarında beline kadar gelen bakımlı sarı saçları ve kocaman mavi gözleri ile her erkeğin arzulayacağı güzellikte olan biriydi ve son olarak bana şok olmus şekilde bakan diğer adam.... 1.92 boylarında 27 yaşlarında deniz mavisi gözleri olan simsiyah kısa kesim saçı, buğday teni ve kaslı vücudu ile o da her kadını kendine aşık edecek yakışılıktaydı. Bakışları o kadar keskindi ki insan bulunduğu ortamdan yok olmak istiyordu.Mavi gözlü adam dışındaki kurtlar bakışlarını Rex'ten alıp bana odakladığında bana merakla bakarken, başından beri bana anlayamadığım garip bir ifadeyle nasıl desem sanki ufak bir şok geçiriyor gibi bakan adam üstümden bakışlarını bir saniye bile ayırmadan bakıyordu, bu da kendimi huzursuz hissetmeme neden oluyordu.
'Niye bana öyle bakıyor ki?' istemsizce kaşlarım çatılmıştı.Sonra yüzündeki şaşkın ifade gidip yerine sert bakışlar geldi.Yanındaki sarışın kızın belinden tutarak Rex'in yönlendirmesi ile odaya yürümeye başladılar. Yanımdan geçtiğinde dişlerini sıktığına yemin edebilirim.
'Bu da Elena gibi anlaşıldı insanım diye beni küçük gören kurtlardan' içimden kendimle konuşurken Rex'in sesi ile kendime geldim.
"Tekrar hoş geldin Colt" siyah saçlı adama bakarak konuştuğunda adının Colt olduğunu da öğrenmiş oldum.Sürünün alfası bu adam olmalıydı.
"Sağ ol Rex" konuşurken sanki nefes almamaya çalışıyor gibiydi hâlâ bakışları sertti.
"Rebecca ve Beta Dean sizi görmekte çok güzel"
"Seni de gördüğümüze sevindik Rex, hiç değişmemişsin" adının Rebecca olan kadın flörtöz şekilde Rex ile konuşuyordu.
Dean ise Rex ile ilgilenmiyor sürekli bana meraklı bakışları ile bakıyordu.Rebecca arada baksa da Colt hiç bakmıyordu.Dean daha fazla dayanamayıp bana bakarak,"Merhaba Eva" adımı söyleyince iki kaşım da şaşkınlıkla havalandı. Adımı nerden biliyordu?
"Merhaba" sesimin net çıkması için dua etmiştim.
"Burda senin gibi bir türün olduğuna hâlâ inanamıyorum, Rex seni söylediğinde başta inanmamıştım ona, hatta buraya gelene kadar inanmıyordum ama seni görünce...." sonra eliyle baştan aşağıya beni gösterip, "Gerçekmişsin" yüzünde merak, şaşkınlık buna benzer başka duygularla bana bakıp duruyordu. Rebecca da konuşmaya dahil olarak ,"Senin gibi birinin bu boyutta ne işi var merak ediyorum" Dean kadar olmasa da onunda bakışlarında şaşkınlık vardı ve bir şey daha vardı.Kendini beğenmişlik....Benimle konuşurken sesindeki dalga geçer tını farkediyordum. Onlarla ne kadar az konuşsam o kadar iyiydi Dean değil ama Colt denilen adam benim ciddi anlamda gerilmeme neden oluyordu.
"Rex onunla ilgili ne yapmayı düşünüyorsun?" Dean'nin sorusu ile bende Rex'e baktım onun kadar aslında bende merak ediyordum.
Rex sıkıntılı şekilde bana bakıp," İnan bana bende bilmiyorum"
"Onu kendi boyutuna göndermek istiyorum" bunu demesiyle Colt denen adamdan bildiğin bir hırlama sesi gelmişti! Herkesin bakışları bir anda Alfaya kaysa da bakışlarını hemen üzerinden çektiler belli ki onu kızdıracak hareketlerde bulunmamaya çalışıyorlardı.
"Peki bir şeyler bulabildin mi?"
"Daha değil, araştırıyorum hâlâ" sonra bana dönüp, "Onu bulduğumuz yerde defalarca araştırma yapsam da hiçbir şey bulamadım" Ne yani Rex beni buldukları yeri sürekli gidip inceliyor muydu?...
"Büyüklere sordum onlarda sadece insanların varlığından haberdar olduklarını, onu tekrar nasıl gönderebileceğimi bilmediklerini söylediler"
"Şu an için tek bildiğim şey Eva'nın bana anlattıkları" Dean merakla devam etmesi için yüzüne bakarken Colt tepkisizce Rex'i dinliyordu.
"Eva kendi boyutunda adamlardan kaçarken..." Uzun zamandır yüzüme bakmayan Colt hızla bakışlarını bana çevirmişti Rex'in bu cümlesi ile.
"Kaçarken adamlardan saklanabilmek için arkadaşı ile bir mağaraya girmiş, mağara karanlık olduğu için önlerini göremeyip bir anda düşmeye başlamışlar sonra ışık patlamasına benzer bir şey olmuş ve sonuç burdalar... Bunun dışında hiçbir şey bilmiyorum"
"Başkası da mı var? Nerde şu an?" Dean iyice meraklanmıştı.
"Bilmiyoruz, Eva'yı bulduğumuzda tekti.O kızı da her yerde arıyorum" Sabrina aklıma gelince gözlerim dolmaya başlamıştı.Başına bir şey gelmemesi için her gün dua etsemde günler geçip onunla ilgili haber alamayınca içimdeki yaşadığına dair umutta solup gidiyordu.
"Eva?" Rex'in bana seslenmesi ile daldığım düşüncelerden sıyrıldım ona baktığımda Colt'un da beni dikkatlice izlediğini gördüm ve bu tüylerimin diken diken olmasına neden oldu.
"Yemeğe geçeceğiz servise başlayabilirsin" başımı sallayıp dediğini yapmaya başladığımda onlarda masaya geçmek için ayaklanmışlardı.
Herkesin tabağına masada bulunan envari çeşit yiyeceklerden koyarken Colt ve Rex hararetli şekilde birbirleriyle anlamadığım konulardan konuşuyordu.
"Eva bu tabaktakileri götürüp bana yeni bir tabak getirir misin?" Rebecca'nın dediği şey ile ona ifadesizce baktım.
"Bunlar bana fazla" fazlaysa yemekleri tekrar yerine koy niye yeni tabak istiyorsun ki! Pisliğine yapıyordu resmen. Odada ki tüm havayı içime çekerek sakin kalmaya çalışsam da yapamamıştım. Önündeki tabağı alıp fazla dediği her yiyeceği tekrar masadaki tabaklara koymaya başladığımda herkes şok olmuş şekilde bana bakıyordu.
"Tabağına zaten hiç dokunmadın fazla dediğin yiyecekleri tekrar yerine koyabilecek kapasitenin olduğuna inanıyorum" Bunlar beni iyice hizmetçi moduna sokmuştu, tamam evde kaldığım için eve yardım ediyordum ama bunu da zaten fazla fazla çalışarak ödüyordum.Beni ezmelerine artık tahammül edemiyordum.
Odanın atmosferi birden değişti Rebecca gözlerini dikmiş öfkeyle bana bakarken Dean'nin yüzünde sırıtış vardı, Colt ise belli etmemeye çalışsa da şaşkındı.
"Eva! Bu ne terbiyesizlik! " Rex öfkeyle ayağa kalkıp bağırınca Rebecca'nın yüzünde gülümseme oluşmuştu, alfa kolumdan sertçe tutup acı içinde inlememe neden olduğunda Colt elini masaya hızla vurdu, onun ani tepkisi yüzünden yerindem korku ile sıçramıştım, kolumdaki acıyı bile unutup ona baktığımda burnundan soluyordu, bakışları Rex'in sertçe tuttuğu koluma kaymış derin derin soluk alıp duruyordu.
Gözlerini kapatıp yavaşça açtıktan sonra,"Rex oyuncağına söyle bir daha böyle bir şey yaparsa kötü olur!"
"Üzgünüm Colt, bizden olmadığı için nasıl davranacağını bilmiyor" dedikten sonra Rex kolumdan tutarak sürüklercesine odadan çıkarttığında Colt'a dik dik baktım.İfadesiz şekilde bana bakıyordu.
Odaya geldiğimizde yere atarcasına itip,"Ne halt ettiğini sanıyorsun! Sana hata yapma dedim!"
"Rex evinde kalıyorum diye size ev işlerinde yardım ediyor olabilirim ama kesinlikle buranın hizmetçisi değilim! Kimse bana o şekilde davranamaz.Rebecca denilen kadın bu şekilde davrandığını için tepki gösterdim."
Beni kendine iyice çekip tehditvari şekilde "Bana bak,istesem seni burdan kovarım ama başına bir şey gelmesini istemediğim için tutuyorum. Sizin dünyanızı bilmem ama burda senden üst rütbeden olan herkese saygı göstermek zorundasın!" tekrardan kolumu sıkıyordu.
"Kolumu bırak! Acıtıyorsun!" can havliyle kendimi kurtarmaya çalışsam da asla bırakmıyordu.Kesinlikle yarına moraracaktı.
Gözlerimin dolduğunu görünce bıraktı, "Bu sana son uyarım bir daha tek bir hatanda seni burdan gönderirim" öfke dolu bakışlarını çekip hızla odadan çıktığında ağlamaya başladım.
Burdan bir an önce gitmek zorundayım ve yarın ilk işim bunlardan gizli uyandığım yere gitmek olacaktı...
Gece olmuştu bir türlü uyuyamıyordum.Rex'in kolumu sıkması yüzünden kolum şimdiden morarmaya başlamış ve çok kötü ağrıyordu banyoya gidip soğuk su tutmaya karar verdim.
"Gerizekalı niye bu kadar sıktın ki!"
Suyu üstünde gezindirdikçe rahatlasamda çok sürmüyordu.On dakika boyunca soğuk suda bekletip içeriye geçtiğimde yatağa oturdum ve oturmamla koltukta bir karartı görmem bir oldu. Çığlık atacakken hızla üstüme gelip eliyle ağzımı kapatınca gördüğüm yüz ile donup kaldım.
Bu Colt'du...